Konser Tarihi : 07 Şubat 2025 Cuma
Konser Saati : 20:00
Konser Salonu : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
KONSER PROGRAMI
Şef : CORNELİA von KERSSEBROCK
Solistler : ÖNDER BALOĞLU “keman”
ÖYKÜ CANBOLAT “viyola”
- A. MOZART Senfoni Konçertant KV.364
Senfoni No: 25
- BARBER Adagio
CORNELİA von KERSSEBROCK
Doğum tarihi: 23 Haziran 1970
Cornelia von Kerssenbrock, org yapımcısı Hubertus von Kerssenbrock ile bir çömlekçinin kızıdır.
Bir müzik lisesine gittikten sonra, 1989’dan 1996’ya kadar Salzburg Mozarteum Müzik Üniversitesi’nde Albert Anglberger, Hans-Joachim Rotzsch ve Franz Comploj ile Katolik kilise müziği okudu (A ve B diploması).
1997’den 1999’a kadar orkestra şefliği yaptı. Freiburg im Breisgau Müzik Akademisi’nde (devlet sınavı) Peter Gülke ile şeflik yaptı. 1999/2000 yılında İtalya’nın Siena kentindeki Accademia Musicale Chigiana’da Gianluigi Gelmetti’nin şeflik ustalık sınıfına katıldı. Ayrıca dünya çapında ustalık sınıflarına katıldı:
Paul Goodwin, Mariusz Smolij, Kirk Trevor, Christian Kluttig, Romely Pfund, Wolf-Dieter Hauschild ve Jorma Panula ile … Ayrıca a cappella topluluğu The King’s Singers ile eğitimine devam etti.1990’lı yıllardan itibaren Münih ve Freiburg’da çeşitli koroları yönetti.
1993-1996 yılları arasında Grünwald Müzik Okulu’nda ders verdi. 1996-1999 yılları arasında Starnberg’ de kilise müzisyeni olarak çalıştı .1999 yılından bu yana serbest şef olarak çalışmakta olup klasik-romantik repertuvarı geliştirmekte ve tarihi performans pratiğine önem vermektedir. Konser turları onu Avrupa ve Asya’ya götürdü. Passau ve Biel/Solothurn’daki (İsviçre) Städtebundtheaters’da çeşitli prodüksiyonları vardı…
Konuk şef olarak yönettiği eserler arasında şunlar yer almaktadır :
NDR Radyo Filarmoni Orkestrası, Halle Filarmoni Devlet Orkestrası, Kassel Devlet Orkestrası, Mainz Filarmoni Devlet Orkestrası, Hamburg Senfoni Orkestrası, Münih Senfoni Orkestrası, Ingolstadt’ daki Gürcistan Oda Orkestrası, Berlin Devlet Gençlik Orkestrası ile barok orkestra La Beata Olanda – Erken Dönem Müziği Topluluğu…
Von Kerssenbrock, Chiemgau Gut Immling’ deki opera festivalinin müzik direktörüdür. Diğerlerinin yanı sıra şu operaları seslendirdi: Mozart, Wagner ve Verdi… Burada deneysel elektronik projeler de gerçekleştirdi.
Kerssenbrock’ un ödülleri arasında Avusturya Kültür Bakanlığı’ndan Onur Ödülü (1995/96), Zonta Müzik Ödülü (2004) ve Alman Dirigentenforum’ dan “Maestro von Morgen” (Geleceğin Maestrosu) olarak tanınması yer almaktadır. 2023’te kültürel katkılarından dolayı Alman Bundespräsident Frank-Walter Steinmeier’ den Bundesverdienstmedaille ödülünü aldı ve 2024’te Bavyera Kültür Bakanlığı onu Pro Meritis Scientiae et Litterarum ödülüyle onurlandırdı.
Opera sanatçısı ve yönetmen Ludwig Baumann’ la (1950) evlidir.
ÖNDER BALOĞLU
Türk-Alman keman sanatçısı Önder Baloğlu Adana’da Ferhang Huseynov ile yaptığı çalışmalarını takiben Almanya’da Essen Folkwang Sanat Üniversitesi’nde Nana Jashvili, Pieter Daniel ve Andreas Reiner ile çalışmıştır. Bu süre zarfında Vadim Gluzman, Gordan Nikolic, Ivry Gitlis, Patricia Kopatchinskaja ve Enoch zu Guttenberg gibi isimler ile yaptığı çalışmalar da müzikal anlamda hayatında önemli rol oynamaktadır.
