ÇDSO’dan Konser /15 Aralık 2017 – Taşar Erkol

Tarih              : 15.12.2017

Yer                 : Büyükşehir Belediyesi

 

Şef                  : Amaury du Closel   

Solist               : Soyoung Yoon “Keman”

Program        : D. Shostakovitch / Keman Konçertosu No:1 La Minör Op:99

  1. van Beethoven / Senfoni No:8 Fa Majör Op:93

 

Dmitri Şostakoviç (Shostakovich)

Rus Besteci, Müzisyen

Doğum           :           1906

Ölüm              :           1975

Tam Adı        : Dmitri Dmitriyeviç Şostakoviç

 

Müzikçi bir ailenin çocuğuydu. St. Petersburg’daki Glasser Müzik Okulu’nda ardından Petrograd Konservatuarı’nda müzik öğrenimi gördü. 1925’te mezuniyet eseri olarak yazdığı I. Senfoni ile yalnız ülkesinde değil tüm dünyada ünlendi.

Stalin döneminde resmi çevrelerin şiddetli eleştirileriyle karşılaştı.1932’de bestelediği Mtsenk’li Lady Macbeth (sonra Katarina İsmailova) adlı operası küçük burjuvazinin duyarlılığıyla yüklü olmakla suçlanarak yasaklandı. Bu olay, onun sanat anlayışında etkisini gösterdi.

Bundan sonra toplumsal gerçekçi sanatla çelişmeyen eserler vermeye başladı. 1937’de seslendirilen 5. Senfoni ile beğeni topladı, Leningrad Konservatuvarı kompozisyon öğretmenliğine atandı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında SSCB’ye giren Alman Ordu’larına karşı halkın mücadelesini konu alan 7. Senfonisi (Leningrad Senfonisi) savaşın en şiddetli günlerinde seslendirildiğinde büyük bir coşkuyla karşılandı.

1940’ta Stalin Ödülü’nü kazandı.

Stalin‘in ölümünden sonra devletin sanat siyasetindeki yumuşamaya koşut olarak 1954’te Halk Sanatçısı unvanıyla onurlandırıldı.

1960’ta Komünist Parti üyesi oldu.

1963’te konservatuardaki derslerine döndü.

1966’da Toplumcu Emek Kahramanı seçildi ve kendisine ülkesini yurt dışında temsil yetkisi tanındı. Özellikle senfonileriyle 20. yüzyılın önde gelen bestecileri arasında yer alan Şostokoviç’in müziği, dönemsel değişiklikler göstermesine karşın, genellikle ÇaykovskiProkofyevMahlerSibeliusBerg ve Hindemith‘in izlerini taşır.

Çalışmalarından ötürü İsveç Müzik Akademisi ve Roma’daki Ulusal Santa Cecilia Akademisi’nin onursal üyeliklerine seçilen besteci, 1958’de Sibelius Ödülü’nü, 1966’da İngiliz Kraliyet Filarmoni Derneği’nin altın madalyasını aldı. Ayrıca Stockholm, Roma ve Oxford üniversitelerince kendisine onursal müzik doktorası verildi.

 

Keman Konçertosu No: 1 – La Minör Op: 99

İlk seslendirilişi: 29 Ekim 1955 / Leningrad

Şostakoviç, ilk keman konçertosunu 24 Mart 1948 yılında tamamlamıştır. Besteci ünlü keman sanatçısı David Oistrakh için yazdığı ve ona armağan ettiği konçertosu için zaman zaman Oistrakh’ın da önerilerini almıştır. Yönetimin eser için önyargılı düşünceleri, eserin ilk seslendirilişini etkilemiş, yedi yıl sonra 29 Ekim 1955 yılında Evgeni Myravinsky yönetimindeki Leningrad Filarmoni Orkestrası eşliğinde yine David Oistrakh tarafından yapılan seslendirilmesi ile beğeni kazanmıştır. Mart 1953 yılında Stalin’in ölümüne kadar şaibeli eserlerden birisi olarak kabul edilen konçerto, bu tarihten sonra aklanmış, Sovyet ruhuna ve halkına yakın olarak kabul edilerek film müziği olarak kullanılmıştır. David Oistrakh bu güzel eserin olmadık yerlerde tartışılması üzerine konçertoyu savunan coşkulu bir makale yazarak halkı ve ilgilileri konçertonun güzelliklerini görmeye davet etmiştir. Günümüzde pek çok eleştirmen Şostakoviç’ in 1. Keman Konçertosu’nu müziko-dramatik planda, Onuncu Senfoni’den çok daha değerli bir eser olarak kabul etmektedir.

