
Konser Tarihi : 31 Ocak 2025 Cuma
Konser Saati : 20:00
Konser Salonu : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
KONSER PROGRAMI
Şef : BURAK TÜZÜN
Solistler : EZGİSU APAYDIN “keman”
P. I. TCHAIKOVSKY Keman Konçertosu
L. BEETHOVEN Senfoni No:7
BURAK TÜZÜN
Türk bestecilerine, genç sanatçılara ve yeni müzik fikirlerine verdiği önem ile tanınan, birçok Türk bestecisinin eserlerinin ilk seslendirmesini ve kayıtlarını gerçekleştirmiş olan orkestra şefi ve akademisyendir.
Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın kurucu şefliği yapmış olan Tüzün, Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın Genel Müzik Yönetmeni, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Anasanat Dalı öğretim üyesidir.
Subay bir baba ve öğretmen bir annenin büyük çocuğu olarak 17 Temmuz 1970 tarihinde Ankara’da doğan Burak Tüzün, müziğe kendisine 5 yaşındayken hediye edilen bir blok flüt ile başladı. İstanbul Pendik Merkez İlkokulu’ndaki müzik öğretmeninin yönlendirmesiyle 1981 yılında Ankara Devlet Konservatuvarının sınavlarına girerek keman bölümüne kabul edildi. Semra Bayraktar ile başladığı keman öğrenimini 1992 yılında Prof. Server Ganiev’ in sınıfından mezun olarak tamamladı. Aynı yıl Türkiye’nin üç büyük şehri dışında kurulan ilk konservatuvarı olan Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda keman öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Konservatuvarda Prof. Koral Çalgan tarafından kurulan Türkiye’nin ilk çocuk orkestrasında asistanlık yaptı. İlk konserini bu orkestra ile 23 Nisan 1992 tarihinde verdi.
Anadolu Üniversitesi’nde armoni öğretmeni olan besteci Sami Hatipoğlu’nun desteği ile orkestra şefliği konusunda çalışmalarını ilerletti. Bilkent Senfoni Orkestrası’nın şefi Alfred Mişurin ile çalıştı.
1996 yılında Çaykovski Moskova Devlet Konservatuvarı’nın sınavlarını kazanarak bu okulun Senfoni ve Opera Şefliği Bölümünün lisansüstü kısmına kabul edildi. Anadolu Üniversitesi tarafından gönderildiği Moskova Konservatuvarında Rusya Halk Sanatçısı Prof. Leonid Nikolaev’ in şeflik sınıfında 6 yıl boyunca öğrenim gördü. Prof. Youri Butsko ile Orkestrasyon ve Partisyon Okuma, Prof. Vladimir Jdanov ile Opera Şefliği, Rimma Khananina ile Piyano çalıştı. Orkestra şefliği öğreniminin son iki yılında eş zamanlı olarak Prof. Dr. Margarita Karatıgina’nın yönetiminde Müzik Teorisi bölümünde doktora çalışmalarını 2002 yılında tamamladı.
2002 yılında Türkiye’ye geri dönen Tüzün, Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın (ASO) kuruluşunda yer aldı ve 2013 yılına kadar bu topluluğun Genel Müzik Yönetmenliği görevini üstlendi. Bu süreçte birçok Türk eserinin ilk seslendirmesini gerçekleştirdi. Haftalık konser düzeni ile çalışan ilk üniversite orkestrası olan ASO ile birçok kayıt yaptı. Paydaş kurum ve birimlerle çeşitli projelerde görev aldı.
2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarına geçen Tüzün, Hacettepe Senfoni Orkestrası’nın (HSO) Genel Müzik Yönetmeni olan Prof. Erol Erdinç’in emekliye ayrılmasından sonra 2015 yılında bu göreve atandı.
Türk bestecilerinin eserlerine, genç sanatçıların yorumlarına ve birimler arası projelere verdiği önemi kararlılıkla sürdüren Tüzün ulusal boyutta ödüllere de layık görüldü. HSO ile yurtiçi ve yurtdışı konser turneleri gerçekleştirdi.
