ÇDSO Kadınlar Günü Konseri 8 Mart

Konser Tarihi : 8 Mart 2024 – Cuma

Konser Saati   : 20:00

Konser Salonu           : ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KONSER SALONU

 

KADINLAR GÜNÜ KONSERİ

 

KONSER PROGRAMI

 

  1. L. BEETHOVEN Keman Konçertosu  

Senfoni No: 7

 

ŞEF                 : NACİ ÖZGÜÇ

SOLİST          : VERİKO TCHUMBURIDZE                    “keman”

 

NACİ ÖZGÜÇ 

Türk orkestra şefidir.

1964 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Devlet Opera ve Balesi‘nde orkestra şefidir. 2007 – 2009 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi, 2009 – 2012 yılları arasında da İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası‘nın birinci şefliği ve Genel Müzik Direktörlüğü görevlerinde bulunmuştur.

Ankara Devlet Operası sanatçılarından Müfide Özgüç ile Akgün Özgüç’ün oğludur.

Müzik öğrenmeye çok küçük yaşta başladı. İlkokulu bitirdikten sonra Ankara Devlet Konservatuvarı‘nda piyano bölümüne girdi. Nimet Karatekin ve Fenmen’ in sınıflarında okudu, Erçivan Saydam’dan ders aldı. Piyano bölümünden sonra kompozisyon bölümünde Nevit Kodallı‘nın öğrencisi oldu. Bir yandan da Rengim Gökmen ile özel şeflik çalışmalarına başladı. 1987’de Devlet Opera ve Balesi’ne koro şefi yardımcısı kadrosundan girdi ve stajını tamamladı.

1988’de Orkestra ve Opera Şefliği eğitimi almak üzere Birleşik Amerika’da Indiana Üniversitesi‘ne gitti. Lorin Maazel, Jiří Bělohlávek ve Bryan Balkwill ile sürdürdüğü yüksek lisans öğrenimini 1991’de tamamladı. 1990 yılında mezun olarak Türkiye’ye döndü ve Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefliği kadrosuna girdi.

Kendisini geliştirmek üzere 1991 yılında Siena‘daki Chigiana Müzik Akademisi’nde Ferdinand Leitner ve Julio Malava ile çalışmalar yaptı. 2000 yılında Roma‘ya gidip gelerek Aida Akademisi’nde şef Bruno Aprea ile çalıştı.

Ankara Devlet Operasında Kurt Weill‘in “Mahagony”Mozart‘ın Zaide başlıklı eserlerin ilk temsillerinde orkestrayı yönetti, Turgay Erdener‘in İstanbulname adlı komik operasının dünyada ilk sahnelenişini gerçekleştirdi.

Fazıl Say‘ın Nazım Oratoryosu (2001), Sabri Tuluğ Tırpan‘ın Mevlâna/Simyacı adlı senfonik şiiri (2007), Onur Özmen’in “1. Senfonisi (2015), Turgay Erdener’in Mi’den Dört Bölüm adlı eseri (1985), dünyada ilk seslendirilişini gerçekleştirdiği yapıtlardandır.

Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde Orkestra şefi olan sanatçı, 2007 – 2009 Yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi, 2009 – 2012 yılları arasında da İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası‘nın birinci şefliği ve Genel Müzik Direktörlüğü, 2013-2015 yılları arasında ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi birinci şefliği ve genel müzik direktörlüğü görevlerinde bulunduktan sonra Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefliği görevine döndü.

Aralık 2011’de Almanya’nın Osnabrück şehrinde yönettiği Adnan Saygun‘un “Yunus Emre Oratoryosu”Bach‘ın Christmas Oratoryosu” ile tüm Alman radyolarında yayımlandı ve CD olarak çıktı. Bu kayıt, yılın En Başarılı Yabancı Kaydı” seçilmiştir.

Sanatçı Mart 2013’te Çin’de “Türkiye Yılı Açılış Projesi” konserlerinde Pekin ve Şangay’da aranjör, orkestra şefi ve müzik direktörü olarak görev aldı.

2014’te 10. D-Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nde Fazıl Say’ın Hermiyas/Yunus Sırtındaki Çocuk” adlı sahne eserinin dünya prömiyerini  Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile gerçekleştirdi.

