Özel çocukları güzel sanatlarla buluşturdu – Kudret Sönmez

Şu an, özgün ifade arayışımın sivri kaygısı düşünce kabuklarımı didikliyor… Fırçam boyayacak çizgi istiyor, tuvallerime sataşabilmek için sanırım. Kelimeler yürütüyor aklımı, belli ki oynatmak için.

Aslında, ömrümüzden son sürat geçip giden anıların sarsıntılarıyla birikmiş bir çuval konu, yazılıp sergilenmeyi bekliyor… Eminim ki, gerekli kâğıtlar, kalemler, boyalar vd. var bu sayfada. Bizim için çoğunlukla burada konuşlanır, sanat için her fedakârlığa amade olurlar.

Bu süreçte de, hayat kendi pigmentlerini sancıyla karmaya devam eder. Durum ne olursa olsun, sabırlı bir sessizlik bütün çığlıkları susturur insanın içindeki çerçevede. Bazen vakit sığmaz olur işliklere, fazla mesai gerekir… Bazen de, sanatın akreple yelkovanı merakla döner durur bir bilinmezde; yeniden doğmayı umar insan, nitelikli bir dünyanın ölümsüzlük döşeğinde.

***

Eda Şengül… Atatürk’ün ölüm yıldönümüyle kesişen 10 Kasım’da Adana’da doğmuş. Yani, ömrü boyunca her yıl, yas günüyle yaş gününü aynı 24 saat içinde yaşamak durumunda kalmış… Şengül, resim sanatıyla tanışınca, Anaokulu Öğretmenliği ve Yeditepe Üniversitesi’nde 4 dalda eğitim alarak, bilgi ve deneyim dağarcığını pekiştirmiş.

SANAT HAYATI

Spatula, fırça ve yağlıboya üçlüsüyle pek çok tuvali renklendiren Ressam Eda Şengül, kadına şiddet konusunu içeren tablolara imza atmış. Zaman zaman da, Yunan Mitolojisi üzerinde yoğunlaştırmış renklerini… Dilerseniz, diğer gelişmeleri ressamımızın kendisinden öğrenelim:

“Adana’nın kültürel çeşitliliği ve çok yönlü dokusu içinde bir Cumhuriyet kadını olarak yetiştim. Bu kimliğim, hem yaşadığım topluma aitlik duygusu verdi hem de küresel düzeyde bir bütünün parçası olduğumu hissettirdi. Bu bütüne katkı sunmanın keyfini sanatla göstermeyi hedef edindim. Bütüne faydalı olmak, insanlara dokunmak için resim sanatına yaklaşmak beni başarılı kıldı. Kimi zaman kadınların toplumda hak ettiği kimliği ve yeri edinmesi için kimi zaman da desteklenmeye ihtiyacı olan özel çocuklar için resim sanatının olanaklarını güç edindim. Bu noktada resme küçük yaşta başlamış olsam da, kadın ve çocuk konularına yönelmemin aldığım akademik eğitimle bağlantılı olduğunu düşünüyorum.”

RESMİN GÜCÜ

“Resim benim için keyifli bir uğraş ve hobiyken, özel çocuklara yardım etme eylemine dönüştü. Çocuklara dokunmak, onların hayatına renk katmak, aileleri bir nebze mutlu etmek keyif haline geldi. Renklerin dünyasında kendilerini ifade etmeleri, sanata karşı farkındalıklarının gelişmesine ve mutluluklarına rehberlik etti. Ve onlarla birçok sergi açtık… En son Güney Eğitim Vakfı’nın düzenlediği etkinliklere katkıda bulundum. İhtiyacı olan üniversite öğrencilerine, yaptığım tabloların geliriyle burs verme gibi bir şansım oldu.

Bütün bunlar resim yapmayı daha anlamlı kıldı. Artık, sanat toplum için felsefesi hedef haline gelmişti. Sanatın farkındalığına katkıda bulunmak ve bunu toplumun faydasına kullanmak gerçekten çok sevindiriciydi. Sanata ve bu güzel etkinlikleri yapmama vesile olan herkese ve her şeye teşekkür ediyorum.”