Ernst Praetorius’ un 1941 yılında Türkiye’de yazmış olduğu senfoninin Ankara Devlet Konservatuvarı Kütüphanesi’nde bulunmasının ardından eserin icraya ve partitürün yayına hazırlanması sürecinde aktif olarak çalıştı.
TRT Radyo 3’te “Maestronun Günlüğü” programını hazırladı.
2017 yılında profesör unvanı alan Burak Tüzün Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon ve Orkestra şefliği Anasanat Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışmakta ve Hacettepe Üniversitesi Genel Müzik Yönetmenliği görevini sürdürmektedir.
EZGİSU APAYDIN
1997’de Adana’da doğan Ezgi Su Apaydın, 6 yaşında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Dania Kainova ile keman eğitimine başladı.
2010-2012 arası çalışmalarını Marina Kvlividze ile sürdürdükten sonra, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Müzik ve Sahne Sanatları Lisesi’ne burslu olarak kabul edilip, lise eğitimini Muhammedjan Turdiev ile tamamladı. Üniversite eğitimi için Folkwang Universität der Künste’ de (Essen/Almanya) Prof. Mintcho Mintchev’ in sınıfına birincilikle kabul edilen Ezgi Su, 2021 yılında okulundan en yüksek derece ile mezun oldu.
Şu anda Çev Sanat’ın katkılarıyla Folkwang Universität der Künste’ de Aleksey Semenenko’ nun sınıfında yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir.
12 yaşında ilk solistlik deneyimini Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile gerçekleştiren Ezgi Su, daha sonra Bilkent Senfoni Orkestrası, Antalya D.S.O, Eskişehir B.B.S.O, Ankara F.O, IKSEV Festival Orkestrası, Hacettepe Üniversitesi S.O, Bursa B.D.S.O, İzmir D.S.O, Cumhurbaşkanlığı S.O, Folkwang Oda Orkestrası (Almanya) gibi birçok orkestra ile solist olarak konserler verip, aynı zamanda
Philharmonie de Paris, Kölner Philharmonie, Essener Philharmonie, Beethoven Halle Bonn ve Villa Hügel gibi prestijli salonlarda konser verme fırsatı bulmuştur.
2010 yılında Bulgaristan’ın Sofia kentinde gerçekleşen “Emil Kamilarov” Genç Keman Virtüözleri Yarışmasında ikincilik ödülünü kazanan Ezgi Su Apaydın, bu genç yaştaki başarısından sonra yine 2010 yılında M.Ü “Gülden Turalı” IV. Ulusal Keman Yarışmasında birincilik ödülü ve “Türk Eserini En İyi Seslendirme” Ödülüne sahip oldu. Kazandığı diğer önemli ödüller arasında ise:
– 2011 “Varna Summer” Keman Yarışması (Bulgaristan) üçüncülük ödülü,
– 55. “Kocian” Keman Yarışması (Çek Cumhuriyeti) üçüncülük ödülü,
– 2014 Uluslararası “Arthur Gruimaux” Keman Yarışması (Belçika) birincilik ödülü,
– 2017 I. “Suna Kan” Uluslararası Keman Yarışması üçüncülük ödülü ve
– “Türk Eserini En İyi Seslendirme” ödülleri yer almaktadır.
Ezgi Su Apaydın, uluslararası yarışmalarda ülkemizi başarıyla temsil etmesinin yanı sıra, Türkiye’deki başarılarıyla da kendinden söz ettirmiştir. 2018 yılında Parlayan Yıldızlar Serisi’ne seçilip Milli Reasürans’ta verdiği resital sonucunda “Meriç Soylu” üçüncülük ödülüne layık görülen Ezgi, aynı yıl IKSV “Yarının Kadın Yıldızları” Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu’na seçilmiştir. Temmuz 2018’den itibaren ÇEV Sanat Genç Yetenekler Projesi tarafından desteklenmektedir.
