Ortaya koyduğu ürünlerle özdeşleşebilmeli insan. Her fırça darbesinde bir başka can bulmalı ressam… Boyaları serpiştirirken zemine, düşlerini sıvamalı bir yürekten diğerine.
Zamanına zaman katmalı sanatçı… Başlamalı coşkuyla bitirebildiği esere, bir başka yorumla yeniden. Edinip yer vermeli yüreğinde, tükenmez heyecanların artçı profilleriyle.
Renklendirebilmeli insan… Sanatın uç dallarıyla her an’ı yeniden.
…
Serhan Yüzer… Adana’da gelmiş dünyaya. Çocukluğunun er vakitlerinde hissetmiş içindeki resim sevgisini. Almış kâğıdı kalemi eline, naif resimler çizip figürler boyamış. Evlatlarındaki bu yeteneğin farkına varan aile büyükleri, ellerinden gelen her desteği sağlamışlar oğullarına.
RESİM TEKNİKLERİYLE BÜTÜNLEŞMEK
Lise öğrenimini tamamlayana dek resim sanatından hiç kopmamış Serhan Yüzer. Sürekli gözlemlerde bulunup çizimler yapmış. Ardından, yetenek sınavlarına girip başarılı olunca, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nde eğitim almaya hak kazanmış. Üniversite döneminde, birçok karma resim ve karikatür sergisinde ürünleriyle yer almış. Yanı sıra, reklam ajansları için çeşitli illüstrasyon çalışmaları yapmış. Mezuniyetinden sonra, 2008’de İstanbul’a gidip bir yıl boyunca yayınevlerinin hazırladığı çocuk kitaplarını resimlemiş.
Karikatür ve dövme yapımı dersleri veriyor sanatçımız. Çalışmalarını dijital ve geleneksel araçlarla sürdüren Serhan Yüzer yağlıboya, pastel vb. birçok tekniği kullanarak sanatsal üretimlerde bulunuyor.
SANATA ÇOK YÖNLÜ YAKLAŞMAK
Çeşitli açılardan yaklaşıp birbirinden farklı tekniklerle resimler yapan Yüzer, sanata dair görüşlerini şu şekilde dile getiriyor:
“Çalışmalarımda, tek bir biçimsel üsluba bağlı kalmayı kabul etmiyorum… Farklı malzemelerle farklı anlatım biçimleri yakalamaya çalışıyorum. Yağlıboyanın, pastelin veya suluboyanın değişik ifade olanaklarından faydalanmak gerektiğini düşünüyorum. İçerik olarak estetik hazdan ziyade, izleyiciyi belirli bir konu hakkında daha farklı düşünmeye sevk edecek imgelere daha fazla yöneliyorum. Biçimsel üslup gibi belli bir akıma da bağlı kalmak istemiyorum. Kendimi, sürrealizm ve ekspresyonizm gibi akımlara daha yakın hissediyorum.”
…
Örebilmek için yeniden, önce çözmek gerekiyor hayatı. Attığımız her düğümde bir duygu, düşünce ve farklılık yakalayıp özgün yolları çizmek gerekiyor…
Ve bir de boyayarak bulmak… Karanlığın içindeki aydınlık dünyayı.