Yaşar Kemal Askerlik günleri ,Kayseri Talas

İNCE MEMED TALAS’TA .! ( Kayseri ‘nin tarihi şirin bir ilçesi. )
“Kayseri ‘de askerlik yaptığım kasabanın üzerinde büyük bir taş vardı ve bütün kasaba bu taşın üzerilerine düşeceğinden korkuyor ;düşmesin diye taşı demir zincirle bağlıyorlardı. Madem korkuyorsunuz o zaman çekin gidin derdim.
Seneler senesi bu korkuyu yazmak istedim.”(Bahse konu roman “Tek Kanatlı Kuş /Yapı kredi yayınları. A.P.)
Faruk Molu ,anlatıyor;
“Yaşar Kemal ,Talas’ta yukarı Mahallede Kolejin askeri hastanesinde (?)askerliğini yapıyordu. ,ben de oraya tenis oynamaya falan giderdim, üzerinde çok pejmürde bir asker kıyafeti vardı,bir gözü de akmıştı. Hatta ,bu görünüşünden dolayı bana”Boyle bir adamla sen nasıl bir araya geliyorsun “dediler .Ama adam baktım derya gibi …O zamanlar ünlü değildi ve şiire çok önem veriyordu ,ben o bahçede insanlık dolu bir adamla karşılaştım, hayatımda karşılaştığım en olumlu insanlardan biriydi.
Talas’ta bir kütüphanemiz vardı, orada buluşur okumalar yapardık. Okuduklarımız üzerine tartışırdık, çok güzel edebiyat dolu günler geçirdik. Sonra ben ona anahtarı verdim ,askerlik süresi boyunca oraya geldi gitti. Kitap alır analiz ederdi .”
(O yıllarda bu evde modern dünya edebiyatının baş yapıtlarını okudu.Yayınlanan ilk eseri “Pis Hikaye”yi bu ev de yazmıştır. A.P.)
Bir diğer dostu da , O yıllarda Cumhuriyet Gazetesi’nin Kayseri muhabirliğini yapan ve yerel Ülker gazetesinde çalışan Gazeteci Mustafa Gümüşkaynak ‘tır.
Şu anda hayatta olmayan Gümüşkaynak ‘ın büyük oğlu, Yaşar Kemal ile babasının tanışmasını şöyle anlatır;
“Yaşar Kemal askerliğini Kayseri’de yaparken “Kayseri’de kim komünist ?” diye sorunca ,babamın ismini vermişler. Halbuki, ne komünisti. .Kayseri’de bir avukat vardı, o bana babamın bu yolda ilerlemesinin nedeninin Yasar Kemal ‘le bu dostluğu olduğunu söylemişti. “
Duayen gazeteci Mahmut Sabah anlatıyor;
1956 yazı. .Bir sabah Yeni Kayseri’nin kapısından Yaşar Kemal girdi içeri. . Yalnızdım büroda “Merhaba delikanlı ” dedi.
Mustafa Gümüşkaynak ‘ı sordu .Karşılayıp elini sıktım, oturması için yer gösterdim. Cumhuriyet’teki röportajlarından tanıyordum onu .Gümüşkaynak Cumhuriyet’in Kayseri muhabiri idi.Trenden inmiş, o sabah. Röportaj için Güneydoğuya gidiyormuş. Kayseri’den geçerken mola verip, hem şehri görmek hemde Gümüşkaynak ‘ ı ziyaret etmek istemiş.
“Mustafa Abi izinli ,tatile gitti ” dedim.
“Talihsizlik ” diye söylendi. Sohbet ettik bir süre. “Beni Döner Kümbet’e götürürmüsün ” diye sordu .Tabi hayhay diyerek taksi çağırmak istedim,karşı çıktı. Cumhuriyet Meydanı’na yürüdük birlikte .Saat kulesinin önünden Talas Caddesine yöneldik.
İri cüsseli, uzun boyluydu. Yazlık ayakkabı, keten pantolon ,kısa kollu gömlek vardı üzerinde. Güler yüzlüydü. .Gürül görüldü sesi.
“Döner Kumbet’in yerini biliyorum ,Askerliğimi Kayseri’de yaptım.Niyetim hem genç bir meslektaşımla yürüyerek sohbet etmek ,hem de yol yorgunluğumu üzerimden atmaktı ” dedi .
Döner Kumbet taş yığma eski evlerin arasındaydı. Bakımsızdı. Çoğu zaman çer çöp içinde yüzer, kimse uğramazdı. Kümbet ‘i kuşatan eski evlerin Talas Caddesine açılan boşluğunda, tarihi yapı birden karşısına çıkınca çocuklar gibi sevindi .Kalakaldı olduğu yerde ,seyretti bir süre Selçuklu şaheseri o yapıyı,.Sonra ,iki yanından merdivenle çıkılan kapıya yürüdü, basamakları çıktı hızla. Kollarını yana açtı, .Kucakladı, öptü silindirik taş yapıyı, koklarcasına.
