Babamın bu fotoğrafını ilk kez gördüğümde o insanı sarıp sarmalayan sıcacık gülümsemesi beni çok etkilemişti.Coşkulu bir gülümseme.Mutluluk taşan bir gülümseme.Fotoğraf 1944 yılında çekilmiş.Mayıs’ın 29’uncu günü.Günlerden Cumartesi’ymiş.Fotoğrafın arkasına böyle not düşmüş babam.Baharın getirdiği mutluluk gülümsemesiydi belki de.Belkl de biraz önce mahalledeki “Neşe Pastanesi”nde pencere kenarındaki mermer masada sevgilisiyle karşılıklı oturup muhallebilerini yiyip, gazozlarını içerken gözgöze bakışmışlardı.Şimdi yürürken o anları düşünüp gülümsüyordu.Kendine çok yakıştırdığı beyaz ceketini giymiş o pastaneye buluşmaya gidiyordu belki de böyle uçarcasına.Belki de Elhamra Sineması’ından (Alsaray sinemasının eski adı) biraz önce çıkmış Buster Keaton’ın 1927 yapımı “The General” filmindeki komiklikler aklına geldikçe gülümsüyordu.Yazdıklarımı yukardan okuyan babamın sesi geldi.”Yanılıyorsun”dedi gülerek.Başımı gökyüzüne kaldırdım”Neden baba?”Meğer Orhan Veli’nin şiiri aklına gelmiş yürürken, ona gülümsüyormuş.”Hangi şiirdi baba?”Okumaya başladı.”Sokakta yürürken kendi kendime Gülümsediğimi farkettiğim zaman Beni deli zannedeceklerini düşünüp Gülümsüyorum.”Ah be baba”dedim gülerek.Karşılıklı güldük.Masmavi gökyüzünde bulutlar vardı.Onlar da güldü.
Aydın SihayAdana / Bir cumartesi akşam saatleri