 

VERİKO TCHUMBURIDZE

Doğum tarihi ve yeri: 20 Nisan 1996, Adana

 

Veriko Tchumburidze, 2016 yılında 20 yaşındayken 15. Henryk Wieniawski Keman Yarışması’nda birincilik ödülünü kazanan Gürcü/Türk klasik keman sanatçısıdır.

Veriko Tchumburidze, 1996 yılında Türkiye’nin güneyindeki Adana’da Gürcü bir müzik ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Babası David Tchumburidze obua, annesi Lili Tchumburidze keman sanatçısıdır; her ikisi de 1995’ten beri Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim üyesi olup, kız kardeşi Sofiko da keman sanatçısıdır.

Veriko keman çalmaya üç buçuk yaşında annesi Lili ile başladı. İlk olarak Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Selahattin Yunkuş ve Lili Tchumburidze ile çalıştı.

2010 yılında Pekinel kardeşlerin “Young Musicians on World Stages” (YMWS) projesinin bursiyeri olarak Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde Dora Schwarzberg ile çalışmaya başladı.

2015’ten beri Münih Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde Ana Chumachenco’ nun mentorluğunda çalışmaktadır. Ayrıca Shlomo Mintz, Albert Markov ve Igor Ozim’in ustalık sınıflarına, Seiji Ozawa Academy Masterclass’ına ve İsviçre’de Verbier Festival Academy’ye katıldı.

Veriko Tchumburidze, 2016’dan bu yana 1756 yılında Milano’da yapılmış ve Deutsche Stiftung Musikleben tarafından cömertçe ödünç verilmiş bir “Giambattista Guadagnini” keman çalmaktadır.

“2016 Henryk Wieniawski Keman Yarışması” nı 20 yaşında kazandığından beri Veriko Tchumburidze büyüleyici bir solist, oda müzisyeni ve kayıt sanatçısı olarak ün kazanmıştır.

Türkiye’nin önde gelen klasik müzik dergisi Andante, 2013 yılında onu ülkenin “En İyi Çıkış Yapan Müzisyeni” seçti. Ayrıca 2012 yılında Montreux/İsviçre’de düzenlenen Uluslararası “Çaykovski Genç Müzisyenler Yarışması” nda altın madalya kazandı.

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (İstanbul Uluslararası Müzik Festivali’nin açılışı), Brandenburgisches Staatsorchester Frankfurt (Oder), Orchester Musikkollegium Winterthur, Cape Town Filarmoni Orkestrası, Mariinsky Tiyatro Orkestrası, Melbourne Senfoni Orkestrası (Sidney Myer Music Bowl), Lahti Senfoni Orkestrası ve Sinfonia Varsovia’nın yanı sıra Münih Oda Orkestrası ve Zürih Oda Orkestrası ile sahne aldı.

Łukasz Borowicz, Ruben Gazarian, Sascha Goetzel, Howard Griffiths, Gemma New, Michael Sanderling, Aziz Shoskakimov ve Dima Slobodeniouk gibi şeflerle iş birliği yaptı.

Beethoven Paskalya Festivali, Gstaad Menuhin Festivali, Olympus Müzik Festivali, Rosendal Festivali ve Schleswig-Holstein Müzik Festivali gibi festivallerde Leif Ove Andsnes, Sol Gabetta, Nicholas Angelich, Lisa Batiashvili, Gérard Caussé, Clemens Hagen, Maxim Vengerov ve Tabea Zimmermann ile sahne aldı.

Oda müziğinin hevesli bir temsilcisi olarak, piyanist Ketevan Sepashvili ve Mamikon Nakhapetov ile resitaller vermekte olup, daha önce 2016 yılında İtalya’nın Gioia del Colle kentindeki “Pietro Argento Uluslararası Müzik Yarışması” nda birincilik ödülü kazanan bir piyano üçlüsü olan Trio Arte’nin üyesi olmuştur. 2016’da ayrıca, seçkin Türk besteci Özkan Manav’ın Trio Arte’ye ithaf ettiği “Ludus Modalis” adlı eserinin dünya prömiyeri “İstanbul Müzik Festivali” nde yapılmıştır.

