Atilla Dorsay: “Metin Akpınar; ölümsüz bir kültür ikonumuz”

Atilla Dorsay

Dışardan bakılmış bir biyografiyle o yaşamı hikâye etmenin ilginç ve başarılmış bir örneği. Okumanızı tavsiye ederim.

Metin Akpınar 81 yaşında… Ve hâlâ dinç, hâlâ aktif, hâlâ gündem oluşturabiliyor. Yakın zamanda başı iktidarla derde girmişti. Şimdilerdeyse üzerine yazılan bir kitap, çekilen bir belgesel, düzenlenen sahne söyleşileriyle bu yaşta bir fenomen olmayı başarıyor. Ne denir, bravo!…

Hakkındaki kitabı değerli gazeteci Zeynep Miraç yazmış. Sahneye Adanmış Bir Ömür adıyla Mundı Yayınları’ndan çıkmış. Öylesine dolu yaşamış ki… Ailesinden, çocukluğundan ve ilk gençliğinden uzun boylu söz etmek istemiyorum. Ama ilk ve son aşkı, hayatının ilk ve son kadını, 62 yıllık eşi Göksel Akpınar ile ilk buluşmasını öyle güzel anlatır ki…

“Komşuya gelen güzel kızı ziyarete gittim. En güzel kıyafetlerimi giymiş, ağzım kokmasın diye de bir karanfil atmış çiğniyorum. Sen o karanfil kaç boğazıma!.. Kızın yanında öleceğim. Nasıl ıstırap çektim anlatamam.”

Aradan zaman geçer. 1962 yılında hayatını değiştirecek bir tanışma daha olur. Zeki Alasya ile tanışır. Dönemin Ulvi Uraz, Haldun Taner, Haldun Dormen gibi büyük tiyatro ustalarının kanatları altında… Özelikle Taner’in ustası olduğu Kabare Tiyatrosu yepyeni bir alandır. Devekuşu Kabare inanılmaz bir kadroyu toplar. Metin Akpınar, Zeki Alasya, Yalçın Gülhan, Ercan Yazgan, Cihat Tamer, Perran Kutman, Suna Pekuysal… Giderek katılan Kemal Sunal, Halit Akçatepe… Çok iyi hatırlarım, Sıraselviler üzerinde efsanevi Club 12 üzerinde oluşturulan salonda başlayan temsiller… Ve Metin için şöyle diyen Haldun Taner:

“Bir yılda adını duyuran adam… Birinin çıkıp onu keşfetmesi lazımmış.”

Ve bu arada Gergedanlar oyunu için Ankara’dan kalkıp gelen bir başka tiyatro efsanesi: Muhsin Ertuğrul.

Yazının devamını okumak için tıklayın