Henüz Folkwang’ da solo ve oda müziği çalışmalarına devam ettiği sırada Duisburger Philarmoniker ve Deutsche Oper am Rhein Düsseldorf-Duisburg’da Konzertmeister pozisyonu kazanan Önder Baloğlu, İstanbul Gedik Filarmoni Orkestrası’nın yanı sıra çeşitli Türk, Alman ve uluslararası orkestraların başkemancısı ve Münih Orchester der KlangVerwaltung üyesi olarak Almanya, Türkiye, Avusturya, İsviçre, İspanya, ABD, Kanada, Fransa, Çin, Hindistan, Güney Kore, Rusya, Arjantin, Brezilya ve Peru gibi ülkelerin en prestijli salonlarında sahne almıştır.
Oda müziğine olan tutkusunu ve Konzertmeister mesleğini başkemancı pozisyonundan yönettiği orkestralar ile bir araya getirmekte olan Önder Baloğlu bu şekilde başta kurucusu olduğu Les essences olmak üzere Ensemble Octans, Ensemble Ruhr, Kammerorchester der Duisburger Philharmoniker, Bilkent Senfoni Orkestrası, Württembergisches Kammerorchester Heilbronn ile de düzenli olarak Türkiye, Almanya ve Fransa’da konserler vermiştir.
Önder Baloğlu solist olarak Staatsorchester Rheinische Philharmonie Koblenz, Bochumer Symphoniker, Aachener Symphoniker, Duisburger Philharmoniker, Türkiye’nin tüm devlet senfoni orkestraları, Gedik Filarmoni Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası, Folkwang Symphony ve Ensemble Folkwang Modern ile verdiği konserlerin yanısıra Türkiye’de TRT, Almanya’da ZDF ve WDR3 kanallarında çeşitli yayınlar gerçekleştirmiştir. Duo Balkan, Quart.essence, Ensemble Turquoise ve daha birçok oda müziği grubu ile Avrupa ve Türkiye’nin önde gelen konser salonlarında; Philharmonie Essen, Musikverein Wien, Herkulessaal München, Gasteig München, Tonhalle Düsseldorf, Konzerthaus Berlin, Istanbul-Essen Avrupa Kültür Başkentleri Organizasyonu, Berlin Young Euro Classic Festivali, İspanya’da Musiquem Lleida Müzik Festivali, Essen NOW! Festivali, Duisburger Akzente, Kapadokya’da Klasik Keyifler Müzik Festivali ve Finlandiya’da Kuhmo Oda Müziği Festivali’nde çalmıştır.
2015 yılında Essen’ deki Katakomben-Theater’da başlattığı “Klassisch.Unterirdisch. – das Underground-Festival der Klassik” konser serisinin sanat yönetmenliğini yapmakta; aynı görevi Kapadokya Klasik Keyifler Müzik Festivali’nde de paylaşmaktadır.
1Folkwang Sanat Üniversitesi’nde doçent olarak görev yapan Önder Baloğlu, konserlerini bir grup müzikseverin kendisine tahsis ettiği Rafaelle & Antonio Gagliano 1850 Napoli keman ile sürdürmektedir.
ÖYKÜ CANPOLAT
Doğum tarihi ve yeri : 1993, İzmir
Öykü Canpolat, 2002 yılında 9 yaşında, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na Viyola Profesörü Çetin Aydar’ın üçüncü sınıf öğrencisi olarak kabul edildi. Konservatuvarın en genç öğrencisiydi…
Lisans eğitimini aynı zamanda Prof. Çetin Aydar’ın öğrencisi olarak sürdürdü. Öğrenim hayatı boyunca gösterdiği üstün başarıdan dolayı iki kez terfi almış, dolayısıyla normalden iki yıl erken mezun olmuştur.
2013 yılında Berlin’e geldi Berlin’deki Hochschule für Musik “Hanns Eisler” de beşinci yarıyıldan itibaren ikinci kez lisans eğitimine başladı. Öğretmenleri Prof. Pauline Sachse ve Prof. Friedemann Weigle ‘dir.
2014-2016 yılları arasında Berlin Radyo Senfoni Orkestrası’nda (Rundfunk-Sinfonie-Orchester Berlin) akademisyen ve Dresdner Philharmoniker’de yedek viyola sanatçısı olarak çalıştı.
2015 yılında 7. Uluslararası Syzmon Goldberg Ödülü’nde 1.lik ödülünün yanı sıra özel seyirci ödülünü de kazandı.
2015 yılında Berlin’deki Hochschule für Musik “Hanns Eisler” de Prof. Tabea Zimmermann’ın danışmanlığında yüksek lisans eğitimine başladı. 2019 yılında En Yüksek Onur Ödülü ile mezun oldu.
2016’dan itibaren Berlin Deutsche Oper’ de yardımcı baş viyola sanatçısı olarak görev aldı.
