Yıllar önceydi…
Adana Valiliği kentimizde Dişçi Ethem Konağı olarak bilinen evi restore ettirerek bir müze kütüphane yapmak istiyordu.
Adını da Yaşar Kemal ile eşleştirmek kararındaydılar.
Yaşar Kemal Müze Kütüphanesi…
Çukurova’nın doğasını, duygusunu, kültürünü ve dilini evrensel bir dil haline getirip, dünyaya taşıyan birinin adı nasıl da yakışacaktı kütüphaneye!
Ben o zamanlar bu oluşum için danışmanlık yapıyordum. Kütüphaneye isminin verilmesi düşüncesini Yaşar Kemal’e bildirmek de bana düşmüştü.
(Yaşar Kemal ve doğduğu köy Hemite )
Ustayla telefonda konuştuk. Uzun… Uzun… Bir Adanalı bulduğunda konuşacak çok şeyi vardı ustanın. Uzun sohbet etti ama verdiği mesaj kısa ve özdü; Karacaoğlan varken ve Dadaloğlu, Allahın Kemalinin lafı mı olur. Kütüphanenin ismi Karacaoğlan olsun dedi.
Kütüphanenin ismi de Karacaoğlan Müze Kütüphanesi oldu.
Yüzyıllar içinde kendine Karacaoğlan denilen çok sayıda destancı göz önüne alınırsa, müze kütüphaneye “Karacaoğlan” ismini vermek, “Yaşar Kemal” ismini vermek anlamına da geliyordu zaten…
***
Aradan bir müddet geçti…
Bu kez Adana Sinema Müzesinin kuruluşunu yapıyordum.
Müzenin bir odasını Türk sinemasının üç önemli ismi Abidin Dino, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’e ayırmak ve bu odaya üçünün balmumundan heykelini koymak arzusundaydım.
Paris’e kadar gidip, Güzin Dino’dan ve rahmetli Orhan Kemal’in ailesinden onay aldım. Ve onayını almak üzere Yaşar Kemal’i aradım. Yine uzun uzun sohbet ettik. Uzun sohbet etti ama fikrini yine kısaca söyledi;
“Ben heykelimin yapılmasını istemiyorum!”
Gittiğinizde göreceksiniz, Adana Sinema Müzesi’nde Abidin Dino ve Orhan Kemal’in masa başında sohbet ederken betimlenmiş heykelleri bulunur ama Yaşar Kemal orada yoktur.
Müze buram buram Yaşar Kemal koktuğu halde heykeli yoktur.
(Adana Sinema Müzesi sinema büyükleri odası)
***
Sinema müzesinin yapılmasının hemen ardından bu kez Abidin Dino Parkının yapılması gündeme geldi.
Parkın 1940lı yıllarda bir sanat merkezi olduğu, Arif ve Abidin Dino’nun burada gençlere sanat öğrettiği, onların etkilediği gençler arasında Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’in de bulunduğu bilgisiyle tematik bir park kurgulamıştım. Kurguladıklarımın arasında; Abidin Dino, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’in bir masa başında oturup, karşılarındaki sandalye üzerine konmuş bir kuşa sanat anlatırken betimlenmiş bir heykel gurubu da olacaktı. Heykellerin gerçek insan boyunda olmasını ve karşılarındaki sandalyeye oturan bir gencin o gerçekliği hissetmesini planlamıştım.
Sandalyeye oturan genç, kendini kuşun yerine koyacak ve ustaları onun gözünden düşünecekti. Fikir bana ait gibi görünse de aslında Yaşar Kemal’den etkilenmiştim. Yaptığımız sohbetler sırasında çocuklar için, “onlar bir kuştur” demişti ya, ilham oradan…
Onunla sohbetten çıkmış bir öyküyü anlatan heykel gurubunda Yaşar Kemal betimlemesi olmadan olmazdı. Ama ustayı arasam yine benle uzun uzun konuşacak ve yine “Ben Heykelimin yapılmasını istemiyorum!” diyecekti.
(Abidin Dino Parkı’ndaki heykel gurubu yerine konarken, heykeli tasarlayan ben ve uygulayan Prof. Mutluhan Taş)
Her şeyi göze alarak, izin almadan yaptırdım heykelini. Tarsuslu heykeltraş Prof. Mutluhan Taş öyküye inanarak can verdi bronza. Parkın temasını güçlendiren ana unsur bu heykel gurubu oldu.
***
Ve bugüne geldik…
Altınkoza, Yaşar Kemal Vakfı’ndan bir mesaj iletti bana.
Vakıf, büyükşehir belediyesinin desteğiyle, Yaşar Kemal’in eserlerini yazarken etkilendiği doğayı temel alarak, yaratıcılıklarını geliştirmek üzere gençlere sanat eğitimi vermemizi istiyordu.
Eğitim mekanı olarak büyükşehir belediyesinin yeni açtığı İnce Memed Kütüphanesi seçilmişti.
Kütüphane sabah 8.00 den akşam 22.00 ye kadar gençlerle dolup taşıyordu. Okuyorlar, öğreniyorlar, tartışıyorlardı. Aynı bir zamanlar Abidin Dino Parkı’nda olduğu gibi.
Bir ara “Kütüphanenin ismi niye İnce Memed de, Yaşar Kemal değil” diye düşündüm. Tahmin ediyorum ki belediye kütüphaneye “Yaşar Kemal” ismini vermek istemiştir. Ama yakınları, “yaşasaydı kendi isminin verilmesini istemezdi” diye fikir söylemiştir ve bu yüzden belediye Karacaoğlan gibi, konusu geçince hemen onu anımsatacak başka bir ismi, “İnce Memed”i tercih etmiştir.
***
İşte Yaşar Kemal’in doğası bu;
Kır çiçekleri, arılar, böcekler ve kuşlar ile dolu bir doğa… Ve doğadaki kuş kadar bir insan… Kendini öne çıkarmaya çalışmadan sadece insan. Kuşun kuş olduğu kadar insan.
Kısacası; Yaşar, Orhan, Abidin değil; sadece kuş…
Özgürlüğe uçan bir kuş.
(NOT; 3 Haziran 2022 Saat 18.00 de, Ramada Otel Fuayesinde o kuşların sergisi var. Tüm Yaşar Kemal dostlarını bekleriz.)
YAŞAR, ORHAN, ABİDİN DEĞİL… SADECE KUŞ…