Bulut Reyhanoğlu ve Vanessa Medini Arslan’ın hem kreatif hem ana yapımcılığını üstlendiği, Mahmut Fazıl Coşkun’un yönettiği Türkiye’nin ilk çağdaş sanat belgeseli Crossroads, 41. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması kapsamında prömiyerini yaptı. Türk çağdaş sanatının ve sanatçısının dünya çapındaki bilinirliğini artırmayı hedefleyen belgesel; Gülay Semercioğlu, Seçkin Pirim, Candaş Şişman ve Sinan Logie’nin, Doğu ve Batı kültürlerini harmanladıkları üretim pratiklerine ışık tutuyor.
Belgeselin çıkış noktası, ülkemizdeki çağdaş sanata dair böyle bir projenin hayata geçirilmesi beni çok sevindirdi. Fakat yine de bir seyirci olarak neden sadece dört isme odaklanmayı tercih ettiğinizi ve belgeselin süresinin neden bu kadar kısa tutulduğunu bilmek istedim. Bu bilinçli bir tercih mi yoksa ülkemizde çağdaş sanat aktivitesi uzun metraj bir belgesele sığacak kadar fazla değil mi?
Vanessa Medini Arslan ve Bulut Reyhanoğlu: Bu belgeseli bir seri olarak hayal ettik. Çağdaş sanat alanında eser üreten birçok değerli sanatçımız var ve gönül ister ki hepsine ulaşalım ve hikâyelerini ekrana taşıyalım fakat bu ne yazık ki hem zaman hem de maddi kaynak anlamında çok zor. Bu kaynağı yaratabilirsek devamı gelecektir.
Süre konusuna gelince, belgesel 65 dakika sürüyor, bu kısa bir süre değil. Yapım ekibi olarak klasik belgesel formatının dışına çıkarak Türk çağdaş sanatının temsilcilerinden olan bu dört sanatçının hikâyesini aktif, dinamik, akışkan ve sıra dışı bir dil kullanarak izleyiciye aktarmak istedik. Amacımız sadece sanata ilgi duyan izleyicinin değil, aksine, ilgi duymayan izleyicinin de dikkatini çekecek bir belgesel çekmekti. Bu 65 dakika içerisinde de bu dört sanatçı hakkında olabildiğince detaylı fakat konuyu uzatmadan, izleyicinin dikkatini dağıtmadan, herkesin anlayabileceği net bir dille bilgi aktarmayı hedefledik.
Vanessa Medini Arslan-Bulut Reyhanoglu (Eser-Gülay Semercioğlu)
Köklü bir sanat anlayışı olmayan bir kültürde, bizzat Batı’nın geleneksel sanatının, sonra da yine aynı Batı’nın modern sanatının izinden giden çalışmaları görüyoruz. Bu bağlamda bakacak olursak, belgeselin içeriksel kapsamını belirlerken nasıl hareket ettiniz? Odağa alınan dört sanatçıyı belirlerken ne gibi kriterleriniz vardı?
Vanessa Medini Arslan ve Bulut Reyhanoğlu: Ülkemiz tarih boyunca Doğu ve Batı kültürünün bir arada var olduğu bir coğrafyada yer alıyor, dolayısıyla çok zengin bir kültür mirasına sahip. Biz de hem kendi topraklarına ve özüne sadık kalan, hem de yeri geldiğinde Batı’dan ilham almaktan çekinmeyen, fakat aldığı bu ilhamı da kendilerine has olan sanat üslupları ve teknikleriyle harmanladığını düşündüğümüz dört sanatçımızı belgesele dahil ettik. Tabii ki bunu yapan sadece dört değil, birçok değerli sanatçımız var fakat bu belgesel için yarattığımız kurgu ile birebir örtüşen, hikâyeleri ve pratikleri arasında da bağlantı kurduğumuz bu dört sanatçı oldu.