Rembetiko 1983 – Sefa Ulukan

1998 ‘de Fotografya’da burnum sızlayarak rahmetle andığım sevgili Ferit Bayraktaroğlu’nın arşivi ile “Dünya’nın En Güzel Filmleri” diye film gösterimlerine başlamıştık. Rembetiko ile o zaman tanışmıştım, müziğine ,duygu yüküne, yaşama sevincine hayran kalmıştım. Araf’ta kalan bir toplumun yaşadıkları… Ama o müzik her şeyi anlatıyor.. Cenazede bile… Sevgi ile, sevdiklerinizle kalın…

 

Kızın adı Marika’ydı… Rum’du, İzmir’liydi ,göçmendi,… Aşık oldu, kanatlandı yüreği; aldatıldı, yenik düştü hayata ve rebetikolar onun çığlığı oldu ve çıkış yolu…
1922 Küçük Asya Felaketi sonrası pek çok Rum, yerini yurdunu terk ederek, Yunanistan’da gurbetçi oldu. Oranın egemenleri tarafından da kabul görmeyip dışlanınca marjinalleşen, açlık ve mutsuzluk sonucu esrara sarılan, büyük kentlerin kenar mahallelerinde yaşayıp hayatlarını yasadışı yollardan kazanmaya çalışan ve üstüne bir de “Türk Tohumu” diye çağrılan bu insanlar, çaresizliklerini, özlemlerini, Anadolu’ dan gelirken yanlarında getirdikleri, acıyla yoğrulmuş şarkılarla, rebetikolarla dile getirdiler.
Onlardan biriydi Marika Ninu… Sesiyle varolmaya çalışan, acılarını rebetikoyla haykıran diğer kadınlar; Roza, annesi Adriana gibi, aşka, göçmenliğe, yoksulluğa ve kadınlığına yenik düşmüştü Marika… Hangisi daha çok acıttı yüreğini bilinmez; ama dilinden bir rebetikonun şu dizeleri hiç düşmedi:
“Bu adaletsiz dünyaya
Bu yaşadığımız dünyaya
Sormadı kimse bize
Acaba gelmek ister miyiz diye?”
Costas Ferris’in 1983 yılında çektiği “Rembetiko” filminin final sahnesi.Türkiye’de önce yasaklanan; sonra 1987 yılında bir biçimde izleyicisiyle buluşan film bu müziğin ülkemizde de 80 yıl sonra da olsa tanınmasını sağladı.Filmin gösteriminden sonra bir çok Rembetiko grubunu İstanbul’da dinleme şansımız oldu.Sevgili Muammer Ketencoğlu da “Ketencoğlu Kompania” grubuyla uzun yıllar bizleri bu müziğin seçkin örnekleriyle buluşturdu…
Filmi Ninu’nun kimliğinde somutlaşan tüm Yunanlı kadın şarkıcılara, Rebetis’lere ithafen paylaşıyorum….