Özgün kemancılığının yanı sıra oda müziği dünyasında da bir hayli aktif olan Ezgi Su, 2020’den beri “Velvet Quartet” in birinci kemancısıdır.
Ezgi Su Apaydın 2022’den beri Folkwang Oda Orkestrası Essen’ in başkemancısı ve Velvet Quartet’in birinci kemancısıdır. Başarıların sonucunda 2021 yılından itibaren Folkwang Vakfı tarafından dünyaca ünlü keman yapımcısı Stefan-Peter Greiner’ ın kemanını kullanmaya layık görülmüştür.
PYOTR ILYICH TCHAİKOVSKY
Doğum adı : Pyotr İlyiç Çaykovski
Doğum tarihi ve yeri : 7 Mayıs 1840, Votkinsk
Ölüm tarihi ve yeri : 6 Kasım 1893, Sankt – Petersburg
Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisidir.
Senfoni, opera, bale, enstrümantal ve oda müziği ile şarkı gibi birçok tarzda eser vermiştir. Günümüz klasik müzik repertuvarında yer alan en popüler konser ve gösteri müziklerini yazmıştır.
Çaykovski orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Müziğe karşı erken yaştan itibaren yatkınlık göstermesine rağmen devlet memuru olmak için eğitim almıştır. Ailesinin istememesine rağmen müzik alanında kariyer yapmayı seçerek 1862 yılında Sankt-Petersburg Konservatuvarına girdi ve 1865 yılında buradan mezun oldu.
Bu formül, Batı’ya yönelik eğitim Çaykovski’yi döneminin “Rus Beşleri” olarak bilinen ve genç Rus bestecilerden oluşan ulusalcı akımından ayırmıştır.
Özel hayatındaki hengâmeye rağmen ününü günden güne artırmış, Çar tarafından yaşam boyu maaşa bağlanmış ve dünya çapında konser salonlarında eserleri takdir görmüştür.
Günümüzde önemli bir besteci olduğu konusunda artık bir şüphe kalmamıştır. 20. yüzyılın başında ve ortalarında batılı eleştirmenler Çaykovski’nin müziğini bayağı bulmuşlar ve gerisinde bir düşüncenin yatmadığını öne sürmüşlerdir. Ancak bu küçümseme zamanla ortadan kaybolmuştur.
Çaykovski beş yaşında piyano dersi almaya başladı. Üç yıl içinde öğretmeni kadar yetkin bir şekilde müzik okuyabilecek kadar yetenekli bir öğrenciydi. Anne ve babası müziğe karşı olan yeteneğini çok destekliyordu. Özel hoca tutmanın yanı sıra bir org almış ve piyano çalışması konusunda şevk vermişlerdi. Ancak ailesinin müzik yeteneği karşısındaki arzuları kısa zamanda köreldi.
1850 yılında aile Çaykovski’yi Sankt-Petersburg’da bulunan İmparatorluk Hukuk Okuluna göndermeye karar verdi. Bu okul daha çok küçük soylu ve seçkin tabakanın çocuklarına hitap ediyordu ve öğrencilerini devlet memuru kariyerine hazırlıyordu. Okula giriş yaşı 12 olduğu için Çaykovski evinden 1.300 km. uzakta okulun hazırlık sınıfında iki yıl geçirmek zorundaydı. Bu iki yıl geçtikten sonra Çaykovski yedi yıllık öğrenim almak üzere İmparatorluk Hukuk Okuluna geçti. Çok bağlı olduğu annesini 14 yaşındayken kaybetti ve bu daha sonra eserlerinde bile kendisini gösterecek olan depresif yanının gelişmesine katkıda bulundu. Eğitimini 19 yaşında tamamlayarak devlet memuru oldu. Sonradan Sankt-Petersburg Konservatuvarı’ na dönüşecek yeni bir müzik okuluna 21 yaşındayken kaydoldu. 1865 yılında mezun oldu ve Moskova Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliğine başladı. Bu kurumda çalıştığı 11 yıl boyunca birçok büyük eser yaratan Çaykovski, ilk defa “Alınyazısı” adlı senfonik şiirde kendi bestecilik üslubunu ortaya koydu: Tutku ve özlem dolu, küçük şarkıları yeğleyen bir üslup.