2016-2020 yılları arasında Deutsche Oper Berlin’de Koordinatör Solo Viyola olarak görev yaptı. Şubat 2020’de François-Xavier Roth şefliğindeki Köln Gürzenich Orkestrası’nın Baş Viyolacısı oldu.
WOLFGANG AMADEUS von MOZART
Vaftiz adı : Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart
Doğum : 27 Ocak 1756, Salzburg
Ölüm : 5 Aralık 1791, Viyana
Klasik Batı Müziği’nde Klasik dönemin etkili ve üretken bestekârlarından biridir.
Mozart, olağanüstü yeteneklerini erken yaşta göstermeye başladı. Beş yaşında piyano ve keman konusunda yetkin hale gelmiş, beste yapmaya başlamıştı ve Avrupalı kraliyet ailelerine konserler veriyordu. 17 yaşında Mozart, Salzburg sarayında müzisyen olarak görev yapmaya başladı ama orada tatmin olmayınca daha iyi bir pozisyon aramak üzere seyahatlere çıkmaya başladı. 1781’de Viyana seyahati sırasında Salzburg’daki görevinden ihraç edildi. Bunun üzerine Viyana’da kalmaya karar verdi. Viyana’da daha meşhurdu ama maddi güvencesi daha azdı. En ünlü senfonilerinin, konçertolarının ve operalarının birçoğunu ve Requiem’in bazı kısımlarını Viyana’daki son yıllarında besteledi. 35 yaşında öldüğünde Requiem henüz tamamlanmamıştı. Ölümüyle ilgili ayrıntılar hâlâ tartışma konusudur.
Bestelediği 600’den fazla eserin birçoğu senfoni, konçerto, oda, opera ve koro müziğinin zirve noktaları olarak kabul edilir. Mozart tüm zamanların en önemli klasik bestecileri arasında sayılır ve Batı müziği üzerindeki etkisi çok derindir. Ludwig van Beethoven ilk eserlerini Mozart’ın gölgesinde bestelemiştir. Joseph Haydn, Mozart için “Böyle bir yetenek 100 yıl boyunca bir daha gelmez.” demiştir.
En önemli esin kaynaklarından biri Johann Sebastian Bach’ tır. Bach’ın eserleri birçok kez Mozart’ın esinlendiği eserler olarak gösterilmiştir.
Türklerin Avrupa’da moda olduğu o yıllarda, Mehter ritminden esinlenen Mozart, 11 numaralı La Majör Piyano Sonat’ının (K. 311) 3. bölümünde “Ronda alla Turca” (Türk Marşı)’nı besteler. Ayrıca Viyana’da Türk elçinin kızı Zaide adına opera besteler.
Dünya tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük müzik dehasının sadece 35 yıllık bir ömür yaşaması ve bu ömüre 626 ölümsüz eser bırakması, kendisi belki de müzik dünyasının en büyük kazançlarından biri olsa da kısa ömrü de müzik dünyasının en büyük kaybıdır.
Mozart’ın müziği, Haydn’ınki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir. Çalışmaları, o dönemin tarzını değiştirmiş ve barok tarzı ile de karışımını sağlamıştır. Mozart’ın kendine ait tarzı klasik müziğin tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir besteciydi, hemen hemen her türde müzik yazardı. Bunların arasında senfoni, opera, solo konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kentet ve piyano sonatları da vardır. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano konçertosu Mozart’ın tek başına geliştirdiği ve popüler ettiği bir türdür. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında ayin müzikleri de vardı ve birçok dans müziği de besteledi; divertimenti, serenadalar ve diğer hafif eğlenceli türlerde…
Mozart ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği hafızasına bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de oldukça fazla olmasından dolayı, nadir bir tecrübe koleksiyonu edindi. Londra’da bir çocuk olarak J. S. Bach ile karşılaştı ve müziğini dinledi. Paris, Mannheim ve Viyana’da da buradaki bestekârlarla karşılaştı. Muhteşem Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan açılışları ve opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi, gelişiminde önemli bir rol oynadı. Londra ve İtalya’da galant tarzı o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına bir tutku, vurgulara önem veren, hâkim ve ana notanın üstündeki dördüncü ve altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle ve açık bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok’ un karmaşık tarzına bir tepkiydi. Mozart’ın ilk çalışmaları, İtalyan uvertürleriydi. Diğerleri J.C. Bach’ın eserlerine oldukça benzerdi ve başkaları da Viyana’daki eserlerin değişik bir şekilde vurgulanmasıydı. Mozart’ın en tanınan özelliklerinden biri de belli bir düzenin uyumuydu; sesin yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu ama Mozart, bunu değiştirerek uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini sağlamıştı. Mozart’ın Phrygian anlayışı da bunu gösterir.
