Destanlaştırdığı ‘Orta Dünya’nın efendisi J.R.R. Tolkien (3 Ocak 1892 / 2 Eylül 1973) kapağımızda. Z. Doğan Koreli’nin yazısı… Yanı sıra Halid Ziya Uşaklıgil, Emin Özdemir, Turan Dursun, Maxim Biller gibi ustalar ve çok daha fazlası sayfalarımızda.
– Her şey bir gün üniversitede sınav kâğıtlarını okurken boş bir kâğıda tesadüfen İngiliz edebiyatının en bilinen açılış cümlelerinden “Topraktaki bir oyukta bir hobbit yaşardı. Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu, iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil; oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil. Burası bir hobbit oyuğuydu”yu karalamasıyla başladı. Sonunda kaleme aldığı Hobbit’te (Çeviren: Gamze Sarı / İthaki Yayınları) ünlü kahramanı Bilbo Baggins’e can verdi.
Kurguladığı, destanlaşan o ünlü “Orta Dünya”sı için “Ben her zaman ‘orada’ olanı, hayalimde gördüğüm, büyüttüğüm yerleri yazdım; hiçbir şey icat etmedim zaten varlardı onlar” demesi boşuna değildi zira çocukluğunda kardeşi Hilary ile kötü ejderhaları yenme oyunları ve Galler kırsalında dinlediği masallar işte zaten “orada” olan sınırsız fantezi dünyasının kaynaklarıydı.
Dolayısıyla anlattıkları her şeyden önce söylencesel geleneğin bir parçasıydı, yarattığı “Orta Dünya” diğer deyişle “Arda” kıtası ise esin tanrılarının ilahi noktası…
Çoğu iki dünya savaşı sırasında kaleme aldığı yapıtlarında, yaratılışın ihtişamından kibrin trajedisine, karanlığa karşı destansı savaşlardan ölümlülük-ölümsüzlük çatışmalarına kadar zengin bir olay örgüsü sundu. Hunharca endüstriyel yarışın, çocukluğunun basit ve doğal bütün güzelliklerini mahvettiğini üzülerek dile getirdi.
Ağaçsakal’ı bilgece konuşturdu teklifsiz: “Ateşle, baltayla gelirler; kırarak, keserek, yakarak! Yıkıcılar ve gaspçılar; lanet olsun onlara!”
Sonra Aragorn’a söylettikleri dün kadar bugün de geçerli değil midir: “Gondor’un oğulları! Kardeşlerim! Bir gün gelir insanların cesareti kırılabilir, dostlarımızı terk edebilir veya tüm dostluklarımızı koparabiliriz. Ama bugün değil. Kurtların ve çakalların olduğu, insanlık çağının çöktüğü bir saatteyiz. Bugün vazgeçemeyiz. Bugün savaşıyoruz. Bu güzel dünyada değer verdiğiniz her şey adına ayağa kalkmanızı emrediyorum!”
İşlediği metaforik konular yanında biçemsel özellikleri nedeniyle de onu herhangi bir yazınsal kalıba sokmak zordur. Öncelikle ölçünlü bir yazının sesi değildir. İngiliz dili profesörü olmanın da katkısıyla standart İngilizceden farklı geliştirdiği Quenya ve Sindarin Elfçesi gibi diller ile mitolojik ögeler ve çağrışımlar büyütür anlatılarını. Yanı sıra Yunanca, Latince, Fincede dilsel sapmalar yaparak yeni sözcükler türetip gizemli ve matematiksel özgün bir dil ve kültür evreni harmanlar.
1973’te öldüğünde geride bir yığın belge, harita ve elyazması bırakır. Oğlu Christopher’in derlediği 12 cilt kitabından da anlaşılmaktadır ki okuyucuya her daim kendini sorgulatmak uzun anlatılarının kurgusunun alt metnini bilgece derslerle donatan usta yazarın başlıca amacıdır.
https://www.cumhuriyet.com.tr/kultur-sanat/yarin-gunlerden-cumhuriyet-kitap-2243650