Gençtim meslekte yeni sayılırdım. Sarılıp duvarı, taşı öpmesi, garip gelmişti bana. .
Merakımı gidermek için, “Niye öptünüz ” diye sordum.
“O benim taşım, Anadolumun taşı. Sevdiğim için öpüyor, saydığım için kucaklıyorum” dedi. “
Görsel; Yaşar Kemal ve “Sen mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin “/Dino .
Paris 1962.
Gazeteci ,Selma Kara’ya teşekkürler. .
Yaşar Kemal anlatıyor;
“Sonra bir gün bir hikaye gönderdim askerden, ilk hikayemi gönderdim Arif Dino’ya, çok sevmişti onu , bir çok insana da okutmuştu Talas’ta yazmıştım, orada askerdim Amerikan Hastanesini askeriye emrine almıştı. Dokuz askerle beni oraya tayin ettiler, bekliyordum hastaneyi, oturup yazıyordum.
Bir de Turhan Feyzioğlu vardı, onların Talas’ta yazlıkları vardı. Öyle 15 dönüm kadar elma bahçeleri vardı. Feyzioğlu’nun da çok iyi kitaplığı vardı o da Siyasal Bilgiler’de asistandı. Babası da zamanın tanınmış insanlarından biriydi ve Halkevi başkanı , Milletvekiliydi.
Orada iki sene okudum ve hikayelerimi ve romanlarımı yazdım.
Askeriye İkinci Dünya Savaşından dolayı Amerikan Hastanesine el koymuştu. Kayseri Hastanesi tabibi olan Albay Yusuf Bey, Mehmet Ali Aybar’ın dostu , beni oraya o göndermişti. “
Turhan Feyzioğlu, öğrencilerine “nabza göre şerbet vermeyin ” öğüdüyle bilinen hemşehrimiz yıllar sonra aynı Fakülteye Dekan olarak atanacak ve Türkiye’nin en genç dekanı olarak anılacaktır.
Albay Yusuf Balkan; Sivas Kongresi katılan iki Tıbbiyeliden biri.
Aybar ; O dönem Kayseri’de Teğmen olarak askerliğini yapmaktadır.
Görsel; Feyzioğlu Konağı.
Faruk Molu Amca ve Yaşar Kemal.
“Edebiyatçı olmamda Talas’taki “O ev” in önemli bir yeri vardır. “
Yaşar Kemal.
Faruk Molu Amca anlatıyor :
“Talas Koleji bahçesinde tenis oynuyorduk. Kenarda bir yerde duvara yaslanmış bizi izleyen bir asker dikkatimi çekti.
Oyun bittikten sonra yanına vardım, tanıştık, biraz sohbet ettik.Okumayı çok sevdiğini söyledi. Bizim evde güzel bir kütüphanemiz vardı, bize götürdüm, kütüphanede sohbet ettik.
Sonraları, biz şehir evine göçünce, Talas’taki evin anahtarını bu askere bıraktım. “
“Türk ve Dünya Edebiyatının önemli eserlerini bu evde okudum “
Yaşar Kemal .
” O zamanlar ,İstanbul’da Teşvikiye’de oturuyoruz .Kapı çalındı, bir adam girdi içeriye, Havagazı şirketinde, sayaç okuma memuru olarak çalışıyormuş.
Gelen , Yaşar Kemal’di.
Yıllar sonra bir akşam geç saatlerde bir arkadaşım telefon etti ” Yaşar Kemal televizyonda, sizden bahsediyor. “
Faruk Molu için kaynak :1889 Talas sitesi , Faruk Molu röportajı.
Yaşar Kemal askerlik yılları -1944-1946.
Yaşar Kemal terhis olduktan sonra İstanbul ‘a gitti.1948 yılına kadar İstanbul ‘da Fransızlara ait ,Havagazı şirketinde çalıştı. Sonra memleketi Adana’ya döndü.
Yayınlanan ilk öyküsü “Pis Hikaye “yi ,Talas Yukarı Mahalle’deki bu evde yazmıştır.
Molu ailesinden bahsettiği televizyon programı “Siyaset Meydanı ” Ali Kırca.
İzlemiştim, harika bir programdı.
Yaşar Kemal ve Talas konusunu 2006 senesinde ilk kez bir edebiyatçı ağabeyden Halim Şafak ‘tan duymuştum.
Gazeteci Selma Kara’ya teşekkür ederiz. (Yaşar Kemal konusunu en detaylı olarak kendisi işledi, biz de yararlandık. )
Selma Kara yazısı linkte
https://bianet.org/yazi/kayseri-de-bir-yasar-kemal-172554