Antonín Vranickı’nin C Keman Konçertosu’nu Münih Oda Orkestrası ve şef Howard Griffiths ile Sony Classical Records için kaydetmiştir.

Klanglogo etiketiyle John Williams’ın “Schindler’in Listesi” filminin müziğini Howard Griffiths şefliğinde Brandenburgisches Kammerorchester Berlin ile kaydeden Veriko Tchumburidze, “Orpheum Foundation for the Advancement of Young Soloists” himayesinde “2016 Zürih Film Festivali” nin Zürih Opera Binası’ndaki açılış konserinde de önemli bir performans sergilemiştir.

Veriko Tchumburidze, ayrıca 16 Aralık 2022’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yeni salonunda Şef Antonio Pirolli’nin yönetimindeki orkestra ile Sergey Prokofyev’in 1. Keman Konçertosu’nu (Re Majör Op. 19) seslendirmiştir.

 

LUDWİG van BEETHOVEN

Doğum: 16 Aralık 1770                        Ölüm: 26 Mart 1827

Klasik dönemden Romantik döneme geçiş sürecine büyük katkı sağlamış ve gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olarak kabul edilen Alman piyanist ve bestecidir.

Beethoven dünyaya gelen yedi çocuktan ikincisidir. Doğan yedi çocuktan sadece Beethoven ve diğer iki kardeşi Kaspar Anton Karl van Beethoven (1774 – 1815), Nikolaus Johann van Beethoven (1776-1848) hayatta kalır.

Beethoven’ın ilk müzik öğretmeni babasıdır. Daha sonra Gilles van den Eeden’den organ ve aile dostu olan Tobias Friedrich Pfeiffer’den klavye dersleri alır. Aynı zamanda Franz Rovantini’den keman ve viyola dersleri alır. Beethoven 5 yaşından itibaren çok yoğun müzik dersleri almaya başlar klavye öğretmeni Pfeiffer bazen onu gece yatağından kaldırarak zorla dersler verir.

Beethoven ilk halka açık konserini 1778 yılında henüz yedi yaşında iken verir.

1779 yılında Beethoven Christian Gottlob Neefe’den ilk bestecilik dersleri almaya başlar. 1783 yılında Christian Gottlob Neefe’nin yardımıyla Beethoven ilk bestesini yayınlar, daha sonra Beethoven Neefe’nin asistanı olarak çalışır. 1784 yılından itibaren ilk parasını asistanlıktan kazanmaya başlar. İlk 3 piyano sonatı 1783 yılında yayınlanır. Beethoven’ın bu muazzam yeteneği başpiskopos Maximilian Friedrich tarafından fark edilerek maddi ve manevi yönden desteklenir.

O sıralarda baş gösteren aydınlanma çağı ve masonluk Beethoven’i derinden etkiler Neefe ve Beethoven’ın çevresindekilerin çoğu aydınlanmışlar (Order of the Illuminati) üyesidir.

1787 yılında Beethoven, Mozart’la çalışmak umuduyla Viyana’ya gider fakat varışından 2 hafta sonra annesinin hastalığını öğrenir ve geri döner. Beethoven aynı yıl içinde annesini kaybeder ve babası alkolik olur. Bunun sonucunda Beethoven küçük kardeşlerinin sorumluluğunu almak zorunda kalır ve 5 yıl boyunca Bonn’da kalmaya karar verir. Bu sıralarda Franz Wegeler ile tanışır ve onun sayesinde o zamanın seçkin ailelerinden olan von Breuning ailesi ile tanışır. Beethoven sıkça von Breuning ailesinin evine ziyaretlere gider ve çocuklarına müzik dersleri verir. Bu sıralarda Almanya’nın soylularından Count Ferdinand von Waldstein ile tanışır ve ondan maddi destek görür. Daha sonra Beethoven onun adına bir sonat yazacaktır.

Beethoven 1789 yılında babasının alkolizm bataklığına düşmesinin ardından yasal yollara başvurarak babasının maaşının yarısının kendine ödenmesini sağlar bu sayede ailesine destek olabilecektir. Aynı zamanda seçkin sarayların orkestralarında viyola çalarak ailesine maddi katkı sağlamaya devam eder, bu sayede Mozart’ın operalarıyla tanışır ve ünlü flüt virtüözü Anton Reicha ile arkadaşlık kurar.

