Duayen gazeteci, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Basın Meclisi eski Başkanı Selahattin Canka, 68 yıllık mesleki birikimini sonunda yazdığı kitabının önsözünde;
“Bu kitap ne bir hikaye, ne de bir romandır. Bizzat şahidi olduğum, gördüğüm, uzaktan yakından duyduğum olayları, iki karton kapağın arasına sıkıştırdım. “Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı” diye kınarlar bu pazarı… Halbuki İstanbul’un yüzlerce yalısı ve ardındaki binlerce konakların en mutena yerlerini bit pazarı malları süsler. Birinci ve ikinci nesilden sonra paşaların ve beylerin sahip olduğu nadide eserler, mutlak suretle bu pazarlara uğramışlardır.
Yakın tarihimizin olayları da artık eski eser muamelesi görüyor. Akıllı olanlar onlardan çok dersler çıkarıyor. Bugünlere ışık tutacak pek çok yayınlar var siyaset pazarında. Ben de bugünlere nasıl geldik diyenlere bir hizmet olsun kabilinden 69 sene “bit pazarlarında” dolaştım, gördüm, yazdım, duydum, okudum ve pek çok malzeme topladım. Onları iki karton arasındaki bit pazarımda topladım. Basın ve yazım hayatında kaleme aldığım binlerce fıkra, hikaye ve makaleden sonra tek eserim de “bit pazarı” oldu.” dedi.