Tarık Kara… Sanatın yollarına demir döşedi, Kudret Sönmez

Ucunu ararken, bazen bucağıyla kucaklaşırız arayışlarımızın… İçimizdeki duygular varsıl ve de karmaşık olabilir. Fakat yine de karasıyla, havasıyla, deniziyle, demiriyle yollanmaya/yolaklanmaya devam ederiz. Bazen de bir demiryolu katarına yüreğimizi katıp, asırlık çınarların hazanlı gölgesindeki sanata varırız.

1975 yılında Adana’da doğmuş Tarık Kara… Okul hayatını, lise mezuniyetiyle birlikte noktalamış. Ardından, bilgisayar  operatör ve programcılığı eğitimi alıp bir kargo şirketinde çalışmaya başlamış.

FOTOĞRAF SANATIYLA DİJİTAL BULUŞMA

Fotoğrafçılık tutkusu, makinelerin dijitalleştiği bir dönemde ortaya çıkmış… İlk fırsatta küçük bir fotoğraf makinesi edinmiş Tarık Kara. İşi gereği çıktığı yolculuklarda, etkilendiği görselleri dağ, taş, insan demeden karelemeye başlamış.

Çektiği bir fotoğraf, Adana’da düzenlenen “Alman İzleri” başlıklı yarışmada sergilenmeye layık görülmüş. Aynı süreçte, AFAD (Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği) üyeleriyle dostluk kurup kurslara katılmış. Bu sayede, kendini geliştirip ustaca çektiği fotoğraflara ilk imzalarını atmış.

DEMİRYOLU SEVDASI

Bazı mekânlar, yollar, insanlar, olaylar çocukluk çağlarımızda etkiler bizleri. Ve bu etkinin izlerini ömrümüz boyunca yüreğimizin bir köşesinde taşırız… Tarık Kara da böylesi izlere sahip…

 

“Adana doğumlu olmama rağmen, Gaziantep’in İslahiye ilçesine bağlı Fevzipaşa bucağında yeşerip büyümüş bir ailenin evladıyım…” diye başlıyor anlatmaya fotoğrafçımız; “Buralarda sık sık tren yolculuğu yapardık. Anneannemin evi istasyonu gören bir konumdaydı. Nice kırmızı trenlerin geçişini izledim o evin penceresinden. İşte bu süreçte başladı demiryollarına olan hayranlığım… Nerede bir tren afişi ya da fotoğrafı görsem, büyüyünce ben de tren fotoğrafları çekeceğim derdim kendi kendime. Ve zamanı gelince de insanları, dağları, tünelleri, demiryolu personellerini fotoğraflamaya başladım.”

YOLCULUKLAR

Türkiye’nin birçok yöresini, trenle yaptığı yolculuklarda fotoğraflamış Kara… Demiryolları çevresinde oluşmuş dokuları kareleyip belgelemiş. Bu bağlamda, Anadolu insanının güler yüzüyle karşılaşıp desteklerini almış…

“Yolculuklarımda, demiryolu çalışanları yardımlarını hiç esirgemedi benden… Bazen bir yolculukta taze ve sıcak çay yudumlarken, bazen de içinde bulunduğum tren dağları kıvrılarak aşarken buralarda yaşayan insanların bakışlarındaki sevgiyi hissettim. Bu da bana, yaptım işin ne kadar değerli olduğunu öğretti.”

Bitimsiz yolculuklarına dair daha pek çok şey anlatıyor Tarık Kara…  Heyecanlarını, mutluluklarını ve hedeflerini dile getirirken içi içine sığmıyor.

Onlarca ödülü var fotoğrafçımızın… Sergiler açıyor, etkinlikler düzenliyor ve bu alandaki teknik bilgilerini esirgemeden paylaşıyor başkalarıyla.

Toprağa asfalt döküp dört lastikli yolculuklara çıktık. Gökyüzüne kanat takıp dinlene dinlene uçtuk. Suya gemiler salıp ıslanmadan yüzdük. Ve yolun demirlisinde gezinip mesafelere meydan okuduk… Sonuçta, her gittiğimiz yerde nice yürekler dokuduk.