Yılmaz Güney geleneksel Türk sinemasının “düş”ler anlatan bir ticari sihirbazlık olarak algıladığı sinemayı, “gerçek”leri anlatan bir görsel dil yapmaya çalıştı. Bunda da çok başarılı oldu. Bu başarısının bedelini fazlasıyla ödediği gibi ödülünü de aldı.
Çocukluğumun ve ilkgençlik yıllarımın geçtiği Adana’da, yazlık sinemaların haftalık film duyuruları, at arabasında taşınan büyük tahta panolar üzerindeki afişlerle ve bir adamın ilkel bir megafonla bağırmasıyla yapılırdı: “Alooo, alooo! Dikkaaat, dikkaaat! Bu akşam yazlık Sular sinemasında iki film birdeeeen!…”
1965-1975’li yıllarda sinema kültürü Adana’da bir yaşama biçimiydi. Belki yüze yakın yazlık sinema vardı. Adeta Türkiye’de film İstanbul’da yapılır, Adana’da seyredilirdi. Elbette, sinema denilince, akla yazlık sinemalar gelirdi. O dönemde, çocukluğumun ve ilkgençlik yıllarımın kahramanlarından biri Yılmaz Güney’di. Filmlerinde, içinden çıkıp geldiği Adana’nın yoksul, ezilen insanlarının öykülerini anlatırdı. Bazı filmlerinde de kirli işlerin içinde, kanlı paralar kazanırdı ama sonunda onları götürür kenar mahallelerin yoksul insanlarına dağıtırdı. Kendine pis işler yaptıran patronlarla sonunda mutlaka hesaplaşırdı. Kötü insanları affetmez, kanunlarını kendisi koyar, onları doğduklarına pişman ederdi. Film bittikten sonra bütün delikanlılar birer Yılmaz Güney olarak, cırcırböceklerinin sesiyle dolu yaz sokaklarından evlerine dönerlerdi. Yılmaz Güney Adana’da evlerin, büroların, kebapçıların, meyhanelerin, bakkalların, torna atelyelerinin, berberlerin, terzilerin duvarını süsleyen bir ikondu.
1 Nisan’da seksen üç yaşına giren Yılmaz Güney elbette önce sinemacıdır ama aynı zamanda da iyi bir edebiyatçıdır. Yazdığı senaryoların, senaryolarına temel oluşturan öykülerin sinematografik bir dile aktarılmaya son derece uygun olmasının, karakterlerinin çok başarılı biçimde çizilmiş olmasının nedenleri, başarılı bir kurmaca yazarı olmasından da ileri gelmektedir.
Yazının devamını okumak için tıklayın
Salih Bolat Kimdir?
1956’da Adana’da doğdu. İlkokulu ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra, Gazi Üniversitesi’nin Sosyal Politika Bölümü’nü bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde yüksek lisans ve Doktora programlarını tamamladı. Çeşitli üniversitelerde, öğretim üyesi olarak Senaryo, Sinema ve Edebiyat, Dramatik Yazarlık, İletişim Yazarlığı, Tiyatro Tarihi, İletişim ve Edebiyat, Eleştirel Okuma adlı dersleri verdi.
Edebiyat yaşamına Yeni Adana gazetesinin kültür sanat sayfasında öyküler yazarak başladı (1974) . Arkadaşlarıyla birlikte Koza adlı dergiyi çıkardı (1975) . İlk şiirini bu dergide yayımladı.1977-1980 yılları arasında Yapıt dergisinin, 1982-83 yıllarında Petek dergisinin yazı kurulu üyeliğinde bulundu. 1984-86 yıllarında Yarın dergisinin çalışmalarına katıldı. 1995 yılında, Cem Savran ile Promete dergisini kurdu. 1980 yılı başlarından itibaren Yeni Olgu, Oluşum, Edebiyat 81, Türkiye Yazıları, Süreç, Yeni Düşün, Varlık, Gösteri, Düşler, Şiir-lik, Edebiyat ve Eleştiri, Defter, E, Kaçak Yayın, Evrensel Kültür, