Güzel insanlar var bu dünyada, aklıyla yararlı,
Doğumdan ölüme ihtiyatla karşıladığımız ömrü,
Gerçeğin küçük bir ayrıntısı için kayıtsız adayanlar.
Sanki kendi yaşamları bir hiç, illaki anlamı ifadeyle,
Sanki olanı biteni dile getirmekle görevli insanlar.
Böyle bir adanmışı dinliyorum podcastten, enfes;
Neferi olarak içinde bulunduğum modern tıbbın, neden,
Bilgelik ve sezgi ile hastalık sağıltan gelenekseller kadar,
Zihin, ruh, beden bütünlüğünü algılayamadığı anlatılıyor.
İnsanın sağlıklıyken farkında olmadığı yaşamsal süreçlerin,
Özellikle kronik hastalıklarla ciddi darbe yemesiyle,
Nasıl vücut ve zihin sınırlarını keşfettiğini anlatıyor adam.
Modern tıbbın nedense gözden kaçırdığı emosyonel stresin,
Özellikle çocukluktan gelip özbenliğimizin bir parçası olmuş,
Genetik zannedilebilecek kadar ustaca ve derin yerleştirilmiş,
O şartlanmalarla bilinçsizce yarattığımız gizli stresin,
Hastalıkların tetiklenmesinde nasıl etkili olduğunu söylüyor.
Hani ‘lan beni siz delirttiniz, kanser ettiniz-i’ anlatıyor,
‘İçine ata ata , hep bizi düşünmekten hastalandı-yı’ açıklıyor.
Ne güzel ve özel insanlar var dünyada, bize öğretiyorlar…
∑∞π∞Ω∞π∞∑
Prof. Gabor Mate’i dinliyorum, Kanadalı bir bilim adamı.
Macar göçmenliğinden bugüne gelirken geçtiği uzun yolda,
Aklının hikmetiyle edindiği deneyimleri anlatırken,
Çevremde hergün görüp duyduğum şeylerin önemini anlıyorum.
Emosyonel stresin fiziksel hastalıklardaki gizli rolünün,
Artık yadsınamaz ve kanıtlanmış bilimsel gerçekliğini anlatıyor.
Zihin-vücut bağlantısının nasıl zararlı olabileceği gerçeğini.
‘ Ama bu kadar hassas olma’, ‘takma oğlum bu kadar’, varya,
Hani alıngan, utangaç, hiperaktif, Aladağdan serin gibi kalıplayıp,
Hani kendi kendini hasta eder bunun huyu diye adlandırdığımız,
Zihinde yarattığımız derin ve bilinçsiz şartlanmaların,
Bizim huyumuz sandığımız çocukken yüklenen analojilerin,
Ve bunların gösterdiği yolla bulunan başa çıkma yöntemlerimizin,
Sinir, hormonal ve bağışıklık sistemlerimizi nasıl etkileyip,
Bizi kronik cenderelere gark ettiğini vurguluyor Prof. Mate.
Düşünün; bu şartlanma, kuzey kutbunda giydiğiniz kalın montun,
Ekvatorda yaşamaya başladığınızda giyilmeye devam edilmesiyle,
Bir yerde sizi yaşatırken diğerinde öldüren aynı tür bir yüklenme.
İçimizdeki duyguları bastırma dinamikleri tam keskin sirke.
Ciddi bir kronik hastalıkla boğuşanların hemen çoğu,
Yaşamlarının büyük bir bölümünde hayır demeyi bilmediklerinden,
Vücutları onlara hayır demiş, dur demiş kişiler. Ve burada;
Hastalığın tek iyi yanı, kişinin kendini farklı açıdan görmesini sağlaması,
Ve belki de hastalığa rağmen yaşamını yeniden şekillendirmesi.
Hastalık bizi bize anlatan, kendimizle doğru ilişki kurmamızı sağlayan,
”Herşeyden ziyade, sağlığı koruyan birşey, Goethe’nin dediği gibi..”
Ben de inanıyorum, ileride öyle olacak ki, hastalık ve sağlık alanında,
Bir göreceliğin varlığı saptanacak, bugünün birçok hastalıklarının,
Yarının sağlık durumları olabileceği, bugünkü anlamıyla sağlıklı kalmanın,
Her zaman sağlığın şaşmaz bir belirtisi sayılamayacağı anlaşılacak.
∑∞π∞Ω∞π∞∑
Peki biz neresindeyiz bu problemin ve nedir falsomuz?
Bizim milletimize baktığımda en yaygın savunma mekanizması,
‘’ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK’’.
Fiziken fırsatı olduğu halde zihnen stresden çıkamama,
Belki de en önemli kronik hastalık tetikleyicimiz bu .
Ve ‘’ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK’’ yolağının çıkmaz sokakları,
Belirsizlik, öz ve gerçek bilginin kirliliği ve kontrol kaybı.
Kronik hastalığı olan her bireyin ortak özelliği ne yazıkki.
Duygusallığı, iç dinamiği akılcılığa devşirebilme yöntemlerimiz,
İçine düştüğümüz durumları ayıklayıp algılayabilme erkimiz nakıs,
Yol gösterme, destekleme tekniklerimiz külliyen ateşe körük.
Davranışların fizyolojiye transformasyonu artık kanıtlı,
Psikonöroimmünoloji ve epigenetik bilimi bir arada şunu diyor.
Zihin ve vücut bir bütün ve tek.
Bizi sağlıklı kılan yada hastalığı oluşturan salgılar, sinyaller,
Hücrenin yada hücrelerin ortak hareketleri, doku yanıtları,
Zihnin öğrendiği, yüklendiği, şartlandığı çaresizlik yada yolakla,
Yani bir yerde zihin beden ortaklığıyla oluşuyor.
Sağlıklı kalmak, hastalanmak ya da iyileşmek için gerekli herşey,
Bedenin içinde bir yerde mevcut.
Zihin ulaşırsa sağlık, ortaya çıkarmazsa hastalık, taklitleri ilaç.
Gabor Mate’i dinliyorum. Son vuruşu şöyle yapıyor usta:
Enflamasyonlu, tümöral, hormonal yada immün hastalıklarda,
Nörolojik tablolarda, tüm kronik hastalıkların izahında stresin
Zihnin tetiklemesiyle oluşan o fizyojik yanıtın kemirgen izi var.
Yani vücut zihinden ‘’ÖĞRENDİĞİ ÇARESİZLİĞE’ teslim…