…‘Genç’ şaibeli bir sözcüktür. Şaibeli, göreli. Gösterilene değil, gösterene, Ben’e, Biz’e ait bir gösterge. ‘Genç kuşak’, ‘genç şairler’ diye homojen, kaynaşmış bir kitle de yoktur. Dün de yoktu, evvelsi gün de. Orhan Veli ilk şiirlerini –ki Turgut Uyar’a göre ‘formaliste’ değerlere, kaygılara bağlı şiirlerdir bunlar– yayımladığında mı gençti, Garip döneminde mi? Genel kabul gördüğünde, şiiri çoğaltıldığında, fenomene dönüştüğünde mi yaşlandı? Kaldı ki ‘genç’; ‘ihtiyar’ karşıtı bir sıfattır, ‘cahil’, ‘dörtkaşlı’, ‘körpe’, ‘toy’, ‘ergen’, ‘tüysüz’, ‘yeniyetme’ de eşanlamlıları. ‘Delikanlı’ bile gizli bir küçümseme, horgörü içerir. İlhan Berk’te değil, Cemal Süreya’da değil, Edip Cansever veya Ülkü Tamer’de değil ama Turgut Uyar’da gençlere, genç şairlere yönelik olumlu, gülümser, yüreklendirici tek kelime yoktur. (Hüseyin Ferhad)
“Büyük Saat’in Akrebi” |Kitap-lık, Mart-Nisan 2019