Bölümler:

  1. Nocturne – Moderato
  2. Scherzo – Allegro
  • Passacaglia – Andante
  1. Burlesca – Allegro con brio

Birinci Bölüm – Nocturne-Moderato:

Viyolonsellerde duyulan karanlık bir tema ile başlar. Ritornello (geri dönüş) şeklindeki bu temayı kemanın konçertolarda pek alışılmayan lirik teması takip eder. Bu içe dönük bölümün ortasında, keman çelesta ile birlikte iyice umutsuz bir temaya yönelir ve bölüm bu şekilde son bulur.

İkinci Bölüm – Scherzo-Allegro:

Sonat formundadır ve iki karşı tema içerir. Bu iki temanın gelişmesini enerjik, ritmik bir şekilde sunulan presto coda izler. Keman aynı temayı sunar.

Üçüncü Bölüm – Passacaglia-Andante:

Bestecinin en çok sevdiği bölümdür. Timpani ve viyolonsellerin sunduğu törensel bir girişi, kemanın sunduğu olağanüstü güzellikte bir şarkı izler. Bölüm Şostakoviç romantizminin mükemmel bir örneğidir.

 

Bölümün sonundaki uzun kadans son bölüm

Burlesca-Allegro con brio’ ya bağlanır. Güçlü bir rondo ve folk dans stilinde ele alınan bölüm, artan bir tempo ve heyecanla sona erer.

 

Ludwig van BEETHOVEN

Alman Besteci, Piyanist, Müzisyen

Doğum           :           17 Aralık 1770           Bonn – Almanya

Ölüm              :           26 Mart 1827              Viyana – Avusturya

 

Alkole karşı olan zaafıyla bilinen Beethoven’in babası Johann da saray müzisyeniydi. İlk piyano derslerini henüz dört yaşındayken babasından aldı. Katı bir insan olan babası çocuğunu çok zorluyor, henüz dört-beş yaşında olan ve parmakları piyanoya yetişemeyen çocuk bazen bu çalışmalar sırasında gözyaşı döküyordu…

İlk müzik eğitimini babasından aldıktan sonra, 1779’da Christian Gottlob Neefe ile çalışmaya başladı. 1783’te ilk bestesi olan Dressler’in Marşı Üzerine Çeşitlemeler Neefe’ nin yardımıyla yayımlandı. 1786’da Viyana’ya yaptığı ziyaretin ardından, annesinin ölümü üzerine Bonn’a geri döndü ve Kont Walstein’ın hizmetine girdi. 4 yıl boyunca kontun orkestrasında viyola çaldı.

Annesinin ölümünden sonra Beethoven Viyana’ya geri döndü ve hayatının sonuna dek orada yaşadı.1794’e dek Viyana aristokrasisi içindeki müzik âşıklarına saraylarda ve özel toplantılarda çaldı. 1795 yılına kadar halka açılmamıştı. Başlangıçta bir besteci olarak değil, bir piyanist ve öğretmen olarak adını duyurdu ve kısa zamanda üne kavuştu.

1798 yılında Beethoven işitme problemleri yaşamaya başladı. Bu tarihten itibaren 21 yıl boyunca hiç kimseyle iletişim kurmadı. Ancak 1819 yılına gelindiğinde yazarak insanlarla diyalog kurmaya başladı. 21 yıl boyunca çekilen yalnızlık çok derin acılar yaşamasına neden oldu. Beethoven bütün senfonilerini işitme problemi yaşamaya başladıktan sonra bestelemesi de dikkate değer bir olaydır.

