Düşünmek, hissetmek ve kendi gözleriyle görebilmek, gördüklerini ve hissettiklerini kıvrak bir şekilde yada özenle aktarmak gerçekten çok güzel bir davranış.
Yaşadığı zamana ayna tutmak çok az insana kısmet olur. Bunlarda farklı yeteneklerini farklı şekilde dağıtırlar.
Bu gün bu yeteneklerden altı ressam; Sibel Nur Ener, Ayla Seyman, Müslüm Teke, Salime Kaman, Ayşegül Arcan, Mehtap Atıl, birlikte Adana Arkeoloji Müzesi’nde 6-12 Nisan 2018 tarihlerinde 6.Portakal Çiçeği Karnavalı’na ayna tutuyorlar.
Yeni Müze Binasının bol ışıklı mekanı, tıpkı resimdeki bölünmez birlik gibi ondört eseri kucaklıyor. Yurdun dört bir yanından gelen ziyaretçileri gerçekle- görüntünün sert kontürlerini silinerek sınırlar geçide dönüşüyor ve mekan ile eserler kaynaşıyor.
Teşekkürler Adana Müze Müdürlüğü, Teşekkürler Vagabond.
Altı disiplinle görselleştirilen eserlerin bir kısmı zaman akışını duyurmak isterken, bir kısmı da bir anın geçiciliği içinde gösteriliyor. Kimi eserler de zaman akışını dondurmadan görünür hale gelirken canlı cansız herşeyi bir olma ve çökme süreci içinde yansıtılıyor bir diğeri ise teknik dünyanın gelişim yasaları ile, yapıcı güçlerin yanında yıkıcı güçlerin çığ gibi büyüyerek insanlığı tehdit etmesini anlatıyor.
Çağdaş düşünceye görsellik kazandırarak bir biçim dili yaratmak isteyen Adanalı sanatçılarımız, sanatlarını koruyabilecekleri tek güvenilir temeli akılda bulmuşlardır.
Einstein’ın barış dolu bir dünya ve bilimin yüce amaçlarına inandığı gibi, ben ve sanatçı arkadaşlarımda yardımlaşmanın hakim olduğu barış dolu dünyada insanlığın, bilimin- sanatın yüce amaçlarına inanıyoruz. Kavramlarla bezenmiş görülerimizi yaşadığımız dönem içinde üretmeye devam edeceğiz.
‘Kavramlardan yoksun olan görüler kördür’ diyen Kant’ın sözleri gibi.
Biz sanatçılar resimlerimizin, ‘sanatla gerçeklik arasında ki karşıtlıkları vurgularken, resimle gerçek şey arasında ki karşıtlığın’ çözülmesi işini de izleyicimize bırakıyoruz.’
Sevgi ile ve sanatla kalın
Salime Kaman
Ressam ve Sanat Eleştirmeni