Kolera salgını sırasında kaynatılmamış bir bardak su içmesi sonucu yatağa düşerek Sankt-Petersburg’da öldü.
KEMAN KONÇERTOSU Op.35 Re majör
Bestelenme tarihi ve yeri : 1878, Clarens, İsviçre
İlk seslendirilmesi : 4 Aralık1881, Viyana
Orkestra şefi : Hans Richter
Solist : Adolph Brodsky
Adanan kişi : Adolph Brodsky
Konçerto solo keman, iki flüt, iki obua, la ve si bemol majör iki klarnet, iki fagot, fa majör dört korno, re majör iki trompet, isteğe bağlı trombon, timpani ve yaylılar için bestelenmiştir.
Pyotr İlyiç Çaykovski’nin keman için bestelediği t Viyana’da Hans Richter şefliğinde Adolph Brodsky tarafından gerçekleştirildi .ek konçertodur, en iyi bilinen keman konçertolarından biridir .
Konçerto, Édouard Lalo’nun İspanyol Senfonisi’nden etkilenmiş ve Çaykovski’nin öğrencisi ve muhtemel eski sevgilisi Iosif Kotek’ in yardımıyla bestelenmiştir, ilk seslendirilmesinden beri keman repertuarının vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Joseph Joachim ile keman çalışmaları için Berlin’e gelen bestecilik öğrencisi keman sanatçısı Iosif Kotek de ona katıldı. İkisi birlikte keman ve piyano için eserler çaldılar; bunların arasında Kotek ‘in gelişinden sonraki gün çalmış olabilecekleri Édouard Lalo’nun İspanyol Senfonisi’nin keman ve piyano düzenlemesi de vardı . Bu eser, konçertonun bestelenmesinin katalizörü olmuş olabilir. Çaykovski, hamisi Nadezhda von Meck’e şöyle yazmıştır: “Bu (İspanyol Senfonisi) çok fazla tazelik, hafiflik, keskin ritimler, güzel ve mükemmel bir şekilde uyumlu melodiler içeriyor … O (Lalo), tıpkı Leo Delibes ve Bizet gibi, derinlik peşinde koşmuyor, ancak rutinden dikkatlice kaçınıyor, yeni formlar arıyor ve Almanların yaptığı gibi yerleşik gelenekleri gözlemlemekten çok müzikal güzellik hakkında düşünüyor.” Çaykovski otoritesi David Brown, Çaykovski’nin “kendi bestelemek üzere olduğu keman konçertosu için reçeteyi neredeyse yazıyor olabileceğini” yazar.
Çaykovski, dinlenme tedavisinin bu noktasında ilhamını yeniden kazandığı için konçertoda hızlı ve istikrarlı bir ilerleme kaydetti ve orta bölüm tamamen yeniden yazılmasına rağmen (orijinal bölümün bir versiyonu, keman ve piyano için üç parçanın ilki olan Souvenir d’un lieu cher olarak saklandı.) Eser bir ay içinde tamamlandı. Çaykovski bir keman sanatçısı olmadığından, solo bölümün tamamlanması konusunda Kotek’ in tavsiyesini istedi. “Konçertomla ne kadar da sevgiyle meşgul!”
Çaykovski, yeni yavaş bölümü tamamladığı gün kardeşi Anatoly’ ye yazdı. “Onun olmadan hiçbir şey yapamayacağımı söylememe gerek yok. O bunu harika çalıyor.”
Konçerto dünyada kendine yer edindi ve sonuçta en önemli şey budur. Herkesi memnun etmek imkansızdır.