Beethoven ömrü boyunca birkaç kadını sevmesine rağmen hiç evlenmemiştir. Bunlar içinde evlenmeye en çok yaklaştığı ve en çok sevdiği Ölümsüz Âşık’ tır. Kim olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte bu kadının, Frankfurtlu bir tüccarın karısı olan Antonie Brentano olduğu sanılmaktadır. Sevdiği kişiye kendini bütünüyle veren Beethoven, Diabelli Varyasyonları’nı Ölümsüz Aşkı’na adamıştır.

1826’da kardeşi Karl ile Gneixendorf’ta yaptığı tatilin ardından Viyana’ya dönüşünde, siroz hastalığı iyice ilerlemiş, yataktan kalkamaz olmuştu. 26 Mart 1827’de hava iyice bozmuş, durmadan yağmur yağıyordu. O sırada akan büyük bir şimşekle Beethoven’in odası aydınlandı. Aynı anda, yumruğunu havaya kaldıran Beethoven’in gözleri birkaç saniyeliğine hayata meydan okurcasına açıldı ve ardından bir daha açılmamak üzere kapandı. Doktorlar bunun Beethoven’in anlamlı bir hareketi değil, sadece ışığa karşı bir tür refleks olduğunu söylemektedirler. Beethoven yaklaşık 30.000 kişinin katıldığı bir cenaze töreninin ardından Wahring mezarlığına defnedildi. 1888’de ise naaşı Viyana Merkez Mezarlığı’na Schubert’in mezarının yanına aktarıldı.

 

Senfoni No: 8 – Fa Majör Op: 93

İlk seslendirilişi: 27 Şubat 1814 / Viyana

Ludwig van Beethoven’in hakkı yenmiş eserlerinden biri olan 1812 yazında bestelediği Sekizinci Senfoni’sinin ilk temsili 27 Şubat 1814’te Viyana’da gerçekleşmiştir. Bu dönemin Beethoven’in hayatında pek de iyi bir dönem olmadığına dikkat edersek, bestecinin her eserini değerlendirirken, kendi iç sıkıntılarını ve duygularını yansıtıyor gibi bir genellemeden de kaçınmamız gerektiğini görebiliriz.

Sekizinci Senfoni; hakkında çok fazla yazılmayı hak eden bir Beethoven senfonisidir. Öncelikle Ludwig van Beethoven bu senfonisini kimseye ithaf etmemiştir. Kendisine mi saklamak istedi yoksa ithaf edecek kimse mi çıkmadı, etse beğenmezler miydi? Bu soruların yanıtı bilinmiyor. Dehasının gayet farkında olduğunu gayet iyi bildiğimiz Beethoven’in sekizinci senfoninin çok daha iyi olduğunu, yedinci senfonisi ile mukayese edilmesine ve neden yedi kadar tutmadı sorusuna “My little one. Because the eighth is so much better” diyerek, yanıt olarak söylüyor.

Ayrıca senfoni, Beethoven’in müziğinde sıkça yer alan kahramanlık, meydan okuma, karanlık temalarından uzakta, gayet sakin ve başından sonuna kadar neşeli, müziksel keyifin hâkim olduğu bir eser olması ile anlam kazanıyor.

Yorgun bir günün ardından antidepresan niyetine dinlenebilecek klasik müzik eserleri arasında yer alıyor.

Dokuzuncu Senfoni, zaten belki de yazılmış en ünlü senfoni olmuşken, onun hemen önündeki Sekizinci Senfoni, nedense kıyıda köşede kalmış bir eserdir. Sekizinci Senfoni, hoş, lezzetli, güzel, bir senfonidir ama zor bir senfonidir.

Ortalama 25 dakikalık dinlenim süresi olan Sekizinci Senfoni dört bölümlüdür, bu haliyle hiç de küçümsenmeyecek bir senfonidir.

