Çukurova diye bellediğimiz bu gür topraklar sadece pamuk, narenciye vb. gibi tarım ürünleriyle ünlenmedi. Sanat / sanatçı denilince akla ilk gelen bölgelerden biri oldu, Toroslar’dan Akdeniz’e uzanan bu muhteşem düzlük… Muzaffer İzgü, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Suna Kan, Şener Şen ve daha nice değerler doğdu, büyüdü, yetkinleşti, sanatıyla serpişti dünyanın pek çok yerine.
Bir de Yılmaz Güney vardı aralarında… Oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı kimlikleriyle Türk sinema tarihinde unutulmaz bir yer edindi… Doğduğu ve büyüdüğü memleketi Adana’dan hiç eksilmedi Güney. Bir sinema başyapıtı olan “Umut”u çektiği Adana ve Adanalılar da asla unutmadı sanatçımızı. Ölümünün 34. yıldönümüne denk gelen 9 Eylül Pazar günü saat 19.00’da, Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle bir kez daha anıldı. İşte o vakitlerde, salonu hıncahınç dolduran sevenlerinin yüreklerinde Güney’in ruhu dirildi.
SİYAH BEYAZ DEĞİL,TAMAMEN RENKLİ BİR ETKİNLİK
“Çirkin Kral” diye de bilinen Yılmaz (Pütün) Güney’in hayatından kesitler içeren kısa fakat çarpıcı bir belgesel filmle başladı etkinlik… Ardından, aktörün arkadaşı ve film yapımcısı Abdurrahman Keskiner sahneye çıkarak söz aldı, birlikte çektikleri filmlerle ilgili anılarını anlattı. Törene konuşmacı olarak davet edilen Türkiye Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Mustafa Ünlü de, Yılmaz Güney’in aksiyon filmleri çektiği dönemle sosyal içerikli yapıtlara imza attığı süreç arasındaki değişime dikkat çekti.
Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in yanı sıra çocukları Deniz ve Devrim’in de rol aldığı kısa metrajlı “Görüş Günü” adlı filmin gösterimiyse anma töreninin sürprizi oldu. Film, salonu dolduran davetliler tarafından çokça alkış aldı… Çirkin Kral’ın “Arkadaş” ve “Sürü” adlı filmlerinde yer alarak oyunculuğunu kanıtlayan Melike Demirağ’ın sahnedeki sıcacık tavırları, etkinliğin en renkli bölümlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Demirağ, bir yandan “Arkadaş”, “Aldırma Gönül”, “Yakamoz” gibi şarkıları seslendirirken diğer yandan da Yılmaz Güney, Tarık Akan, Tuncel Kurtiz ve birlikte çalıştığı diğer sinemacı dostlarıyla yaşadığı anılarını anlattı, barış ve dostluk mesajları verdi. Etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Başkan Soner Çetin de Güney’in insani yanlarını anlattı, onun hayata bakış şeklini yansıtan sözlerini dile getirdi… Çetin, konuşmasının ardından etkinliğe katkı sağlayanlara, Yılmaz Güney’in kardeşleri Özden ve Güzide Pütün’e birer çiçek demeti sundu. Son olarak Melike Demirağ, sahneye davet ettiği izleyicilerle birlikte “Arkadaş” şarkısını bir kez daha seslendirerek paylaşımcı bir tavır sergiledi.
Bu vesileyle, 1937 yılında Adana’ya bağlı Yenice köyünde dünyaya gelen ve 1984’te Fransa’nın başkenti Paris’te vefat eden Çirkin Kral Yılmaz Güney memleketinde bir daha doğmuş ve önümüzdeki yıl yeniden gelmek üzere aramızdan ayrılmış oldu.