Konçerto üç bölümden oluşmaktadır :
I. Allegro moderato ( ortak zaman, Re majör)
II. Canzonetta : Andante (Sol minör)
III. Final : Allegro vivacissimo (Re majör)
İkinci ve üçüncü hareketler attacca çalınır, aralarında ara yoktur. Allegro ılımlı
Birinci bölüm Allegro moderato Re Majör
Bir tema ve varyasyonların öğeleriyle sonat formundadır ve bir giriş, açıklama, gelişme, özetleme ve koda olarak ayrılabilir. Kısa giriş, orkestra tarafından Re majörde verilir; ilk piyano konçertosunda olduğu gibi, teması bir daha asla görünmez. Solist, kadans benzeri bir girişle karşılık verir ve açıklamayı cantabile ana temasının tanıtımıyla başlatır . Hızlı akan gamlar ve üçlüler içeren virtüöz pasajlardan sonra, La majörde sakin bir ikinci tema tanıtılır. Ruh hali giderek yoğunlaşır ve ana temanın edebiyatın en tatmin edici “gelişleri”arasında yer alan tam orkestra tarafından çalınmasıyla görkemli bir doruk noktasına doğru yükselir.
Geliştirme bölümü, görünüşte rastgele kromatik kaymalar dizisiyle başlar ve solo kemanın ana temanın hassas bir varyasyonunu işlediği Do majörde sona erer. Fa majördeki ana temanın kahramanca bir orkestra tuttisi, kemanın en yüksek notalarından bazılarını kullanan Tchaikovsky’nin kendi teknik olarak zorlayıcı kadansına kadar yükselir. Tril ile biten kadanstan sonra , orkestra tekrar girer ve özetleme, bir kez daha Remajördeki ana tema ile başlar. İkinci temanın yine Re majörde tekrarlanmasından sonra, “orkestra ve solist”hızlı tempolu bir kodada sona doğru yarışır.
İkinci bölüm Canzonetta : Andante Sol Minör
İkinci bölüm nispeten yavaş bir üçlü ölçüdedir ve tonu kasvetlidir. Nefesli çalgılarda kısa bir koral benzeri girişle başlar, ardından solo kemanda Sol minördeki ilk temanın girişi gelir; “tatlı ama melankolik”basit bir cantabile melodisi… Kısa bir orkestral interlüd, Mi ♭ majördeki daha parlak bir bölüme yol açar. İlk temanın tekrarı, geçişe, duraklamadan takip eden üçüncü bölüme doğru azalan bir dizi orkestral akora yol açar (attacca subito).
Üçüncü bölüm Final : Allegro vivacissimo Re Majör
Son bölüm belirgin Rus öğelerini kullanır: drone benzeri bir eşlik, müziğe “derin, yankılanan ve biraz sert bir ses” veren Sol telindeki başlangıç teması, giderek hızlanan bir tempo, Rus halk temalarından esinlenen “lirik halk benzeri bir melodi” ve tekrarlayan tematik döngüler… Canlı bir orkestral girişle başlar, ardından solo keman Re majördeki dans eden ana temaya geçer. La majördeki biraz daha sakin bir bölüm (Poco meno mosso), bir dizi varyasyonda işlenen ikinci temayı tanıtır. Solist, Fa majördeki ana temaya dönmek için hızlanır (Poco a poco stringendo), ardından Sol majördeki ikinci temanın tekrarı gelir. Ana tema bir kez daha belirir ve eseri görkemli bir şekilde sonlandıran Re majördeki oldukça virtüöz bir kodaya yol açar.
LUDWİG van BEETHOVEN
Doğum: 16 Aralık 1770Ölüm: 26 Mart 1827
Klasik dönemden Romantik döneme geçiş sürecine büyük katkı sağlamış ve gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olarak kabul edilen Alman piyanist ve bestecidir.
Beethoven dünyaya gelen yedi çocuktan ikincisidir. Doğan yedi çocuktan sadece Beethoven ve diğer iki kardeşi Kaspar Anton Karl van Beethoven (1774-1815), Nikolaus Johann van Beethoven (1776-1848) hayatta kalır.
