Güneşi balçıkla malçıkla sıvamanın mümkün olmadığını hepimiz biliriz elbette. O ateş topunun yakınından bile geçemezken insan evladı, bir de çamur mu atabilecek taaa oralara?
Fakat aklını ve duygularını birlikte kullanabilen her dost bilir ki; kirli karanlığı, hüznü, çirkinliği, biçimsizliği ve diğer bütün olumsuzlukları toprağın sırılsıklam yoğrulduğu mekânlarda etkisiz hale getirmek her vakit imkân dahilinde olmuştur… Sanatın demlendiği yerde hiçbir nesnenin; çamurun, kirin, pasın, küfün yaşama sevincimize bulaşmasına izin verilmez.
O zaman biz de, hayatın kirlilerini bir yana itip estetiğin killi yanlarını anlamak ve anlatmak için kolları sıvarız.
***
Almanya’nın Landshut şehrinde doğmuş Çiğdem Üstündağ Dekeli… İşletme Fakültesi’ni bitirdikten sonra kısa süreli bir iş hayatı denemiş… Seramik sanatıyla okul yıllarında tanışmış ilk kez. Sanata kendini adayan hocalarla birlikte çalışıp onlardan çok şey öğrenmiş.
MEMLEKETE DÖNÜŞ
Evliliği dolayısıyla Türkiye’de yaşamaya karar veren Çiğdem Üstündağ Dekeli, yuvasını 2 evladıyla renklendirmiş… Kızı 3. sınıfa başlarken, seramikten kopmamak için Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nde eğitim almaya başlamış.
EĞİTİME, ÜRETİME GÖNÜLLÜ BİR HAYAT
Bundan sonraki gelişmeleriyse şöyle anlatıyor Dekeli:
“Eski sanat aşkımı uyandırmak ve kendim için bir şeyler yapmak istiyordum. Adana Olgunlaşma Enstitüsü her yıl yarışma düzenliyordu. Seramik işçiliğimle ve tasarımımla birincilik ödülüne layık görüldüm. Konu ninemin danteliydi.
2014 yılında Enstitü sürecini tamamlar tamamlamaz, Adana Halk Eğitim Merkezi aracıyla Yüreğir Belediyesi’nde eğitim vermeye başladım.
Yüreğir, Seyhan ve Çukurova gibi merkez ilçelerimizde, hem seramik atölyeleri kurdum hem de eğitim verdim, yanı sıra üretimde bulundum.”
ETKİNLİKLER
“2017 yılında sanata tutkun üç arkadaş olarak resim seramik ve cam sanatını içeren sergimizi Seyhan’daki bir kafede gerçekleştirdik… 2018 yılında, kendi küçük atölyemde okullu öğrencilere workshop’lar düzenledik. Toprakla iç içe olma kavramını, doğanın ne kadar güzel olduğunu fark etmelerini sağladık. Yoksa, hem el kasları için, hem zihinleri için killi toprağın onlara ne kadar fayda sağlayacağını anlayamazlardı.”
SANAT MOLA VERMİYOR
“Hayatımıza koronanın girdiği an, çok özel tasarımlar yaptım ve sipariş üzerine çalıştım… Sayın Eyüp Hocamdan torna dersleri almaya başladım. Sanat ve toprak aşkından hiç vazgeçmedim. İyi bir ekip olup birbirimize destek verdik ve bilgilerimizi genişlettik.
Öğrencilerimin doğru yolda kendilerini geliştirip hoca olabilmeleri için yol göstermeye gayret ediyorum… Aralık 2021 itibariyle, Çukurova Süleyman Demirel Bulvarı’ndaki yeni atölyemizde seramik çalışmalarımızla hizmet veriyoruz. Kursiyerlerimize kapılarımız sonuna kadar açık.
Satın alma kendin yap derim… Kaliteli zaman geçirmek size kalmış. Temel hammaddemiz kildir. Seramik çamurlarımız çeşitlilik sağlar; kırmızı heykel çamuru, beyaz şamotlu döküm çamurumuz atölyemizde mevcuttur.Kil doğada bol miktarda bulunan bir malzemedir. Fakat saf kil bulmak oldukça zordur.
Kayıt olmak isteyenler sadece malzeme ücreti verip kursa katılabilirler. Kurs sürecimiz dört aydır. Seramiğin alt yapı tekniğini öğrendikten sonra öğrenci serbest çalışmaya başlar.”
***
Neyse… Çukurova’ya pek kar yağmadığı için, kardan adam yerine, balçıkla şekillenmiş figürleri seyredelim. Fakat sakın ola ki, kartopu niyetine birbirimize çamur atmayalım.