Annem çok götürmüştü beni.
Elimden tutar sürükleyerek götürürdü.
Kurnanın başına oturtur, taş kadar sert hacı şakir sabununu başımı adeta yontarcasına bastırarak sabunlar bir yandan da elindeki bakır tasla kurnadan aldığı kaynar suyu başımdan boca ederdi.
Sıcak sudan, gözüme kaçan sabundan yandıkça zırlar dururdum.
Ben zırladıkça annem “soykası batasıca beni elaleme malamat etme” diye söylenirdi.
Annemle gide gele kadın anatomisi üzerine hayli bilgilenmiştim.
Liseye başladığım yıl artık götürmedi.
“Söz veriyorum anne artık zırlamıcam” diye yalvardığım halde nedense götürmedi.
Aydın Sihay
Adana / Büyüksaat civarı / Ağustos 2016