Dünyayla, insanla, yaşadığı çağla meselesi var: Oya Baydar 80 yaşında

Politik mücadelesi, akademi mesaisi, dünya dillerine çevrilen edebiyatı, tutukluluk günleri, “İstanbul’a dönmenin umudu” refakatinde geçen sürgün yıllarıyla soluk soluğa bir ömür; Oya Baydar biyografisi…

Romanları ve hikâyeleriyle Türkiye’de edebiyatın önde gelen isimlerinden olan, çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül eşliğinde 23 dile çevrilen kitap çalışmalarının yanı sıra 10 yıldır T24’te güncel sorunlar üzerine yazılar yazan Oya Baydar 80 yaşına girdi.

Politik mücadele yıllarında içinde bulunduğu yapılara karşı da eleştirel bakışını esirgemeyen açık sözlü tavrıyla özgül bir etki yaratan; görüş, eleştiri ve önerileri her kesimde takip edilen Oya Baydar, subay bir baba (Ahmet Cevat Baydar) ve Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden Behice Hanım’ın kızı olarak 3 Temmuz 1940’ta İstanbul / Kadıköy’de doğdu. Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi’ni bitirdi.

Oya Baydar, edebiyat hayatına esas itibariyle on yedi yaşında lise öğrencisiyken yazdığı ve Hürriyet gazetesinde tefrika edilen Umut Yolu adlı romanla atıldı. Françoise Sagan‘ın Bonjour Tristesse romanından etkilenerek kaleme alınan bu roman, gazete tarafından ismi değiştirilerek Kalbimin Aradığı Erkek adıyla basıldı ve Baydar çok genç bir yazar olarak gazetedeki ilanlarda “Türkiye’nin Sagan’ı” olarak tanıtıldı. Baydar, gazete sayfalarında kalan bu romanını daha sonra kitap halinde yayınlamadı.

1960’ta lise son sınıftayken -kendisine okuldan atılma sıkıntısı da yaşatan- Allah Çocukları Unuttu romanını yayımladı. Baydar’ın ikinci romanı Savaş Çağı Umut Çağı (1963), ilk basımından yaklaşık 40 yıl sonra, 2010’da Savaş Çağı Umut Çağı: Bir Yirmi Yaş Güncesi adıyla yeniden yayımlandı.

Yazının devamını okumak için tıklayın