Yaşar Kemal

“Ve Çukurovayı Toroslar yaratmıştır. Çok eskiden Akdeniz Torosların tam eteğinden başlardı. Sonra Ceyhan, Seyhan, sonra öteki irili ufaklı dereler, çaylar Torosların tüm bereketli topraklarını taşıyarak denizi doldurdular, ortaya Çukurova çıktı. Ova, güneşle, ışıkla doldu. Sular şakırdadı. Toprak bereketten deniz gibi taştı.
Seyhan’ın anası Zamantı suyudur. Kaynağını Uzunyayla’dan alır, uzun bir düzlükten geçtikten sonra Toroslara varır. Orada çakmaktaşından kayalara çarpar, mor, sert kayalıklardır bunlar. Zamantı kayalarda köpürür, derin koyaklara düşer. Çok aşağılardan toprağı oyarak baş döndürücü bir hızla akar. Gene önüne kayalar çıkar, kayaları aşamayınca toprağı deler, yerin dibine girer… Uzun bir süre yer üstünde gözükmez. Sonra birden yukarıya fışkırır. Deli bir hızla, çılgınca savrularak kayadan kayaya başını vurur, önüne bir çakmaktaşından dağ yeniden çıkıncaya kadar. Sonra gene yerin dibine batar, çıkar… Çok çok pınar, çok dere, çok çay alır Torosları aşıncaya kadar. Bir de Göksu’yu alır. Göksu Toros’un Tahtalı dağından doğar, o da çok pınar, dere, çok çay alır, sonra da gelir Zamantı’ya katılır. Ondan sonra bunların adına Seyhan derler, bir ulu su olur. Her bir su o kadar aydınlıktır ki, sanki akan su değildir de ışıktır. Dibine kitap düşse okunur.
Ceyhan’a gelince onun gözü Binboğalar’ın göbeğindedir. İlk doğuşunda ona Horman deresi derler. Horman deresi Nurhak dağlarından gelen Söğütlü deresiyle birleşir… Coşkun deli bir su olur. Torosları bir uçtan bir uca biçerken Aksu, Körsulu, Çayır, Savrun, Handeresi, Cerpece çaylarını ve daha nicelerini, binlerce pınarı, gözü, dereyi alarak büyük Akdeniz’e ulaşır. Seyhan da, Ceyhan da Akdeniz’e binlerce, yüz binlerce ton toprakla birlikte gelirler. Binlerce, yüz binlerce ton mili yayarlar Akdeniz kıyılarına. Her yıl ova biraz daha, biraz daha büyür ve Toros’ta kayalıklar her yıl biraz daha arınarak sivri ak kayalıklar biraz daha ortaya çıkar. Ve belki bir gün Toros’ta hiç ağaç, hiç toprak kalmayacak, koca Toros salt kayalık olaraktan dikilip duracak gökle toprak arasında. Keskin kayalar kızgın bakır mor kızılında tütecek ve belki de bir damla su kalmayacak bu çıplak kayalıkların Toros’unda… Belki bir tek bitki bitmeyecek bu ustura keskini kayalarda. Belki bir tek canlı yaşamayacak. “
(Yaşar Kemal İnce Memed 4, YKY, 37. Baskı, Eylül 2022, s. 11-12)
Muzaffer Türkmen
https://www.facebook.com/photo/?fbid=1236395013582657&set=gm.8658876377487003&idorvanity=495586090482780