Dört bölümün başlıkları;

  1. Allegro vivace a con brio
  2. Allegretto scherzando
  • Tempo di menuetto
  1. Finale: allegro vivace

Birinci Bölüm – Allegro vivace a con brio;

Tempo alla breve, şeklinde bir bölümdür. Aslen üç vuruşludur ve vuruşa gene verebileceğimiz en iyi örnek, vals temposudur. Vuruş kendi içinde ikiye değil üçe bölünür. Çok özeldir bu… Şöyle bir düşününce ilk bölümü 3 vuruşlu bir senfoni yoktur. Bu çok güzel bir temadır. Gerçekten harikulade bir temadır, bir “heroic” kahramanca bir giriştir bu… Sonra güçlü vuruşlar ve arayışlar içinde, gerçek bir lezzet olan “ikinci temayı” bulur bu bölümde Beethoven… Bu çok birbirine geçen, gerçek bir ustalıkla yazılmış, nefeslilerden başlayan yaylılara (kemanlara), sonunda da çellolara uzanan o güzelim geçişler… Bu ikinci temanın ana özelliğidir, armonik olarak da çok enteresandır.

İkinci Bölüm – Allegretto scherzando

Beethoven’in acayip bir suratlarından birisi de bu bölümdür. Beethoven, çok aksi, ciddi, suratı asık, adamı derinden yaralayan, ağlatan bir bestecidir.

Allegretto scherzando; çok garip bir biçimde, hiç bir şekilde Beethoven’den beklenmeyecek şekilde, güneş dolu, aydınlık dolu bir bölümdür. Öyle ki; Beethoven’ i iyi tanıyıp, bu senfoniyi tanımayan birisi senfoniyi bu bölümden itibaren dinlemeye başlayacak olursa şaşırabilir. Beethoven bu bölümde yaylılara pizzicato yaptırır. Allegretto scherzando, Beethoven’in bütün eserleri bazında yazdığı en güzel bölümlerden birisidir.

Üçüncü Bölüm – Tempo di menuetto

Beethoven “son bir kere” klasik müzikal periyoda geri döner, bir kez daha nereden geldiğimizi hatırlatalım, der… Çok güzel bir bölüm bu, gene mutluluk dolu…

Dördüncü Bölüm – Finale: Allegro vivace Finale

Bu bölümde “orkestrasyon dersi” verilir. Çok çeşitli arpejlerle çok değişik enstrümanların birlikte kullanılmaları sonucu harikulade soundlar elde edilmiştir bu bölümde… Beethoven bu senfoniyi yazdığında sağırdı… Bu bölümde Beethoven’in çok heyecan verici ritmik ve melodik denemelerine rastlanır.

Yapıta ilişkin dikkate değer noktalar:

  • Yapıtın ilk bölümü başladığı anda ana temayı hiçbir giriş vs. olmadan duyulur.
  • Ayni bölümün sonat formuna uyması : serim– serimin tekrarı– gelişme –serimin türevi (rekaputilasyon) – kapanış yapısında olması
  • Bölümün kapanışının neredeyse serimin kendisi kadar sürmesi (Beethoven’in bölüm kapanışlarına verdiği öneme güzel bir örnek) ve bu kapanışta zengin müzikal malzemenin görkemli / güçlü bir işlemeye tabi tutulması
  • İkinci bölümdeki takıntılı tempo tutuş. Bu bölümde de müzik görece sessiz olsa dahi oldukça dinamiktir. Hector Berliozbu bölüm için “bestecisinin aklına hiçbir değişime uğramadan direk cennetten düşmüş” değerlendirmesini yapar.
  • Klasik bir senfoniden bekleneceği üzere 2. Bölümün bir yavaş bölüm olmaması; dahası da yapıtta yavaş bir bölümün olmaması
  • 3. Bölümün bizzat Beethoven tarafından senfoni piyasasından kaldırılmış menuetto olarak başlıklandırılmış olması ki; bölümün müzikal karakterinin normal bir menuetto müziğinin karakteriyle alakası yoktur. Yapısal olarak da; farklı olarak trio’ sunun ikinci kısmı tekrar edilmemiştir.

İyi dinlemeler…