Mozart olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha uyarlamıştır. Örnek olarak, 29. Senfoni’nin La Majör (K. 201)’ünde kontrpuana ait iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu, ilk hareketinde ve düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773’teki bazı kuartetleri fugal finalleri vardır ve büyük olasılıkla Haydn’dan esinlenmiştir.
Daha sonraki operalarında da enstrümanların, orkestranın, ton renginin psikolojik ve duygusal hisleri ve dramatik geçişleri ifade edebilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde çözülemeyecek seviyede karmaşık bir şekilde orkestrasını kullanması, orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş ve daha sonra da opera olmayan eserlerinde de görülmüştür.
SENFONİ KONÇERTANT KV. 364 Mi ♭ majör
Bestelendiği tarih :1779
Mozart, Mannheim ve Paris’i de kapsayan bir Avrupa turundaydı. Sinfonia Concertante türüyle deneyler yapıyordu ve bu eser, senfoni ve konçerto arasındaki bu çapraz türdeki en başarılı gerçekleşmesi olarak kabul edilebilir .
Yapıt, solo keman, solo viyola, iki obua, iki korno ve yaylılar için üç bölümden oluşuyor; son bölümde, eserin zengin armonisini sağlayan bölünmüş bir viyola bölümü yer alıyor.
Solo viyola bölümü, Mi ♭ majör yerine Re majörde yazılmıştır, enstrüman daha parlak bir ton vermek için yarım ton daha keskin akort edilmiştir (scordatura tekniği). Bu teknik, modern viyola üzerinde seslendirildiğinde daha az yaygındır ve çoğunlukla orijinal çalgılarda seslendirilir, ancak Mozart’ın orijinal olarak bestelediği şekilde scordatura çalmayı seçen modern viyolacılar, orkestra üzerinde daha kolay projeksiyon yapacaktır. Bölümler :
- Allegro maestoso
- Andante
- Presto
1779’a gelindiğinde 23 yaşındaki Mozart, Salzburg’daki işvereni Başpiskopos Colloredo’ nun dayattığı kısıtlamalardan kurtulmak için biraz çabalıyordu. Batıya doğru Mannheim ve Paris’e yaptığı son gezinin belirleyici bir öneme sahip olduğu ortaya çıktı; Görünüşe göre bu, Mozart’ın karşılaştığı bazı enstrümantal form ve tarzları deneme arzusunu uyandırdı.
Sonuçlardan biri, yeni enstrümantal ses kombinasyonlarını ve olasılıklarını keşfetmenin neşesiyle dolup taşan bir çalışma olan Sinfonia Concertante oldu. Bu aynı zamanda bir tür dönüm noktasına da işaret ediyor; özünde Mozart’ın bir sanatçı olarak bugüne kadar başardıklarının çoğunu özetliyor.
Kısa bir süre sonra patronu tarafından bir mektupta alaycı bir şekilde ifade ettiği gibi, “bir tekmeyle) kısa bir süre sonra patronu tarafından görevden alındı kıçım” ve Viyana’da yaşamak için Salzburg’u tamamen terk etti.
Buradaki tür, adından da anlaşılacağı gibi, temelde senfoni ile konçerto arasında bir melezdir; 19. yüzyılın sonlarında keman ve viyola için çift konçerto olarak adlandırılacak olan türdür. Ancak Sinfonia Concertante bu çeşitli boyutları harika bir şekilde birleştiriyor.
Haydn gibi Mozart da oldukça mütevazı orkestra topluluğunu maksimum düzeyde kullanıyor ne perküsyon ne flüt ne de Mozart’ın çok sevdiği klarnet var ama o, daha zengin bir yaylı çalgı karışımı için viyolaları ikiye bölüyor. Açılış bölümünün oranları destansı ses getiren tempo “Allegro maestoso” ile işaretlenmiştir; cömert ve geniştir ve yapıtın senfonik yönüne daha da katkıda bulunur.
Çoğu kişi için bu parça, Mozart’ın keman konçertolarının en büyüğünü temsil ediyor ve beş resmi konçertoyu geride bırakıyor. Aynı zamanda viyola burada ikinci keman değildir. Mozart’ın ikinci solist için enstrüman seçimi şunu gösteriyor; mükemmel bir kemancı olmasına rağmen kendisi de yaylı çalgılar dörtlüsü topluluklarında viyola çalmayı seviyordu ve “ortada” olma perspektifinden keyif alıyordu. Sinfonia Concertante’ nin unutulmaz özelliklerinden biri, her iki solistin paylaştığı olağanüstü ortaklık ve eşitlik ve yarattıkları yakıcı derecede güzel ses karışımıdır. Mozart’ın orijinal notası, viyola bölümünü Re majörde bile yazıyor, bu nedenle viyolacının telleri yarım adım yukarı ayarlamasını gerektiriyor. Amaç, kemanın alışılagelmiş ilgi odağı olan ses tonunu dengelemek için genellikle daha fazla korunan viyolaya belirli bir rezonans kazandırmaktır.
