Ressam Sibel Nur Ener Resminin Göstergebilimsel İncelemesi – Salime Kaman

Sanatsal biçim yaratma etkinliği, insanın toplumsal varlığının da bir sonucudur. İnsan toplumsal gelişme sürecine girmesiyle, sanatsal etkinlikte bulunabilme yeteneğide ortaya çıkmış olmalıdır. Sanatta biçim yoluyla ortaya konan şey, nesne nesne ilişki değil, özne nesne ilişkisidir. İnsanın zihin yapısında, henüz kendisiyle dış dünya arasında temel bir ayırım olmadığından, insan doğa ile sarsılmaz bir birlik içindedir.

Sanatçı Sibel Nur Ener resminde bu birliği o kadar güzel yansıtmış ki!

Sanatçının ortaya koyduğu eser hakkında herkes birşeyler söyleyebilir. Hiç kimse  eseri hayranlıkla izleyen sade seyirciye, hayranlık bilmecesini çözecek anahtarı vermez. İzleyiciyi hayranlıkla izleten güç, sanatçının izlediği amaçtan başkası değildir. Yeter ki sanatçı bu amacını yarattığı eserde dile getirebilsin. İzleyicisini etkileyebilmeyi başarabilsin.

Sibel Nur Ener’in bu eseri beni etkiledi ve siz okurlarım için gösterge bilimsel incelemek istedim.

Eser, sanatçının amaç ve duygularının bizi etkileyen bir dışavurumudur, Anlam ve içeriği kavramak yani onu yorumlayabilmek gerekir.

Sibel Nur Ener’in  gördüğüm bu eserini, Heinrich Wölfflin’nin temellendirdiği, “sanat eserinin salt biçimsel çözümleme” yönteminden yola çıkarak, plastik açıdan inceleyeceğim. Heinrich Wölfflin’in sanat yapıtının biçimsel çözümlemesi için getirdiği beş karşıt-çift ölçüte karşı, sanat yapıtını biçim, konu ve içerik açısından ele alan üç inceleme düzeyi ile çözümler. Bir yapıtta gördüğümüz biçimleri, tanıdığımız nesnelere benzeterek, olgusal anlamı elde ederiz.

Ressamımız bu eserinde; önde gözüken beş kadın figürün ayakta durma pozisyonları, eser içeriğindeki plastik öğelerin yatay ve dikey etkileşimi çok önemlidir. Kadın figürlerin dikey konumda olması, saçlarının orta kısımlarda diagonal-yatay salınımı eserin yatay- dikey etkisini güçlendirmektedir. Arkada duran üç kadın figürünün başlarının diagonal duruşu resim dengesiyle beraber, kadın dayanışmasına da dikkat çekmektedir.

Eserin sol üst köşesinden aşağı doğru, kadın figürlerinin başlarının üstünden geçen ejderin/ejderlerin (kadına şiddet uygulayan/uygulayanlar)’ın yarattığı fırtınaların kadınların saçlarının uçuşturması, güçlü ejderin etkisini hissettirici yoğunluk kazandırmaktadır. Bir sanat eserinde soyut örüntü görsel malzemeyi o şekilde düzenler ki, amaçlanan ifade dolaysız bir biçimde göze aktarılır.  Bunu da sanatçı çok iyi başarmıştır. Eserde görülen sekiz kadın figürü bir arada bitişik duruşu, tıpkı bir  vücut hissi uyandırmaktadır. Bu bir korku hissi ile birlikte kadın dayanışmasına da gönderme yapmaktadır. En önde duran kısa boylu kadının konumu diğer figürlerden daha güçlü ve korumacı olduğuna işaret ederken,  ritmi ve ahengi bu duyguyu desteklemektedir.

Kompozisyonda, ejderin kırmızı başlı olması şiddet uygulayan erkeklere ve kadına uygulanan şiddete dikkat çekerken,  gönderme koyuluklar, aydınlıklar, arasında oluşturulan zıtlık içinde birbirine sığınan kadın figürlerini  ön plana çıkarmış ve yapıtın ilgi odağı olmuştur.

Eserde ejderin, şiddet içerikli erkeklere gönderme yaparken, kadın  ölümlerini engellemenin yine kadın dayanışması ile önlenebileceğine dikkat çeken sanatçı içini kaplayan hüznün havasını ustaca tuvale yansıtılmıştır. Yaygın ışık  eserde iyi kullanılmıştır.

Işığın, kumaş ve kadın saç kıvrımlarını kuvvetlendirdiği de görülmektedir.

Eserdeki açık-koyu kontrastlığına paralel olarak gölgelerin mekân üzerinde derinlik etkileri de dikkatleri çekmektedir.

Bir sanat eserinde plan kavramıyla, yüzeyin bölümlere ayrılması ve elemanlar arasındaki mesafelerin oluşturdukları derinlik alanları arasında bir paralellikten söz edilebilir. Dikey figürler ve saçların uçuşması  sol üstteki ejder arasındaki yakınlık ve hareket duygusu hissettirilmiştir.

İncelediğim eser anlatımcı bir niteliğe sahiptir diyebilirim. İyi bir soyutlamadır. Nesneler tinsel gözle görülmektedir.

Nesnenin özünü kavramak ve ona biçim verebilmek için izlenen yol, görsel dünyanın renk, çizgi gibi unsurlarını, nesnenin maddi varlığından bağımsız olarak sunmaktır. Yukarıda yazdığım gibi, nesnenin tinsel gözle görülmesi, nesnenin içinde saklı olanı çözmektir, diğer bir deyişle özü sezmektir.

Sanatçı Sibel Nur Ener de bu özü eserinde çok iyi sezdirmiştir.

SALİME KAMAN

Sanat Eleştirisi ve Ressam