TOPRAK KOKUSU
Yaz gelip de insanı dellendiren sıcak kurşun gibi şehrin üzerine çökünce bağa çıkardık.
Çıplak ayaklarımızla toprakta cımcılık oluncaya kadar deliler gibi koşturup dururduk.
Asma kütüğünün altına uzanır salkımından tane tane koparıp üzüm yerdik.
Ağaca tırmanır tıkanıncaya kadar erik yerdik.
Toprağın içinde debelenir dururduk.
Toprak kokusuna özlemim o günlerden kalmadır.
Annem sabah erkenden elime bir tencere tutuşturur, inek besleyen biraz ilerdeki bağ komşusuna süt almaya gönderirdi.
Toprağa karışmış tezeğin keskin kokusu burnuma gelince yaklaştığımı anlardım.
Dönüşte yeni sağılmış sütün sıcaklığını avuçlarımda hissederdim.
Ve her defasında dayanamayıp ağzımı tencereye dayar bir kaç yudum içerdim.
Bazen sütün üstünde bir saman parçası sakince yüzerdi.
Çok dikkat etmeme rağmen bir kaç kez tökezleyip tencereyle birlikte boydan boya yere kapaklanmıştim.
Işte bugün bir mahalleden geçerken toprağa karışmış tezeğin o güzelim kokusu geldi burnuma.
Bir horoz uzun uzun öttü.
Sanki zaman donmuş ve ben o bağ evinde kalmıştım.
Birden bir otomobilin klaksonuyla irkildim.
Ve geri döndüm.
Aydın Sihay
Aklıma geldi. Yine bağa çıktığımız bir yaz annem beni bağdaki diğer çocuklarla birlikte dini bilgiler alayım, dua falan öğreneyim diye hocaya gönderdi. Ben kara sakalllı ve kara şalvarlı hocayı görünce arkama bakmadan kaçmıştım.
Ve hala kaçıyorum.
—————————————————–
Adana / Köprülü Mah./ Köprüköy
(Yakın bir zamanda bu mahallenin de betona yenik düşeceğini bilmek beni oldukça rahatsız etti.)