Sinfonia Concertante, kısmen (Mozart’ın sanatı sayesinde) sanki toplanacak olgunlaşmış meyveler gibi görünüşte zahmetsizce dökülen olağanüstü fikir ve ses bolluğuyla ilgilidir.
Birinci bölüm Allegro maestoso Mi bemol majör
Açılış orkestral sergisi bunu açıkça ortaya koyuyor; bir fikir diğerinin üzerine yerleştiriliyor ve yarım düzine fikir havadayken biri izini kaybediyor ve perde açıldığında ve solistlerin tüm Mozart’ın en muhteşem pasajlarından birine girip sürekli yüksek bir Mi bemol üzerinde arka plandan süzüldüğünde daha fazlası da gelecek. George Balanchine ‘in bu müzikle ünlü bir balenin koreografisini yapması belki de sürpriz değil, çünkü ikili solistlerin rolü sadece orkestranın tamamıyla değil, birbirleriyle de konuşmayı gerektiriyor (Mozart’ın kendi sesinin bu müzikle temsil edildiğini hayal etmek de merak uyandırıcı). Bu, onun ortaya çıkardığı pek çok yankılanan pasajda ve açıkça yazılmış kadansların yapımında açıkça görülmektedir.
İkinci bölüm Andante Do minör
Bu araçsal boyutların ötesinde bir tane daha var. Bu, Mozart’ın nispeten ender küçük mod yavaş hareketlerinden biri olan hassas ve uzun Andante’ de öne çıkan, arkaik barok duygunun bir esintisi taşıyan ağıt şarkılarının dünyasıdır. Burada, Maynard Solomon’un kayda değer biyografisinde belirttiği gibi, bestecinin yakın zamanda annesinin ölümüyle başa çıkmada yaşadığı kayıp deneyimini yansıtabilecek duygusal bir derinlik buluyoruz. Spesifik olarak, keman-viyola sesinin ikiliği, parçanın baş döndürücü güzelliğinin başka bir yönüne katkıda bulunuyor.
Solo keman, kederli aryasını ve viyoladan gelen tepkiyi alırken, şimdi ani ama inandırıcı bir teselli sağlarken dinleyin. Mozart şarkısını kusursuz bir şekilde anlatırken ikisi birbirini tamamlayan bir çift oluşturmaya devam ediyor; bu, Wagner’in daha sonra “sonsuz melodi” olarak adlandıracağı şeyin neredeyse öncüsü oluyor.
Üçüncü bölüm Presto Mi bemol majör
Presto rondo finaliyle birlikte önlenemez derecede neşeli bir ruh geri dönüyor. Alfred Einstein’ın gözlemlediği gibi, “neşesi esas olarak müzikal olaylar zincirinde her zaman beklenmedik olanın önce gelmesi ve ardından beklenenin gelmesi gerçeğinden kaynaklanmaktadır.” Ya da Hessen’ in ruhani Ölümsüzleri’ ne dönecek olursak, Sinfonia Concertante “nesnesiz kahkaha… sadece hafif ve netlik” olan karakteristik kahkahalarıyla bitiyor.
SENFONİ No: 25 KV. 183/173dB Sol Minör
Bestelendiği tarih : 5 Ekim 1773
İlk seslendirilişi : 27 Ekim 1899’da
Orkestra şefi : Wilhelm Gericke
Orkestra : Boston Senfoni Orkestrası, Amerika Birleşik Devletleri
Mozart’ın Sol minörde bestelediği iki senfoniden biridir, bazen “küçük Sol minör senfoni” olarak anılır. Diğeri 40 No’lu Senfoni’dir. Senfoni, standart klasik formda düzenlenmiştir.
Geniş sıçramalı melodik çizgileri ve senkopasyonuyla bu senfoni, Sturm und Drang stilinin karakteristiğidir . Bu dönemin diğer Sturm ve Drang senfonileriyle bazı özellikleri paylaşır ve büyük ihtimalle yine G minör olan Haydn’ın 39 No’lu Senfonisinden esinlenmiştir.
