Her Yanım Ağrıyor Doktor – Emre Toğrul

Antalya’da milli Ortopedi kongresindeyiz. Panel zor bir konuda.

İki meslektaş kendi görüş açımızdan Fibromiyaljiyi tartışıyoruz.

Sevgili Prof. Dr Cihan Aksoy Fizik tedavi uzmanlarına özgü,

Her yönüyle konuyu irdeleyen anlatımıyla Fibromiyaljiyi anlatıyor.

Bense naçizane, eskilerin ‘’sınıkçı’’ dediğinin gelişmişi,

Modern zaman kemik eklem doktoru Emre olarak katkı koyuyorum.

Tartıştığımız hastalar, vücudunun her tarafı, kolları bacakları ağrıyan,

Herdaim yorgun olup, kesinlikle kaliteli bir uyku ile sabaha ulaşamayan,

Sürekli konsantrasyon, hafıza problemleriyle uğraşan,

Moral bozukluğunun anksiyete ve depresyona kadar gittiği hastalar.

Santral sensitizasyon dediğimiz, kendi ellerinde olmadan,

Kalıtsal özellikleri , yaşam geçmişleri, hatıra ve çevrelerinin,

Bu hastaları nasıl beyin ve omurilik ağrı kanallarını savunmasız bırakıp,

Ağrıya ve onun yandaşı yorgunluk, uykusuzluk ve moralsizliğe soktuğunu,

Bilinçsel bir sis içinde herşeyden olumsuz etkilendiklerini açıyoruz.

Zaman zaman hekimler olarak kongrelerde kendimizi sorgular eleştiririz.

Halk arasında kas romatizması, psikolojik ağrı, ‘’hiçbirşeyi yok bunun canım’’,

Diye adlandırılan bu hastaların çektikleri ağrıyı ve sıkıntıya empatiyle,

Biz de bu insanları tanılayıp, onları aydınlatmada eksik kaldık diyoruz.

Üstelik durumlarını algılayıp rahatladıklarında sadece üzülmesi azalan,

Ama ağrılarını tam geçiremediğimiz bu hastaları konuşurken,

Aslında toplumun da benzer ne çok sorunu olduğunu müşahade ediyorum.

Gerçek anlamda hiçbir tetkik ve tahlille anlaşılamayan,

Ve altta yatan başka bir ayımamız gereken hastalık vesaire yoksa,

Tüm tetkikleri normal çıkan bu hastalardaki müzmin sızılar yanmalar gibi,

Toplumda sızlıyor,ağlıyor, yanıyor hiç bilmediği hassasiyetler yüzünden.

●●●●○○○○●●●●

İnsan öyle bir yaratılmış ki, ağrının ve sızının bile ulvi nedenleri var.

Ağrıyı taşıyan yolaklar, algılayıp, kriz merkezi gibi olaya el koyan kısımlar,

Salgılanan usarelerle yine kendi yaresine em olmaya çalışan insanın,

Kriz merkezi denilen beyin omurilik dediğimiz ağrı taşıyıcı sistemi içinde,

O sistemi çevreleyen zarın içindeki suyun terkibinde,

Bazı doğal maddelerin azalıp bazılarının artmış olması sorunu yaratan.

Doktor doktor gezip, yakınmasını bir türlü anlatamayan, her devaya sarılan,

Torbalarla ilaç, denemediği safsata ve yöntem kalmayan bu güvenini yitirmiş insanlar,

Paneldeki her hekim için bir yandan içinden çıkılmaz, çözümü zor bir problem,

Bir yandan da ortak bir çözüm bulunamayacak kadar felsefi bir sorun.

Son slaytımı bu felsefeyi vurgulamak için şöyle sunuyorum

‘’Fibromiyaljiyi ve hastasını tamamen anlayabilmek,

Onun hissetiği ile farkındalığı arasındaki dualistik biyolojisini anlamaktan,

Vücutlarının, kişisel yaşamlarının, özgeçmiş, hatıra ve çevrelerinin

Duyusal tecrübelerini nasıl şekillendirdiğini irdelemekten,

O insanın yapısının, kendi duyusal davranışını değiştirme potansiyelini

ve sınırlamalarını kavramaktan geçer’’.

Asıl mesajım yoğun mesai içindeki vakit fukarası emektar meslektaşlarıma.

‘’Klinik olarak şiddetine ve hastaların hayatına belirgin etkisine rağmen

Fibromiyaljiyi belli bir fizyolojik disfonksiyon ve tıbbi hastalık olarak tanımaktan çok

İç algılayıcı ve bilinç sistemlerinin mutlak gerekli ve tam bilinmeyen

prensiplerinin sonucu gelişen bir yanılsama olarak tanımak gerek.’’

Anlaşılmak, empati, ve dinlendiğini bilmek belki en büyük terapi…

●●●●○○○○●●●●

Sevgili dostlar nedensiz, bitmeyen ve anlamlandıramadığınız böyle ağrılarınız için,

Hekime başvurduğunuz ve yapılan tüm tetkiklere rağmen tanı konulamadığında,

Umutsuzluğa düşüp aklınıza sürekli kötü şeyler getirmek yerine,

Çağımızın bu gittikçe artan ağrı yanılsamasını da akla getirin.

Sizde, sizi etkin dinlemeyip anlayabilmesi için hissettiklerinizi ve farkındalığınızı,

Asla duyduğunuz, gördüğünüz bir şeyi kendi bedeninize yakıştırmadan önce,

Samimi bir şekilde bu konuda eğitim almış yetkin kişilerle paylaşın.

Bir insanın bedenini, bedeninde olanların dışa tezahürünü,

Kendinden daha iyi kimse anlayamaz, farkedemez.

Biz önceki gün paneldeki her konuşma ve tartışmadan,

Kendimize düşen sorgulamayı ve özeleştiriyi yapıyoruz.

En etkin ilaç, fizik tedavi modaliteleri, egzersiz ve rehabilitasyona,

Bilişsel ve kognitif yöntemlere rağmen tam kür olmayabilecek,

1800’lü yıllardan beri bilinen, insanın kendine olan sempatisini didikleyen,

Kadınları daha çok etkileyip, ergenlik yaşlarına dek görülmesi sıklaşan,

‘’ her yanım ağrıyor, uyuşuyor, uykular haram, yorgunum hep doktor’’

Fibromiyalji hastalığını,

Hastayla samimi ve dürüstçe paylaşmaya varıyoruz sonuçta.

Bazen içten bir özeleştiri, samimi paylaşım en iyi deva dostlar…