Alper Bahçekapılı
Son yılların popüler ikilisi KÖFN’ü kurmadan önce pizzacıda da çalıştılar, düğünlerde de çaldılar. Şimdiyse şarkılarını Yıldız Tilbe söylüyor, konser biletleri yok satıyor ve yeni albümlerinin keyfini sürüyorlar.
Son yılların en hızlı yüklesen ikilisi KÖFN. Salman Tin ve Bilge Kağan Etil’in topluluğu, ev arkadaşı olmalarının ardından 2018 yılında kuruluyor. Kadıköy’de birlikte geçirdikleri günler onları Türkiye’nin en çok dinlenen müzisyeni haline getirdi. 2022 yılında Spotify’da en çok dinlenen şarkı KÖFN / Bi’ Tek Ben Anlarım oldu. Güncel rakamlara göre bu şarkı sadece Spotify’da 171 milyon kez dinlendi. Onlarla Kadıköy’de Müze Gazhane’deki konserleri öncesinde buluştuk, yeni yayınladıkları albümleri POPSTAR’ı konuştuk.
Son yılların en hızlı parlayan ikilisisiniz. Nasıl gidiyor hayatlarınız?
Salman Tin: Bi’ Tek Ben Anlarım hayatımızı gerçekten değiştirdi. Son bir yıldır konserler için çok fazla gezdik. Geçen Aralık ayında da yeni albümümüz Popstar’ın şarkılarını yazmaya başladım. Ben işin söz kısmını bitirince de Kağan müzik için çalışmaya başladı. Sonunda da bu albümü yayınladık.
Şarkılarınızı yazarken nasıl bir iş paylaşımınız var?
Bilge Kağan Etil: Görev dağılımı çok net olan bir ekibiz. Okuduğum okullar yüzünden de (Müzik Öğretmenliği / Müzik Teknolojisi) işin teknik kısmına çok hakimim. Salman bestelerde, söz yazımında ve vokalde yetkin. Ondan kalan işleri ben yapıyorum. Sınırlarımız bu yüzden çok net.
S.: Ben şarkı yazarken hep not alan bir insanım. Genelde bu yazım süreci de oldukça uzun sürüyor. Az ve çok çalışılmış şarkılar yazıyorum. Sonrasında işe birlikte girişiyoruz.
Sizleri yönlendiren, akıl aldığınız birileri var mı?
S.: Elbette arkadaşlarımızla da konuşuyoruz ama aslında profesyonel anlamda birbirimize yetiyoruz. Bizim hikayemiz ev arkadaşlığıyla başladığı için genelde her şey birbirimizin etrafında yoğunlaştı. Kadıköy Boğa Heykeli’nin yakınlarındaki bir evde başlayan arkadaşlığımızın daha başında, Bi’ Tek Ben Anlarım’ın fikri bile doğmuştu. Kendimizi müzikal açıdan kanıtlama derdinde olduğumuz için önceleri dışarıya biraz kapalıydık. Kadıköy’de network peşinde pek koşmuyorduk.
Adana’da geçen hayat
Kadıköy’de yollarınız kesişene kadar ikiniz de birçok farklı şehirde yaşıyorsunuz. Önce Salman’dan başlamak isterim; 17 yaşına kadar Adana’da büyüyorsunuz. Nasıl hatırlıyorsunuz bu dönemleri?
S.: Bektaşi-Alevi geleneklerine sahip bir ailenin parçasıydım. Amcam da bir bağlama ustasıydı. Ben tembel bir çocuk olduğum için ailemle kavga halindeydim. Bir yanda lisede çok popüler olsam da, içe dönük bir yapım vardı. Söz dünyasına yönelmemi de bu sağladı. O zamanlar Teoman’a da çok özenirdim. Şarkı yazmaya dair ilk girişimlerim de bu ilgiyle başladı. Bir yandan da Beat Kuşağı ile ilgilenirdim. Bu yüzden Türkçe folk dünyasının bir parçası olmayı hayal ederdim. Sakarya’da üniversiteye giderken blues’la ilgilenmeye başladım. 2014 yılında da İstanbul’a geldim.
Kağan’ın hayatı ise Türkiye’nin dört bir yanında geçiyor. Bu kadar farklı şehirde yaşamanızın sebebi nedir?
K.: Konya’da doğdum ben. Ama liseye kadar orada yaşamadık. Babamın mesleği yüzünden (kamu görevlisi) gezgin bir hayat yaşadım. Konya, Kütahya, Van, Yozgat, Kahramanmaraş, Balıkesir, işin aslı Karadeniz hariç her yerde yaşadım. Müzikle ilişkim de çok erken yaşlarda başladı. Emeklerken bile sadece sese tepki verirmişim, altı yaşındayken Yozgat’ta düğünlerde çalmaya çalışırmışım. Daha Konya’da lisedeyken Manga’nın alt grubu da olmuştuk. Yaşadığım şehirler geliştikçe vizyonum da arttı.
Bunca farklı şehir sizin hayata ve müziğe bakışınızı nasıl şekillendirdi?
K.: Hiçbir fikre bağlı olmamayı, her şeye açık olmayı öğrendim. Çok yönlü bir karakterim oldu. Hayatım uyumlanma üzerine kuruluydu. Çünkü elimde olmadan şehirler, arkadaşlarım değişiyordu. Her şey sürekli yenilendiği için ben de hayatımda müziği sabit tutmaya çalıştım. Önce Konya’da Müzik Öğretmenliği Bölümü’ne başladım. Oradaki ortam bana yetmeyince İTÜ’de Müzik Teknolojisi’ne geçtim. İstanbul hayatım da böylece başlamış oldu.
Yazının devamını okumak için tıklayın