Mozart, on yedi yaşındayken, iki senfonisinden biri olan G minör K. 183’ü yazdı. On beş yıl sonra, kırkıncı Senfonisi K. 550 için sıklıkla ağıt veya trajedi ile ilişkilendirilen bu tonu tekrar seçecekti. Bu nedenle, ilkine sıklıkla “küçük G minör” denmiştir.
Ergenler genellikle deneysel, düzen karşıtı fikirlere ilgi duyarlar ve Mozart popüler Sturm und Drang (Fırtına ve Stres) estetiğinin ifade ettiği seçeneklere maruz kaldıktan sonra oldukça ilgi duydu. Aydınlanma ‘nın sakin, rasyonel ve kontrollü değerlerinin aksine, yeni bakış açıları bireysellik, türbülans, huzursuzluk, şüphe, belirsizlik, duygusallık ve öznelliği benimsedi ve bunlar ilk olarak 1860’larda Johann Hamann ve Johann von Herder’in eserlerinde Alman edebiyatında ortaya çıktı. Önemli örnekler Schiller’in (Hırsızlar) eserlerinde ve Goethe’nin Genç Werther’ in Acıları adlı romanında mevcuttur.
Bu tarzın müzikteki unsurları güçlü dinamik değişimler, atan ritimler, senkop, titreme, rahatsız edici melodik çizgiler ve armonik deneylerle temsil edilir. Haydn’ın 1760’ların sonu ve 1770’lerin başında yazdığı senfonilere sıklıkla “Sturm und Drang Senfonileri” (No. 26, 39, 44, 45, 46 ve 49) denir. Genç Mozart’ın bu eserlerin çoğuna aşina olması oldukça muhtemeldir. Haydn’ın güçlü bir hayranı olan Mozart bir keresinde şöyle demiştir; “Beni gülümsetmenin ve ruhumun derinliklerine dokunmanın sırrına yalnızca o sahip.” Lucio Silla operası (1772) ve 25 numaralı senfonisi (1773) ile Mozart bu yeni, büyüleyici özgürlükte şansını denedi.
Bölümler:
- Allegro con brio Sol minör
- Andante Mi bemol majör
- Menuetto ve Üçlü Sol minör, Sol majör (Trio)
- Allegro Sol minör
Senfoni iki obua, iki fagot, dört korno ve yaylılar için bestelenmiştir .
Birinci bölüm Allegro con brio Sol minör
Keman ve viyolalarda tekrarlanan bir nota üzerinde hızlı, sinirli senkoplarla başlarken, obua dört uzun tutulan tonda istikrarlı bir şekilde durur. Etkisi, ani hızı, sinirliliği ve yoğunluğuyla saf sturm und drang’ dır. Dramatikliğe ek olarak, yaylılar hızlı senkoplarına devam etmeden önce ani bir duraklama olur ve obua, eklenen korna çiftlerinin bir fanfarı araya sokmasıyla hüzünlü bir melodi söyler. Yaylılardan sert bir eşlikle engebeli bir ilk tema ortaya çıkar. Düzen sonunda yaylılar tarafından tanıtılan zıplayan bir melodiyle girer. Klasik “kurallara” göre açıklama tekrarlanır. Gelişim hızlı ivmeyi sürdürür ve rüzgarların güzel bir zıt konuyu yumuşakça söylemesiyle kısa bir mola vererek hızlanır. Özetleme yoğunluğu geri kazandırır ve hareketi hızlı bir şekilde sonlandırır.
İkinci bölüm Andante Mi bemol majör
Susturulmuş kemanların yumuşak bir melodiye dönüştüğü Mi bemol’ e geçiyor. Fagotların kısa hareketlerle nazik yorumlarda bulunup yaylılarla sohbet ettiğini dinleyin. Genel olarak ruh hali rahat, ancak sıklıkla sorgulayıcı.
Üçüncü bölüm Menuetto ve Üçlü Sol minör, Sol majör (Trio)
Birinci bölümden öğelere de gönderme yapan görkemli, sert vurgulu bir menuetto’ dur. Nefesli ve trompet çalgılarının seslendirdiği neşeli ikinci tema zarif ve lirik bir dokunuştur, ancak üçüncü bölüm açılıştan alıntı yapar ve iki sert akorla son bulur.
Dördüncü bölüm Allegro Sol minör
Allegro, yaylıların sunduğu enerjik bir temayla açılıyor. Bölüm ilerledikçe, sıklıkla hazırlıksız bir şekilde ileri geri hareket eden zıt dinamiklere dikkat edin; ani duygusal değişimler serbest bırakılıyor. Ancak sonunda Mozart, 25 Numara’yı, klasik kısıtlama ve dengeyle dolu, iki sağlam akorla mühürlenmiş zarif ve kontrollü bir platformda sonlandırıyor.
