Sanat özveri ister – Kudret Sönmez

Tikel mi yoksa tümel mi olmalıyız? Bu bağlamda, eğer insan sosyal bir varlıksa, karışmalı dünyanın en kalabalık havzasına. Sosyal yalnızlığı seçiyorsa, sanırım ancak internet sayfalarında gezinmekle yetinir… Bir de kâğıdı, kalemi, fırçası hatta sırçası olur insanın. Camı kırar, yüreğini eritir ve dünyasını bir başka biçimde boyutlandırır. Sanatın parçası, hayatının tercümanı olur. Süzer boyaları, şekle şemaile sokar nesneleri. İnsanlar sanatla gelişir ve betimlediği diyara çoğumuzu eriştirir. Sonu yoktur sanatın, her daim yeniden doğar… Ve yalnızlıkla başlar sanat, üretildikçe çoğullaşır. Yüreklice erişemediği yere yoksunluk sataşır.

***

Emine Aygül Yeni… Doktor kimliğiyle sağlığımızı onarırken, sanatçı duruşuyla hayatımızı renklendiren bir insan. Adana’da yaşıyor. Üç çocuk annesi. Lise öğrenimi gördüğü yıllarda resim ve müziğe ilgi duymuş. Şimdi, çok yönlü çalışmalarıyla kendi yüreğini şekillendiriyor. Dilerseniz, öteki gelişmeleri onun ifadelerinden öğrenelim:

“ Annem çok yetenekli, çalışkan bir kadındı. Kız enstitüsü mezunuydu. Pek çok konuda ilk eğitimimi ondan aldım. Üniversite sonrası uzun yıllar şahsi bir çalışma yapmadım. Covid-19 pandemisi sırasında sorumlu olduğum bulaşıcı hastalıklar ve aşı birimi, iş yoğunluğu inanılmaz bir boyutta oldu. Zaman zaman bir seferberlik içinde olduğumu hissediyordum. Yaklaşık bir buçuk yılı aşkın süre adeta yedi gün 24 saat çalışmanın yorgunluğu vardı üzerimde. Bu arada değerli annemi ve teyzemi kaybettim. Bütün bu yoğunluğun ardından değerli dostum arkadaşım Nehir Özerpalet’i cam bienali için yaptığı kostümü görmek için ziyaret ettiğimde bana; ne olur atölyeye gel çalışalım demesi üzerine yıllardır ertelediklerimi yapabilme fırsatı buldum. 2021 Aralık ayında ilk defa seramik atölyesinde çalışmaya başladım, ardından cam füzyon tekniğine başladık. Pandeminin tüm yoğunluğunun ardından adeta bir patlama yaşadım, durmaksızın bir şeyler yapıyordum. Seramik objeler, cam füzyon, soğuk porselen, el işleri… Sabah erkenden atölyeye gidiyor, hafta sonları evde saatlerce çalışıyor, geceleri durmaksızın bir şeyler yapıyordum. Yıllık izin alıp günlerce atölyede çalıştım. Şimdi biraz duruldum. Son on aydır da yağlı boya resim yapmaya başladım. Eltim Dr. Derya Yeni,  bir kaç yıldır bir resim atölyesine devam ediyordu, onun gittiği atölyeye katıldım. Daha önce tecrübem vardı ama yıllardır bir şey yapmamıştım. Hafta sonları birkaç saat gittiğim Özgün Sanat Evi’nde resimlerimi yapıyorum. Ayrıca pek çok değerli ustadan ve sanatkârdan da bilgiler aldığımı söylemeliyim. Bu işlerden en çok keyif aldığım nokta ise; yaptığım eserleri sevdiklerime eşime dostuma armağan etmek oluyor. Ürünlerin değer görmesi, sevdiğim insanların odalarını süslemesi büyük bir haz kaynağı oluyor. Atölye çalışmalarım, başlangıçta covid-19 pandemisini en yoğun şekilde yaşamış yöneticilerden biri olarak; sıkıntılarımı dışa attığım bir durumdu. Ama en önemli referansımsa Rahmetli annem ve teyzemin anılarıydı. Çalışmalarım bence onların yasını tutma biçimim oldu. 1950-60 yılları arasında iki kız kardeş Urfa’da kız enstitüsüne gitmişlerdi, hayatları boyunca ürettiler, muazzam birer sanatkârlardı, bildikleri her şeyi bize aktardılar. Onları rahmetle anıyorum. Tabi yaptığım eserler ruhumu da bedenimi de iyileştirdi diyebilirim. Estetik algımı çok daha iyi bir yere getirdiği şüphesiz, artık baktığım yerlerde ince detayları, renkleri daha farklı görmeye, izlemeye, bundan daha fazla haz almaya başladım. Ayrıca çevremden aldığım geri bildirimler çok güzel; emeğin değeri, güzellik algısı, estetiğin yorumu, paylaşmanın coşkusu muhteşem hissettiriyor diyebilirim. Ama beni en çok eşim ve çocuklarımdan aldığım yorum ve katkılar keyiflendiriyor.”