Beethoven’ın ilk müzik öğretmeni babasıdır. Daha sonra Gilles van den Eeden’den organ ve aile dostu olan Tobias Friedrich Pfeiffer’den klavye dersleri alır. Aynı zamanda Franz Rovantini’den keman ve viyola dersleri alır. Beethoven 5 yaşından itibaren çok yoğun müzik dersleri almaya başlar klavye öğretmeni Pfeiffer bazen onu gece yatağından kaldırarak zorla dersler verir.
Beethoven ilk halka açık konserini 1778 yılında henüz yedi yaşında iken verir.
1779 yılında Beethoven Christian Gottlob Neefe’den ilk bestecilik dersleri almaya başlar. 1783 yılında Christian Gottlob Neefe’nin yardımıyla Beethoven ilk bestesini yayınlar, daha sonra Beethoven Neefe’nin asistanı olarak çalışır. 1784 yılından itibaren ilk parasını asistanlıktan kazanmaya başlar. İlk 3 piyano sonatı 1783 yılında yayınlanır. Beethoven’ın bu muazzam yeteneği başpiskopos Maximilian Friedrich tarafından fark edilerek maddi ve manevi yönden desteklenir.
O sıralarda baş gösteren aydınlanma çağı ve masonluk Beethoven’i derinden etkiler Neefe ve Beethoven’ın çevresindekilerin çoğu aydınlanmışlar (Order of the Illuminati) üyesidir.
1787 yılında Beethoven, Mozart’la çalışmak umuduyla Viyana’ya gider fakat varışından 2 hafta sonra annesinin hastalığını öğrenir ve geri döner. Beethoven aynı yıl içinde annesini kaybeder ve babası alkolik olur. Bunun sonucunda Beethoven küçük kardeşlerinin sorumluluğunu almak zorunda kalır ve 5 yıl boyunca Bonn’da kalmaya karar verir. Bu sıralarda Franz Wegeler ile tanışır ve onun sayesinde o zamanın seçkin ailelerinden olan von Breuning ailesi ile tanışır. Beethoven sıkça von Breuning ailesinin evine ziyaretlere gider ve çocuklarına müzik dersleri verir. Bu sıralarda Almanya’nın soylularından Count Ferdinand von Waldstein ile tanışır ve ondan maddi destek görür. Daha sonra Beethoven onun adına bir sonat yazacaktır.
Beethoven 1789 yılında babasının alkolizm bataklığına düşmesinin ardından yasal yollara başvurarak babasının maaşının yarısının kendine ödenmesini sağlar bu sayede ailesine destek olabilecektir. Aynı zamanda seçkin sarayların orkestralarında viyola çalarak ailesine maddi katkı sağlamaya devam eder, bu sayede Mozart’ın operalarıyla tanışır ve ünlü flüt virtüözü Anton Reicha ile arkadaşlık kurar.
1792 yılında Viyana’ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başladı. Joseph Haydn kısa sürede Beethoven’ın üstün yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenleri etkiledi.
Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera (Fidelio) bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. Eroica olarak da bilinen 3. senfonisini, Avrupa’ya demokrasi getirdiği için Napolyon’a adamıştır. Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.
Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu.
Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemi’ni başlatmıştır.
Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.
Dünyaca tanınan bir besteci olarak siroz hastalığı nedeniyle ölmüştür ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır.
Senfoni Op. 92 No:7 La majör
Bestelendiği tarih ve yeri : 1811-1812, Teplitz, Bohemya
İlk seslendirilmesi : 8Aralık 1813, Viyana
Orkestra şefi : Ignaz Schuppanzigh
Orkestra sanatçıları : kemancı Louis Spohr, besteciler Johann Nepomuk Hummel, Giacomo Meyerbeer ve Antonio Salieri, İtalyan gitar virtüözü Mauro Giuliani, prömiyerde çello çaldı.
Adanan kişi : Kont Moritz von Fries
Senfoni iki flüt, iki obua, La notasındaki iki klarnet, iki fagot, La notasındaki iki korno (iç bölümlerde Mi ve Re), Re notasındaki iki trompet, timpani ve yaylılar için bestelenmiştir.