SAMUEL BARBER
Doğum tarihi ve yeri : 9 Mart 1910, Pennsylvania, West Chester
Ölüm tarihi ve yeri : 23 Ocak 1981, New York
Bir çocuk dâhisi olan Barber, çok küçük yaşta müziğe karşı derin bir ilgi duymaya başladı ve büyük bir müzik yeteneği ve becerisi olduğu aşikardı. Altı yaşında piyano dersleri almaya başladı ve yedi yaşında ilk eseri olan Sadness’ ı, Do minörde 23 ölçülük bir solo piyano parçası olarak besteledi. Barber, 10 yaşındayken ilk opereti olan Gül Ağacı’ nı, ailenin aşçısının librettosuyla yazdı. 12 yaşındayken yerel bir kilisede orgcu oldu.
Amerikalı besteci, piyanist, şef , bariton ve müzik eğitimcisiydi ve 20. yüzyılın ortalarının en ünlü bestecilerinden biriydi. Başlıca, Curtis Enstitüsü’nde Rosario Scalero ile yaptığı dokuz yıllık kompozisyon çalışmalarından ve besteci amcası Sidney Homer ile yaptığı 25 yılı aşkın çalışmadan etkilenen Barber’ ın müziği, genellikle geleneksel 19. yüzyıl armonik dili ve lirizm ile duygusal ifadeyi benimseyen biçimsel yapı lehine müzikal modernizmin deneysel eğilimlerinden kaçındı. Ancak, 1940’tan sonra bazı bestelerinde modernizmin unsurlarını benimsedi, örneğin Viyolonsel Konçertosu’nda (1945) ve Medea’ nın İntikam Dansı’ nda (1955) uyumsuzluk ve kromatizmi daha fazla kullandı ve Piyano Sonatı (1949), Kierkegaard’ın Duaları (1954) ve Noktürn’ ünde (1959) ton belirsizliğinin kullanımı ve dar bir seriyalizm kullanımı …
Barber hem enstrümantal hem de vokal müzikte ustaydı. Eserleri uluslararası alanda başarı kazandı ve bestelerinin birçoğu klasik performans kanonuna hızla kabul gördü. Özellikle Adagio for Strings (1936) orkestra konser repertuarında kalıcı bir yer edindi, tıpkı bu eserin koro uyarlaması Agnus Dei (1967) gibi.
Pulitzer Müzik Ödülü’nü iki kez aldı: Vanessa operası (1956–1957) ve Piyano ve Orkestra Konçertosu (1962). Ayrıca yaygın olarak icra edilen eseri Knoxville: Summer of 1915 (1947), James Agee’ nin düzyazı metninin soprano ve orkestra için bir düzenlemesidir. Barber öldüğünde, bestelerinin neredeyse tamamı kaydedilmişti. Bestelerinin çoğu Boston Senfoni Orkestrası, Philadelphia Orkestrası, New York Filarmoni Orkestrası, Metropolitan Operası, Vladimir Horowitz, Eleanor Steber, Raya Garbousova, John Browning, Leontyne Price, Pierre Bernac, Francis Poulenc ve Dietrich Fischer-Dieskau gibi tanınmış gruplar ve sanatçılar tarafından sipariş edilmiş veya ilk kez seslendirilmiştir.
Barber önemli miktarda tamamen enstrümantal müzik bestelemiş olsa da beste çıktısının üçte ikisi ses ve piyano için sanat şarkıları, koro müziği ve ses ve orkestra için şarkılardı. En sık seslendirdiği şarkılardan bazıları, Agee’ nin metniyle Sure on this shining night’ ın hem solo ses hem de koro versiyonları (1938’den solo versiyon ve 1961’den koro versiyonu); sekizinci yüzyıldan on üçüncü yüzyıla kadar İrlandalı rahiplerin anonim metinleriyle Hermit Songs (1953) şarkı döngüsüdür.
Şarkılı malzemeye olan bu vurgu, 20’li yaşlarında profesyonel bir bariton olarak kendi kısa kariyerinde kök salmıştır ve bu, ona vokal müziğe olan ömür boyu sürecek bir sevgi aşılamıştır. 1935’te Barber, Arnold’ un “Dover Beach” şarkısının kendi düzenlemesini NBC için kaydetti, yaylı dörtlüsü eşliğinde vokal bölümünü söyledi, ayrıca 1935-1936’da Alman Lied’leri ve sanat şarkıları seslendirerek NBC Radyosu’nda haftalık olarak yer aldı. 1950’lerde zaman zaman senfoni orkestralarıyla eserlerinin performanslarını ve kayıtlarını yönetti ve 1939-1942 yılları arasında Curtis Enstitüsü’nde kompozisyon dersleri verdi.
