Sarı sıcağın kavurucu etkisinde ne yapacağını düşünen Adana kız lisesi öğrencisi küçük bir kız, evinin katran karası zift ile kaplı damına çıkar. Elindeki yumurtaları itina ile kırar. İlk deneyine başlar güneşle yüz yüze. Amacı, yumurtayı pişirmek için ‘güneş enerjisini’ kullanmak.
Yumurta akının beyaz olarak pişmesi, yumurta sarılarının dağılmadan durması, ortamdaki güneş enerjinin kullanılması ile ilgili düşündürür öğrencimizi.
Çalışmaları farklı farklı deneylerle devam eder. Küçük kız büyür artık lise son sınıftadır. Bu genç kız, Adana Kız Lisesi öğrencisi Nermin Şule Üstünkaya’dır. O artık hedefine kilitlenmiştir. Meslek seçiminde ve bu mesleğe en uygun üniversiteyi bulmaya çalışır. Bulur da. Ankara Üniversitesi Fizik Yüksek Mühendisliğine kaydını yaptırır. Mücadeleci kimliğiyle bıkmadan yorulmadan tüm zorluklarla boğuşarak yoluna devam eder. Lisans mevzunu olarak MTA da işe başlar ve tezini orada hazırlar. Yıl 1976. Tezin hazırlanması bir yıl sürer. Türkiye de hazırlanan ilk ‘Güneş Enerjisi’ tezidir. Bununla birlikte, Türkiye’nin ‘Güneşlenme ve Rüzgar Haritalarını’ da hazırlar.
Türkiye’de, ısıl yollardan, güneşli su ısıtma sistemlerinin yolunu açan bir tez.
Güneş kuşağında bulunan bir bölgede daha küçük yaşlarda düşündüğü bir projeyi bilimsel olarak hazırlar Nermin Şule Üstünkaya. Akışkanlar mekaniğini bir başka deyişle akışkanların statik ve dinamik hallerini hazırladığı tezi MTA spor tesislerinde uygulamaya konulur. Bir girişimci tarafından ‘DEKA’ adıyla piyasaya sürülür.
Bugün Türkiye de yıllardan beri her yerde güneş enerjilerimizden akan sıcak suların mühendislik çalışmalarını başlatan Şule Üstünkaya Gencer ile gurur duyuyorum.
Daha sonra bu çalışmaları sıcak su üretimi, kapalı hacimlerin ısıtılması konularının yolunu açar.
Adana Kız Lisesi’nin sorgulayan dış dünyadaki varlığını belirleyen arkadaşlarımdan biridir Nermin Şule Üstünkaya Gencer. Cumhuriyet eğitiminin yarattığı yiğit bir akıldır.
Salime Kaman
17 Kasım 2018