Beklenen mevsimin kırık çiçekleri – Kudret Sönmez

Dışarıdan silik bir bahar kokusu sızıyor, defalarca sarsılmış odama; kaybetme kaygısıyla dozu yükselmiş duygular yapışıyor duvarlarıma. Nerede ne oldu, kimin içi sarsıldı, hangimizin yüreği ezildi yine?..  Azalır gibi olsa da acılar ve endişeler, düşüncelerimi hiçbir kırıktan çıkaramadım şimdilik. Eminim hepimizin yürekleri titreşiyordur, derinliği bilinmez kuytularda saklanan tanıdık gelgitlerin darbeleriyle. Yaşadığımız olayın şiddeti belli. Peki, hissettiklerimizin derinliği ölçülebilir mi? Sanmıyorum… Neyse! Yine de, diğer olumlu şeylerle birlikte iyi ki sanat var hayatımızda. Dostlar var, renklerini derleyip toplayıp yaralı hayatları sarmaya çalışan. El ele verip dağılmış dokuları onarmaya gayret eden kalemler var. Fotoğraf, heykel, rölyef, resim, müzik, edebiyat… Her bir sanat dalının dağarcığında milyonlarca gönül var. Güneşin sesiyle yeniden uyanan güzellikler var. İyi ki var!

 

Ressam Yalçın Öndüç

“Dünyaca ünlü Ressam Eser Afacan ile birlikte çalışmak sanatıma yeni bir boyut kazandırdı. Yeni tarzımla yaptığım tabloları sergilemek için heyecanla bekliyordum. 24 Nisan’da, Adana 75. Yıl Sanat Galerisi’nde açmayı planladığım serginin, binanın tadilata gireceği gerekçesiyle kısıtlı bir zamana sığdırılması olumsuzlukların başlangıcı oldu. 6 Şubat’taki büyük sarsıntı sonucu bina hasar gördü ve tüm sergiler iptal edildi. Buna rağmen çalışmalarımı aralıksız olarak sürdürdüm…

Bence en iyi terapi sanattır. Yaşanan deprem felaketinin, sanat ve gösteri dünyasını hayatımızdan geri plana ittiğine inanıyorum. Acı büyük ve onarımı uzun sürecek gibi görünüyor. Ancak hayat devam ediyor ve bu zamanı yönetmek yine bizlerin elinde… Tedbirlerimizi alıp, hayata tekrardan dahil olmamız gerekiyor. Bunun için sanat dostlarıyla dayanışma içerisine girip yaralarımızın sarılması için elimden geleni yapacağım.”

 

Ressam Başak Yiğenoğlu

“Ülkemizin deprem kuşağında olduğunu bilmemize rağmen konuyla ilgili yeterince bilince sahip değiliz. Fakat son deprem ağır hasarlı bir farkındalık oluşturdu. Her ne kadar Adana diğer bölgelere göre hafif atlatmış olsa da her gün önünden geçtiğimiz binaların yıkılmış olması ciddi travmalar yarattı. Deprem çadırlarını görmek, oradaki soğuğu hissetmek gerçekten çok zor… Ama insanoğlu bir vesile ile aşacaktır. Yaradan bu şekilde dizayn etmiştir. Herkes farklı bir yöntem seçebilir. Ama benim en önemli motivasyon kaynağım sanat. Bu sıkıntılı zamanlarda resim yaparak, tablolarımızda kullandığımız motiflerle, temalarla konu hakkında farkındalık oluşturarak sürece destek olacağız. Depremzede ailelerin travmatik sıkıntılarını sanatsal bir yaklaşımla gidermek için ev hanımı ve çocuklar için de bir takım çalışmalara katılıyoruz ve yararlı dönüşler alacağımıza inanıyoruz.

Bölgede, daha doğrusu bu acılara ortak olan tüm ülkede, insanlar gücü ve yeteneği nispetinde elini taşın altına koymalıdır. Bu enkaz hepimizin omuzundadır ve Türkiye üstesinden gelebilecek ferasettedir. Kimi tuvali ile, kimi kemanı ile, kimi de dualar ile ruhlara şifa arayacaktır. Yaşama sevincinin bitmediği, sanatsal faaliyetlerin süreceği güzel günler umut ediyorum. Her şeye rağmen ‘umut’ olmalı hayatta…”