Barber, besteci Gian Carlo Menotti ile 40 yıldan uzun bir süre ilişki yaşadı . New York City’nin hemen kuzeyindeki Capricorn adlı bir evde yaşadılar ve burada sık sık akademik ve müzik dünyasının önde gelen isimleriyle partiler düzenlediler. Menotti, Barber’ın üç operasından ikisinin librettistiydi.
İlişkileri 1970’te sona erdiğinde, Barber’ın 1981’de kanserden ölmesine kadar yakın arkadaş kaldılar.
YAYLILAR İÇİN ADAGİO Si bemol minör
İlk seslendirilişi : 5 Kasım 1938
Orkestra şefi : Arturo Toscanini
Orkestra : NBC Senfoni Orkestrası
Yayın yeri : Rockefeller Center, NBC Studio 8H Radyo Yayını
Samuel Barber’ın “Yaylı Çalgılar Dörtlüsü Op. 11” in ikinci bölümünden yaylı orkestrası için düzenlenmiş bir yapıtıdır. Barber, dörtlüyü yazdığı yıl olan 1936’da düzenlemeyi tamamladı.
Genel olarak olumlu karşılandı, Alexander J. Morin Adagio for Strings’ in “acı ve arındırıcı tutkuyla dolu” olduğunu ve “nadiren kuru göz bıraktığını” yazdı.
Müzik, Barber’ın 1967’deki Agnus Dei koro düzenlemesinin ortamıdır. “Amerika’nın yarı resmi yas müziği” olarak adlandırılmıştır.
Barber’ın Yaylılar İçin Adagio’ su aslında 1936’da Curtis Müzik Enstitüsü’ndeki öğrencilik yıllarından beri ortağı olan İtalyan besteci Gian Carlo Menotti ile Avrupa’da geçirdiği bir yaz sırasında bestelediği Yaylı Dörtlüsü Op. 11’in ikinci bölümüydü. Barber, Virgil’ in didaktik şiiri Georgics’ ten ilham aldı. Dörtlüde Adagio, şiddetle zıtlık oluşturan ilk hareketi (Molto allegro e appassionato) takip eder ve ilk hareketin müziğinin kısa bir tekrarıyla açılan üçüncü bir hareketle takip edilir (Molto allegro (come prima) – Presto olarak işaretlenir).
Başlangıçta, eleştirel tepkiler karışıktı. New York Times’ tan Olin Downes parçayı övdü, ancak diğer eleştirmenler tarafından abarttığını iddia ederek eleştirildi.
Yaylılar için Adagio, birinci kemanların çaldığı bir B ♭ ile yumuşak bir şekilde başlar.
Alt telle, kemanlardan sonra iki vuruşta gelir ve bu, The New York Times’ tan Johanna Keller’ ın ifade ettiği gibi, “melodinin merdivenlerin tereddütlü tırmanışı gibi adım adım bir harekete başlamasıyla birlikte, rahatsız edici, değişken bir askıya alma” yaratır.
NPR Music, “gergin bir melodik çizgi ve gergin armonilerle, bestenin birçok kişi tarafından 20. yüzyılın orkestral eserlerinin en popüleri olarak kabul edildiğini” söyledi.
Thomas Larson, parçanın “onu dinleyenlerde derin bir üzüntü uyandırdığını” belirtti. Müzik teorisyeni Matthew Bailey Shea’ ya göre, Adagio “Rönesans benzeri polifoni ve basit üçüncül armonilerle, kasıtlı olarak arkaik bir sese sahiptir” ve “ilahi benzeri bir melodi” nin altında yatar.
Adagio, kemerli formun bir örneğidir ve önce yükselen ve sonra kademeli olarak alçalan bir melodi üzerine kuruludur. Barber, birincil notaları değiştirerek eser boyunca nabzı ustaca yönlendirir.
Dört doruk noktası akoru ve uzun bir duraklamanın ardından parça açılış temasını tekrar sunuyor ve çözülmemiş bir baskın akorda kayboluyor .
Müzik eleştirmeni Olin Downes, parçanın doruk noktalarında çok basit olduğunu ancak basit akorların parça için önem yarattığını ileri sürmüştür. Downes şöyle devam etmiştir: “Bunun nedeni, burada dürüst bir müzisyen tarafından yapılmış, iddialı bir etki yaratmaya çalışmayan, amacına uygun açık, kısa ve popüler bir kelimeye sahip olan ve sözlüğü alıp uzun bir kelime çıkaran bir yazar gibi davranmayan dürüst bir müzik olmasıdır.”
Taşar ERKOL