Ressam Yalçın Gürsel’in anısına… Resim sanatının ıslak sayfaları – Kudret Sönmez

Kompozisyonlarımda, mevsimlerin varsıl döngüsünü sanata ulayan ifadeler kullanmayı seviyorum. Güneşin kızgın çubuklarını büküp yağmurun ıslak tellerine düğümler atmak iyi geliyor bana… İlkbahar, yaz, sonbahar, kış… Resim defterinin pırıl pırıl ilk sayfasıyla oynaşmaya hazırlanan bir ilkokul öğrencisinin tutkusuyla alıyorum elime gereçlerimi. Önce suya sonra da renklere değiriyorum fırçamı/kalemimi. Ve hayata açılan her yeni sayfaya, dünyanın duygusal coğrafyasından derlediğim iklimleri, figürleri yazmak/çizmek hüzünle karışık bir haz veriyor bana.

Yalçın Gürsel… 1949 yılında Çorum’da gelmiş dünyaya. Bankacılık sektörüyle özdeşleşen iş hayatı, bir bankanın Adana’daki şubesinden müdür olarak emekli olunca
sona ermiş. Çalıştığı yıllar boyunca, zaman zaman resimler yapıp amatörce de olsa karışmış resim dünyasına.
Emekli olduğu ilk yıl, Adana Devlet Güzel Sanat Galerisi’ndeki kurslara katılmış. Ardından, Mustafa Dulda Atölyesi’nde 6 yıl sürdürmüş resim serüvenini. Bu arada,
Çukurova Üniversitesi Resim Bölümü Üyesi Doç. Mustafa Okan’la iletişim kurup, o vakte kadar edindiği sanatsal bilgilerini akademik düzeyde değerlendirmiş.

YENİ ARAYIŞLAR
Başlı başına bir hayat tarzı olarak içselleştirdiği resim sanatı, farklı teknik arayışlara yöneltmiş Ressam Yalçın Gürsel’i… Yağlıboya ve akrilikle oluşturduğu yüzlerce
tablodan sonra, suluboya resim sanatına ilgi duymaya başlamış. Bu dalda da başarılı ürünler veren Gürsel, konuyla ilgili bilgilerini yıllar önce şu sözleriyle paylaşmıştı: “Suluboya tekniğinin en büyük özelliklerinden birisi, şeffaf olmasıdır. Bu yüzden çalışmaya hafif çizgilerle başlanır… Resim kâğıdınıza sürdüğünüz boyanın üzerinden tekrar geçmek gerekirse, kurumasını beklemelisiniz. Islaklıktan dolayı renklerin birbirine karışmasından korkmayın; bu, suluboyanın özgün yanlarındandır. Çabuk kuruyan, hızlı çalışmayı gerektiren bir tekniktir. Bu yüzden, çabuk ama doğru karar verilmelidir. Suluboya çalışmalarında açıktan koyuya doğru gidilir. Açık bir zeminin üstünden tekrar geçebilirsiniz ama koyu bir zemini düzeltmek mümkün değildir. Bence, suluboya resim en zor tekniktir. Hata kabul etmez. Silme, kazıma veya üzerine başka lekeler atma şansınız yoktur. Başarısızlık durumunda, eskisini bırakıp yeni bir resme başlayarak güzel neticeler alabilirsiniz.”

SOSYAL ETKİNLİKLER
İnternational Watercolor Society (Uluslararası Suluboya Topluluğu) ve bir dönem yönetiminde de yer aldığı Adana Ressamlar Derneği üyesi olan Yalçın Gürsel,12
kişisel resim sergisi açıp 55 karma etkinliğe katılmış…

Yanı sıra, ulusal boyutta çalıştay, festival ve şenliklerde görev üstlenip canlı performans sergilemiş.

Bir vakitler çalışmalarını Adana’daki özel atölyesinde sürdüren ressamımız, son birkaç yıldır İzmir’de yaşıyordu… Ne yazık ki son nefesini Ege’de bırakan Yalçın Gürsel, 2 Mayıs Perşembe günü Adana Kabasakal Mezarlığı’nda, göğün yüzünü sonsuza dekrenklendirmek üzere toprağa karıştı.



Yazımın başında da dedim ya… Mevsimleri sanata ulamak iyi geliyor bana. Kuru, sulu, yağlı ve bahar renkli sözcüklerim var benim. Klavyemin başına geçince, tuvale dönüşmüş bir bilgisayar ekranıyla bakışıyorum. Bazı resimlerimi işte bu zeminde sözlendiriyorum… Bazen de, kara toprağa uzanmış her dostum için, güneşin yedi rengiyle ıslanmış hüzünlü kelimeler biriktiriyorum.