 

 

Sanatını umutla güçlendiriyor

Özden Çankaya… 23 yıldır Adana sanat camiasında yer alan bir isim. Resim yapıyor ve bilgilerini genellikle çocuklarımızla paylaşıyor… İsterseniz hikâyenin gerisini onun anlatımıyla öğrenelim:

“Çocuk gelişimi mezunuyum. Çeşitli atölyelerde değerli üstat ve hocalarla çalışmalarım oldu. Yağlıboya tekniğiyle ürettiğim resimlerle karma ve kişisel sergilerde bulundum. Bazı devlet okullarında gönüllü resim eğitmenliği yaptım. 8 yıldır My Akademi Sanat Merkezi’nde yetişkin ve çocuk gruplarına resim eğitmenliği yapmaktayım. Kursiyerlerimizle birlikte karma sergiler açtık.

Geçtiğimiz günlerde ülkece yaşadığımız ve hepimizi derinden üzen ve etkileyen kayıpların olduğu felaket sonrası toparlanma sürecinde biz yine resim sanatıyla yaralarımızı sarmaya devam etmekteyiz.

Çocukları motive etmek ve yaptıkları çalışmaları  sanatseverlerle  buluşturmak amacıyla bir sergi açacağız. Akademi bünyesinde 27 Mayıs Cumartesi günü açılacak olan sergimize tüm sanat dostlarını bekleriz… Umut sanatla birleşince yaşamın çok daha anlamlı olduğuna inanıyorum.”

 

‘Çiçeklerin Fısıltısı’na renk verdi

Ressam Amira Erdem, Adana KorArt Sanat Galeri’nde kişisel bir etkinlik oluşturdu… “Çiçeklerin Fısıltısı” başlığı altında sunulan resim sergisinin açılışı, 17 Mayıs Salı günü saat 17.30’da gerçekleştirildi. Erdem, beğeni ve ilgiyle izlenen tablolar hakkında şu bilgileri paylaştı.

“Çiçeklerin fısıltısı, cennetten alınmış ve dünyaya serpilmiş doğamızın, narin ve duygusal yapıya sahip olan ve aynı zamanda sevgi için savaşacak kadar da güçlü kadınlarımızın ruhu ve bedeniyle özdeşleṣmekten geçiyor… Kadın olmak ṣefkattir, huzurdur ve hayatın renkli tarafıdır. Bu sergimde, yağlıboyanın tüm canlı renkleriyle kadının, doğanın ve özgürlüğün önemini anlatmayı amaçladım. Yıllarca farklı ülkelerde yaşamışlığın getirdiği birçok kültürü bir arada taşıyorum. Türkiye’de açmış olduğum sanat atölyesinden sonraki ilk kişisel sergimle hayal gücümüzü harekete geçirdim sanırım.”

Sergi 29 Mayıs 2023 tarihine kadar sanat dostlarıyla buluşmaya devam edecek.