Parçada kontrfagot partisi bulunmamakla birlikte, Beethoven’ın kendisine ait bir mektupta, prömiyerde bas partisyonlarına güç katmak amacıyla iki kontrfagot kullanıldığı belirtiliyor.
Beethoven’ın bu dönemdeki yaşamı, işitme kaybının kötüleşmesiyle damgalandı ve bu durum, 1819’dan itibaren Beethoven’ın yazılı olarak iletişim kurmasını sağlayan “konuşma defterlerinin” gerekli olmasına yol açtı.
Parça çok iyi karşılandı, öyle ki seyirci Allegretto hareketinin hemen tekrarlanmasını talep etti. Spohr,Beethoven’ın kürsüdeki coşkulu hareketlerinden özellikle bahsetti “bir sforzando gerçekleştiğinde, kollarını büyük bir şiddetle kopardı… bir forte’ nin girişinde havaya sıçradı” ve “Beethoven’ın dostları konserin tekrarlanması için düzenlemeler yaptı” ve böylece “Beethoven maddi zorluklarından kurtuldu”.
Yapıtta dört bölüm vardır:
I. Poco sostenuto – Vivace (La majör)
II. Allegretto (La minör)
III. Presto – Assai meno presto (üçlü) (Fa majör, Re majörde üçlü)
IV. Allegro con brio (La majör)
Yapıtın tamamı, noktalı ritim ve tekrarlanan ritmik figürler gibi bir dansı çağrıştıran ritmik araçların kullanımıyla bilinir . Ayrıca ton olarak da inceliklidir ve La, Do ve Fa’ nın anahtar merkezleri arasındaki gerilimlerden yararlanır. Örneğin, ilk bölüm La majördedir ancak Do majör ve Fa majörde tekrarlanan bölümlere sahiptir . Ayrıca, ikinci bölüm La minördedir ve La majörde bölümlere sahiptir ve üçüncü bölüm, bir scherzo’dur, Fa majördedir.
Birinci bölüm Poco sostenuto – Vivace
İlk bölüm, uzun, genişletilmiş bir girişle başlar Poco sostenuto ve uzun yükselen gamları ve Do majör ve Fa majöre modülasyonları kolaylaştıran bir dizi uygulanan baskın ile dikkat çekmektedir. Fa majördeki son bölümden itibaren bölüm, Mi notasının en az altmış bir tekrarından oluşan bir dizi aracılığıyla Vivace’ ye geçiş yapar.
Vivace, sonat formundadır ve canlı dans benzeri noktalı ritimler, ani dinamik değişimler ve ani modülasyonlarla hakimdir.
Geliştirme bölümü Do majörde açılır ve Fa majörde kapsamlı bölümler içerir. Bölüm, geliştirme bölümüyle benzer şekilde başlayan uzun bir koda ile biter. Kodada, bir Mi’ nin dört oktav derin pedal noktasının öğütücü arka planında on kez tekrarlanan iki ölçülük bir motiften oluşan ünlü yirmi ölçülük bir pasaj bulunur.
İkinci bölüm Allegretto
La minördeki ikinci bölümün temposu allegretto “biraz canlı” şeklindedir ve bu da onu diğer üç hareketle karşılaştırıldığında sadece yavaş yapar. Bu hareket prömiyerde tekrar çalındı ve o zamandan beri popülerliğini korudu. Yaylı çalgılar bölümüne olan güveni, onu Haydn’ın deneysel yeniliklerini temel alarak Beethoven’ın yaylılar için orkestra yazımındaki ilerlemelerinin iyi bir örneği haline getirir.
