Atatürk, bilimin ışığında çağdaş, ancak Batıcı değil, Batı karşısında oryantal eğilimlere teslim olmayan, çözümleri kendi iç dinamikleriyle arayan entelektüel bir önderdi.
Milletimizi kulluktan eşit yurttaşlara dönüşümünü gerçekleştirmenin öncülüğünü yapan Mustafa Kemal Atatürk’ü, sonsuzluğa uğurladığımız bir 10 Kasım’da daha sevgi, saygı ve özlem duygularımızla anıyoruz.
***
Sekiz yıl önce,10 Kasım 2011 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘’Bir Entelektüel olarak Mustafa Kemal Atatürk’’ sempozyumu gerçekleştirilmişti.
Sempozyumda uluslararası üne sahip yerli ve yabancı araştırmacılar Atatürk hakkında özetle şöyle bir değerlendirmeyi yaptılar:
‘’O, rasyonel düşünen, çağdaş uygarlığı içinden çıktığı toplumu için hedefleyen büyük bir entelektüeldir. O’nun entelektüelliği sadece okumak değil, problem çözme aracıdır.”
Gerçekten de Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli özelliklerinden birisi, çok okuması ve araştırıcı bir yapıya sahip olmasıydı.
Atatürk, 4000 kitabın altını çizerek ve yanına notlar alarak okumuştu.
Mustafa Kemal hakkında bir biyografiyi yazan, ancak O’nu hiç sevmeyen bir Alman tarihçi, O’nun için ‘’ Okumaya susamış bir Subay’’ olduğunu söylüyordu.
Saygın bir bilimci olan Prof. G. Lewis ise, O’nun için, ‘’Özünde bir bilgindir’’ diyordu.
Yazının devamını okumak için tıklayın