Kırk7 Buçuk… Okuyun, seveceksiniz Ve kendinizi iyi hissedeceksiniz!!!
Bugünkü konuğum eski genel yayın yönetmenim, meslek büyüğüm Ertuğrul Özkök…
.
Çok seveni de var, nefret edeni de… Onu, bi devrimci olarak nitelendiren de var, medyanın bu hale gelmesinden sorumlu tutan da… Biliyorum bazılarınız, röportajı okumadan gömmeye başlayacaksınız:) Herkes, istediği yapmakta ve yorumlarını yazmakta serbest ama saygı sınırında. Hakaret edeni şutlarım!
.
Bu röportajımızın konusu, Özkök’ün 50’li yaş kadınlarını anlatan yeni kitabı: Kırk7 Buçuk…
.
Provokatif, kışkırtıcı bir kitap… Başka türlüsü ona yakışmazdı zaten…
.
Kadınların 40’lı yaşlarını konu aldığı kitabı Kırk7 de Doğan Kitap‘tan çıkmıştı. 10 baskı yaptı, en çok satan kitabı oldu. Bu kitabın da çok okunacağını düşünüyorum. Ben kendi adıma pek çok şey öğrendim.
.
Kadınlara özgüven aşılıyor Kırk7 Buçuk, diyor ki, “Her şey sizin elinizde! Toplumun genelgeçer kurallarına aldırmayın, hatta nanik yapın. Siz, kendinizi hissettiğiniz yaştasınız.”
.
50 yaş kadınının psikolojisi, yeni kültürü, yeni felsefesi, yeni tarzı var bu kitapta. Okuyun, seveceksiniz ve kendinizi iyi hissedeceksiniz!!!
Yine kadınlara öz güven aşılayan bir kitapla karşımızdasınız: Kırk7 Buçuk!!!
Kırk7, kadınlara, “Korkmayın, daha çok güzel yıllar var önünüzde!” diyen, güç veren, hala baştan çıkarıcı olabileceklerini söyleyen bir kitaptı.
50 yaş kadınını anlatan bu son kitabınız Kırk7 Buçuk da kadınlara umut veriyor, güç veriyor. “Her şey sizin elinizde! Toplumun genelgeçer kurallarına aldırmayın, hatta nanik yapın. Siz, kendinizi hissettiğiniz yaştasınız!” diyor. Kitabı çok sevdim ve pek çok şey öğrendim. Tebrik ederim! Sorular başlıyoooor…
Adı, neden Elli ya da Elli7 değil de Kırk7 Buçuk? Ürkütmemek için mi?
– Hayır asla değil! Kitabı yazmaya başladığımda adı, “Elli7 Buçuktu.” Ama yazarken fark ettim ki, kadının “50’li yaşları” diye bir şey yok. Çünkü Kırk7 kitabımı yazarken, gözümün önündeki kadınlar 50’lerine gelmişti. Ama hiçbirinde öyle bir “10 yaş farkı” yoktu. Hatta, geçen 10 yıl, lehlerine bile çalışmıştı sanki. Aynı ölçüde çekici kadınlardı. Sonra kendimi düşündüm. 40 ile 50, hatta 60’lı yaşlarımın orta yarısına kadar bende de anlamlı bir değişiklik yoktu. Kısacası ilk kitapta, “kadının zirve yaşı 47’dir” demiştim, bunun doğal uzantısı 57 değil, 47 buçuk olmalı diye düşündüm.
“Kırk7” ve “Kırk7 Buçuk” kitaplarını neden yazdığınızı merak ediyor insanlar. Bir arkadaşınız size, “Kafanda bir kadın var, ona güzellik yapmak için yazıyorsun bu kitapları…” demiş. Öyle mi? Gerçek sebep ne?
-Hayır Ayşe, inan hiç öyle değil. O kitabı yazmamda kızım Gülümsün’ün de payı var, senin de… Çünkü kızım, kızımın arkadaşları, birlikte çalıştığım birçok kadın aşağı yukarı aynı yıllarda 40’lı yaşlarına girdi. Çoğunda bir telaş hissettim. Yani hepinize, “Hiç telaş etmeyin!” demek istedim. Bunu bir erkeğin söylemesinin daha iyi olacağını düşündüm.
50 yaş hem kadınları hem erkekleri adeta pek çok şeyin bittiği duygusuna sürüklüyor. Bu ruh halinin altında ne yatıyor?
-Bence insanda, “Yaşlanıyorum” duygusu çok erken başlıyor. Daha doğrusu, “Bir dönemin bittiği” duygusu. Bu da 30’lu yaşların başı. Oysa hayat nehri, artık öyle akmıyor. Eskiden deli gibi akan bir akarsuydu, artık daha ağır akan bir nehir. Gideceğimiz yere, daha geç gidiyoruz. Nehrin orta yerlerine daha geç varıyoruz. Bizim hızımızdan değil, biz belki çok daha hızlı yaşıyoruz ama nehir uzadı. Çok uzadı. Suladığı verimli topraklar çoğaldı. Bu iki kitapta, sadece kadınlara değil, erkeklere de bunu anlatmaya çalıştım.
https://www.armanayse.com/kirk7-bucuk-okuyun-seveceksiniz-ve-kendinizi-iyi-hissedeceksiniz/