1792 yılında Viyana’ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başladı. Joseph Haydn kısa sürede Beethoven’ın üstün yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenleri etkiledi.

Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera (Fidelio) bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. Eroica olarak da bilinen 3. senfonisini, Avrupa’ya demokrasi getirdiği için Napolyon’a adamıştır. Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.

Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu.

Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemi’ni başlatmıştır.

Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.

Dünyaca tanınan bir besteci olarak siroz hastalığı nedeniyle ölmüştür ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır.

 

KEMAN KONÇERTOSU     Re Majör        Op.61 

 

Bestelenme Tarihi     : 1806

Prömiyer                    : 23 Aralık 1806

Adanan kişi                : Stephan von Breuning (Gençlik arkadaşı)

           

Konçerto, solo keman, 2 flüt, 2 0bua, 2 klarnet, 2 fagot, 2 trombon, 2 trompet, timpani ve yaylılardan oluşan orkestra için yazılmıştır.

 

Eserin Bölümleri

  1. Allegro ma non troppo-Cadenza -Tempo I
  2. Larghetto
  3. Rondo (AIIegro-Cadenza-Tempo I)

 

Beethoven, keman konçertosunun solo partisi için pratik yönden Franz Clement’ten yararlanmıştır. Ancak eserin ilk yorumu hiç de kolay olmadı:

Keman konçertoları arasında gerçekten de zirvede duran eser, bir bütün halinde dinlendiği zaman içtenlikli keman-orkestra diyaloğu sezilebilen, gösterişe ve solistlik virtüözlüğe önem vermeyen, tekniğin üzerindeki anlamlı güzelliğiyle Beethoven’in tek lirik konçertosudur.

Ancak, son bölümü parlak bir yorum gerektiren konçertonun yapısıyla ünlü solistler de ilgilenmiş, Joseph Joachim ve Franz Kreisler gibi kemancılar, hatta günümüz bestecilerinden Alfred Schnittke, eser için kadans bestelemiştir.

 

Birinci Bölüm             Allegro ma non troppo-Cadenza -Tempo I

Çok hafif timpani vuruşlarıyla, o kadar çabuk olmayan (Allegro ma non troppo) tempoda başlayan bölüm, uzun bir orkestra girişini içerir.

Baştaki dört vuruşun ilginç bir de öyküsü vardır: Beethoven, sağırlığının arttığı günlerde bir şey duyar gibi olur. Kuşkuyla pencereye doğru gittiğinde komşu kapının vurulduğunu görür ve işitme duyusunu hala yitirmediğine sevinerek bu vuruşları konçertoda değerlendirir. Beşinci vuruş, tahta üfleme çalgıların girişiyle altta kalan bu vuruşlar sanki eserin nabzı gibidir.

Birbirine yakın altı yan temanın duyurulduğu orkestral ritornello, barışçı bir hava oluşturur. Her iki ana temayı da önce üfleme çalgılar duyurur. Özellikle ilahi benzeri diyatonik melodi, bölümün sonuna da egemen olur. Solist ise yumuşak bir kadansla girer ve timpanilerin nabız atışıyla izlenir. Solo keman uzun bir yay çekişiyle duygulu şarkısını sunar.

Konçertonun yarı uzunluğunu aşan birinci bölümde, ikinci orkestra tuttisi daha güçlüdür. Özellikle ikinci temanın değerlendirildiği son bölümde, kemanın zirveye özgürce yükselişine de sahne olur. Genellikle Kreisler’ in kadansının çalındığı bölmeden sonra kısa bir coda’yla ilk bölüm biter.

 

İkinci Bölüm              Larghetto

Sol Majör tonda, kısa, zarif ve romantik bir romanstır. Pek ağırdan biraz daha hızlıca (Larghetto) tempoda lirik yoğunluk daha da artar, sanki finale bir giriş hazırlanmaktadır. Ana tema sürdinli yaylı çalgılarca çok hafif sunulur, sonra korno, klarnet ve fagota ulaşır. Keman bu diyaloğa katılır ve ezgiyi süsler. Tema sonra, önce yaylılar tarafından daha güçlü tekrarlanır, buna üflemeli çalgılar cevap verir ve ikinci bir temanın, keman tarafından şarkı söyler gibi sunulmasına olanak sağlar. Kemanın kısa bir kadansıyla ara verilmeden finale geçilir.