Bölüm üçlü bir biçimde yapılandırılmıştır. Viyola ve çelloların çaldığı ana melodiyle başlar. Bu melodi daha sonra ikinci kemanlar tarafından çalınırken viyolalar ve çellolar George Grove’un “el ele tutuşmuş bir güzellik dizisi gibi, her biri komşularını kaybetmekten korkuyor” olarak tanımladığı ikinci bir melodi çalar. Daha sonra birinci kemanlar ilk melodiyi çalarken ikinci kemanlar ikinciyi çalar. Bu ilerleme, üflemeli çalgılar bölümünün birinci melodiyi çalarken birinci kemanın ikinci melodiyi çalmasıyla doruğa ulaşır. Bundan sonra, klarnetler kemanların çaldığı hafif üçüzlerin arka planına daha sakin bir melodi katarken müzik La minörden Lamajöre değişir. Bu bölüm otuz yedi ölçü sonra tellerin La minör gamında hızlı bir inişiyle sona erer ve ilk melodi sıkı bir fugato ile devam ettirilir ve detaylandırılır .
Üçüncü bölüm Presto – Assai meno presto
Üçüncü bölüm, Fa majörde bir scherzo ve Re majörde bir üçlüdür. Burada, üçlü (Avusturyalı bir hacı ilahisine dayalı) bir kez yerine iki kez çalınır. Üçlü formun olağan A–B–A yapısının A–B–A–B–A’ya bu şekilde genişletilmesi, Beethoven’ın bu dönemdeki diğer eserlerinde, örneğin Dördüncü Senfonisi, Pastoral Senfonisi, 8. Senfonisi ve Yaylı Dörtlüsü Op. 59 No. 2’de oldukça yaygındı .
Dördüncü bölüm Allegro con brio
Son bölüm sonat formundadır. Müzik tarihçisi Glenn Stanley’e göre, Beethoven “bir yaylı çalgılar bölümünün, obbligato benzeri bir arka plan olarak kullanıldığında hem açısallığı hem de ritmik kontrastı gerçekleştirebileceği olasılığını kullandı”, özellikle de Beethoven’ın müziğinde nadir görülen bir örnek olan dinamik fff işaretini içeren kodada …
Sir George Grove, Beethoven ve Dokuz Senfonisi adlı kitabında, “Bu hareket boyunca hüküm süren güç kelimenin tam anlamıyla muazzamdır ve insana Carlyle’ın kahramanı Ram Dass ‘ı hatırlatır, o (karnında tüm dünyayı yakacak kadar ateş vardır).” diye yazmıştır. Donald Tovey, Müzikal Analiz Üzerine Denemeler adlı eserinde bu hareketin “Bacchi’ nin öfkesi” hakkında yorumda bulunmuştur ve diğer birçok yazar da onun dönen dans enerjisi hakkında yorumda bulunmuştur. Ana tema, Beethoven’ın Twelve Irish Folk Songs, WoO 154’ün 8. sayısında yer alan İrlanda halk şarkısı “Save me from the grave and wise”ın kendi düzenlemesindeki enstrümantal ritornello’ nun kesin bir çift zamanlı varyasyonudur .Eleştirmenler ve dinleyiciler Yedinci Senfoni’den sıklıkla etkilenmiş veya ilham almış hissetmişlerdir. Örneğin, bir program notu yazarı şöyle yazmıştır: … son bölüm, orkestranın tamamını ayaklarından yerden kesip tiyatronun dört bir yanına sürükleyecek kadar durdurulamaz bir hızla ilerliyor; orkestra, şimdiye kadar yazılmış en mükemmel senfonilerden birini seslendirmenin verdiği hazza kapılmış durumda.
Besteci ve müzik yazarı Antony Hopkins senfoni hakkında şunları söylüyor: Yedinci Senfoni belki de diğerlerinden daha fazla bize gerçek bir kendiliğindenlik hissi verir; ilham verici icatların selinde sürüklenirken notalar sayfadan uçup gidiyormuş gibi görünür. Beethoven kendisi bundan sevgiyle “en iyi eserlerimden biri”olarak bahsetmiştir. Onun yargısına itiraz etmek kime düşer?
Bir diğer hayran, besteci Richard Wagner , esere nüfuz eden canlı ritimlere atıfta bulunarak, buna “dansın doruk noktası” adını verdi.
Taşar ERKOL