‘Kuaför koca yarısıdır’

Kuaför saatlerce uğraşarak geceye, arzuya ve yasak/günah ilan edilene hazırladığı kadının üzerinde hakkı ve hatırı olduğuna inanır. Kocalığı evlilik ilişkisiyle sınırlamayıp, bir bağlılık ilişkisi olarak görecek olursak, pavyon kuaförü yarı kocadır. Tam olmak istemez. Çünkü kocası olunacak, kendisiyle birlikte anılacak kadın, başka erkeklerin iştahı ve arzularına sunulan bir kadındır. Yerine göre, ahlaksız, düşkün ve arzulu olandır.

“Kuaför koca yarısıdır” diye başlıyor sohbete. Çankırı Caddesi’nde, erken Cumhuriyet’ten beri başkentin pavyonlarının, gece kulüplerinin, saz salonlarının sıralandığı namlı mekânda işletiyor salonunu. Ankara pavyonlarının, pavyonların önceli olan saz salonlarının anavatanı burası ama yıllar içinde revaç bulan başka semtler de var. Rüzgârlı Sokak, Cebeci, Maltepe ve Küçükesat arayışları, sınıfları, kültürleri birbirlerinden farklı gececi müşterilerin boş bırakmadıkları mekanlarla dolu. Bu mekanlar arasında en popülerleri, alaturka gece eğlencesinin kutup yıldızı Çankırı Caddesi’ndekiler hâlâ. Ama en pahalı olanlar Maltepe’de. En olaylı mekanlar ise Esat’ta. Cebeci’yi sorarsanız, burada gece alemi ilgisizlikten ölmeye yüz tutmuş. Salaş birahaneler, tek tük pavyonlar ve saz salonları… Maltepe, Rus revüleriyle tazelendiği Seksenler’den sonra da popülerliğini koruyor. Pahalılık biraz da buradaki kadınların daha fazla rağbet görmelerinden kaynaklı.

Şenay ve ben, bu semtlerde çalışan 17 kuaförle kısa sohbetler yapıp, “pavyon kuaförlüğü”nün raconunu, diğer kuaförlerden farkını ve gece aleminin vazgeçilmez bir parçası olarak işlevini sorduk. Biz sadece kuaförlerle konuştuk ama bu esnada sırasını bekleyen veya ayna önünde oturan gececi kadınları da gözlemleme şansı bulduk. Bazen bize laf attılar, bazen söze karıştılar, bazen de varlığımızdan duydukları rahatsızlığı sözleri yahut beden dilleriyle belli ettiler.

Her daim insan kaynayan, hepsinin de acelesi olan ve de gürültünün, koşuşturmanın eksik olmadığı bu mekanlardaki sohbetlerimiz kısa ve çarpıcıydı. Pavyonlarda konsomatrislik, şarkıcılık yapan, dans eden veya seks işçiliğiyle geçinen kadınlar için çekici, temiz ve bakımlı olmak her şeyden önce bir mesleki gereklilik. Bunun için güvenilir, yakın ve makul fiyatlı mekanlar arıyorlardı haliyle. Bu mekanları işletenler ve orada çalışanlarla ilişkileri ise alışıldık hizmet veren-müşteri ilişkisinden farklıydı. Size biraz bunlardan bahsedelim.

Fotoğraf: Barış Kılıçbay

***

PAVYON KUAFÖRÜ: BAYAN YANI, AİLE SALONU

Akşamüzeri açılır pavyon kuaförü. Çoğu “dışarıdan”, “normal” müşteri almaz. Çok az sayıda kuaför Kenan’ın ifadesiyle, “Hem aile, hem eğlence alemine hizmet verir.” Fakat böyle bile olsa gündüz ve gece müşterisi asla karşı karşıya getirilmez. Zaten pavyon müşterisi de akşam 5’ten sonra gelir. Her dönemin farklı güzellik idealinin ve geleneksel ahlaki normların herkese ama özellikle kadınlara dayattığı vücuttaki gereksiz bulunan tüy ve kılları aldırmak, gerekli bulunanları da “tımar ettirmek”, modaya ve bazen de kendi tercihlerine, beden yapısına uygun hale getirtmek lazımdır. Pavyon kuaförlerinin müşterileri diğer kuaförlerinkilerden farklı olarak, kostüm, aksesuar, peruk kiralarlar. Gece hayatında çalışan kadınların saçlarının frapan ve albenili olması mesleğin gereğidir. Rekabet ortamında bir kadının müşterinin dikkatini çekebilmesi için iddialı bir saç modeli ve rengine sahip olması önemlidir. Sabri’nin “çılgın modeller” dediği modeller revaç bulur. Bunlar fazla kabartılmış, pullar ve spreylerle ışıldatılmış, buklelerle hareketlendirilip çıtçıtlarla uzatılmış saçlardır. Bir alt kültüre ait şehirli ve anarşizan tavrı temsil eden modeller değil tabii. Ama yer yer alaturka aleme bu türden alafrangalıkların sızdığı da olur. Bu modeller müşteriyi coşturacak bir pavyon şarkıcısının, neşe ve haz vaad ederek elleri cüzdana attıracak bir konsomatrisin ya da seks işçisinin vitrinidir aynı zamanda. Sarışınlığın erkekler nezdinde batılılığı, güzelliği ve hatta müsaitliği çağrıştıran nadir ve muteber bir özellik sayıldığı kültürümüzde sarı saç bu vitrinin neon ışığı olsa da, devir değiştikçe karamel tonlar, kızıllar, morlar, kırmızılar, gece mavileri ve geçişli bir renk skalası da dahil olacaktır. Siyah rengin tüm boyalar içinde en ucuzu olduğu bilgisini veren Sinan, “Bu alemde doğallık prim yapmaz” diyor.

Pavyon kuaförleri sadece kuaför değillerdir.

https://www.gazeteduvar.com.tr/kuafor-koca-yarisidir-makale-1570662