 

Üçüncü Bölüm                       Rondo (AIIegro-Cadenza-Tempo I)

Re Majör tonda ve çabuk (Allegro) tempodaki bölüm canlı ve neşeli bir av borusu çağrışımını andıran Rondo’dur.

Temayı bu kez önce keman sunar. Ritmik rondo, kemana her türlü virtüözlük olanağını sağlar ve zaman zaman minör tonda eğlenceli biçimde kesilmesine karşın neşesini sürdürür, yine kemanla son akorlara ulaşır.

SENFONİ No: 7         La Majör        Op.92

 

Bestelenme Tarihi                 : 1811-1812 yılları arasında Teplitz, Bohemya

Prömiyer                                : 8 Aralık 1813, Viyana

Orkestra şefi                          : Ludwig van Beethoven

Adanan kişi                            : Kont Moritz von Fries

Mistiklerin yakıştırdıǧı

anahtar kelime                       : Coşkunluk.

Senfoni, La’ da 2 flüt, 2 obua, 2 klarnet, 2 fagot, La’ da 2 korno (iç hareketlerde Mi ve Re), Re’de 2 trompet, timpani ve yaylı çalgılar için yazılmıştır.

Dokuz senfoninin arasında 7. Senfoni, özellikle son bölümünün ifade ettiği coşkun heyecan ile, Beethoven’ın en yoğun, enerji dolu ve hareketli niteliklere sahip senfonileri arasındadır.

Her bölümünün çok belirgin bir ritmik yapı üzerine kurulmasından dolayı olacak, Richard Wagner 7. Senfoniyi “Dansın Tanrılar katına çıkarılması” olarak niteliyor.

Senfoni romantizmi, sevinç ve coşkunluğu ile dinleyiciyi anında etkileyen, büyüleyici bir karaktere sahiptir. Hakkıyla seslendirilmesi oldukça zor olan bu eser orkestradan hem büyük güç, heyecan, hem de sürekli bir dakiklik, duyarlılık talep eder.

Senfoninin en sevilen Allegretto bölümünün duyarlı ve hazin yapısı eserin son bölümünün sınırsız coşkusu ile dengelenir.  Eserin Bölümleri:

  1. Poco sostenuto – Vivace (A Majör)
  2. Allegretto (A Minör)
  3. Presto – Assai meno presto (Trio)   (F Majör, D Majörde Trio)
  4. Allegro con brio (A Majör)

 

Eser bir bütün olarak noktalı ritim ve tekrarlanan ritmik figürler gibi dansı çağrıştıran ritmik araçların kullanımıyla tanınıyor . Aynı zamanda ton açısından da incelikli olup, A, C ve F’nin kilit merkezleri arasındaki gerilimlerden yararlanır. Örneğin, ilk hareket La majördedir ancak Do majör ve Fa majörde tekrarlanan bölümler içerir . Buna ek olarak, ikinci bölüm La minörde ve bölümleri La majördedir ve üçüncü bölüm olan scherzo Fa majördedir.

 

Birinci Bölüm                        Poco sostenuto

Uzun, genişletilmiş bir girişle başlar; bu uzun artan gamları ve Do majör ve F majör modülasyonlarını kolaylaştıran basamaklı uygulamalı baskın serileriyle çeyrek nota dikkat çeke. Fa majördeki son bölümden itibaren bölüm, E notasının en az altmış bir tekrarından oluşan bir dizi yoluyla Vivace’e geçiş yapar.

Vivace sonat formundadır ve canlı dans benzeri noktalı ritimler, ani dinamik değişiklikler ve ani modülasyonlar hakimdir.

Geliştirme bölümü Do majörde açılır ve Fa majörde kapsamlı bölümler içerir . Bölüm, geliştirme bölümüne benzer şekilde başlayan uzun bir koda ile bitiyor. Koda, bir E’nin dört oktavlık derin pedal noktasının arka planında on kez tekrarlanan iki ölçülü bir motiften oluşan ünlü yirmi ölçülü bir pasaj içerir.

