YILLAR SONRA, DOĞUP BÜYÜDÜĞÜNÜZ VE HER KÖŞESİNE BİR ANI BIRAKTIĞINIZ ESKİ MAHALLENİZDEN GEÇERKEN NELER DUYUMSARSINIZ?
————————–
Önce çocukların neşeli çığlıklarını duyuyorum.
Sonra köşeyi dönünce onları görüyorum.
Tozlu sokakta, terden cımcılık olmuş beş-altı çocuk bir topun peşinden çılgınca koşturup duruyorlar.
Acımazısca tekmelenen top sağa sola savrulmaktan perişan olmuş.
İçlerinde biraz irice olanının çektiği şut kale olarak kabul edilen iki taşın arasından geçip gol oluyor.
Karşı takım sevinçten havalara uçuyor.
Kaleci arkasını dönüp bana doğru gelen topa bakıyor.
Belli ki çok uzgün.
Sonra bana doğru yürüyor.
Kısa pantolonlu.
Üstünde kirli bir tişort var.
Kısacık saçlı, çelimsiz biri.
Dizlerindeki yaralar kabuk bağlamış.
Yaklaşınca tanıyorum onu.
Çocukluğum bu.
8 yaşındaki Aydın karşımda duruyor..
Şaşkınlıktan donup kalıyorum.
Elini uzatıyor.
Ayağımın altındaki havası iyice kaçmış, yıpranmış topu alıp uzatıyorum.
Gülümsüyor.
Ben de ona gülümsüyorum.
Kısa bir an öylece bakışıyoruz.
Çocuklardan biri bağırıyor,
“Aydın, hadi topu getirsene!”
AYDIN SİHAY
————————–
Adana / Tepebağ Mah./ 15 Eylül 2017