 

İkinci Bölüm              Allegretto

La minördeki ikinci bölüm, allegretto (“biraz canlı”) tempo işaretine sahiptir ve bu, onu yalnızca diğer üç bölümle karşılaştırıldığında yavaş kılar. Bu bölüm galasında seslendirildi ve o zamandan beri popülerliğini korudu. Yaylı çalgılar bölümüne olan güveni, onu Haydn’ın deneysel yeniliklerini temel alarak Beethoven’ın yaylı çalgılar için orkestral yazımdaki ilerlemelerine iyi bir örnek haline getiriyor.

Bölüm üçlü biçimde yapılandırılmıştır. Viyola ve çelloların çaldığı ana melodi, bir ostinato (tekrarlanan ritmik figür veya zemin bas veya çeyrek nota, iki sekizlik nota ve iki çeyrek notadan oluşan passacaglia) ile başlar.

Bu melodi daha sonra ikinci kemanlar tarafından çalınırken, viyolalar ve çellolar, George Grove’un “el ele tutuşan bir dizi güzellik gibi, her biri komşuları üzerindeki hakimiyetini kaybetmekten korkan” olarak tanımladığı ikinci bir melodiyi çalar. Daha sonra birinci kemanlar ilk melodiyi alırken, ikinci kemanlar ikinci melodiyi alır. Bu ilerleme, birinci keman ikinciyi çalarken nefesli bölümün ilk melodiyi çalmasıyla doruğa ulaşır.

Bundan sonra, klarnetler kemanların çaldığı hafif üçlülerin arka planına daha sakin bir melodi kattıkça müzik La minörden La majöre değişiyor . Bu bölüm daha sonra yaylıların La minör skalada hızlı bir inişle sona erer ve ilk melodi katı bir fugato ile devam ettirilir ve detaylandırılır .

 

Üçüncü Bölüm                       Presto – Assai meno presto

Bu bölüm Fa majörde bir scherzo ve Re majörde üçlüdür. Burada üçlü (Avusturyalı hacıların ilahisine dayanan bir yerine iki kez çalınıyor.)

 

Dördüncü Bölüm                   Allegro con brio        

Son bölüm sonat formundadır. Müzik tarihçisi Glenn Stanley’e göre Beethoven, özellikle Beethoven’in müziğinde nadir görülen bir örnek içeren koda’da “bir yaylı bölümün obligato benzeri bir arka plan olarak kullanıldığında hem açısallığı hem de ritmik kontrastı gerçekleştirebilme olasılığından yararlandı”, dinamik işaretlemenin fff (fortissimo).

 

Eleştirmenler ve dinleyiciler çoğu zaman Yedinci Senfoni’nin heyecanlandırdığını veya ilham aldığını hissetmişlerdir. Örneğin bir program notu yazarı şöyle yazıyor:

“… son bölüm, tüm orkestrayı ayaklarından kaldıracak ve tiyatronun etrafını saracak kadar önlenemez bir hızla ilerliyor, şimdiye kadar yazılmış en mükemmel senfonilerden birini icra etmenin katıksız sevincine kapılıyor”.

Besteci ve müzik yazarı Antony Hopkins senfoni hakkında şunları söylüyor: Yedinci Senfoni belki de diğerlerinden daha fazla bize gerçek bir kendiliğindenlik hissi veriyor; ilham veren buluşların akıntısında sürüklenirken, notlar sayfadan uçup gidiyor gibi görünüyor. Beethoven’ın kendisi bundan sevgiyle “en iyi eserlerimden biri” olarak söz etti. Biz kimiz ki onun kararına itiraz edelim?

Öte yandan esere duyulan hayranlık evrensel olmadı. Provalar sırasında hazır bulunan Friedrich Wieck hem müzisyenler hem de sıradan insanlar arasındaki fikir birliğinin Beethoven’ın senfoniyi sarhoş bir halde bestelemiş olması gerektiği yönünde olduğunu söyledi ve orkestra şefi Thomas Beecham üçüncü bölüm hakkında şu yorumu yaptı: “Bununla ne yapabilirsin? Bir sürü yak’ ın etrafta zıplaması gibi”.

 

Taşar ERKOL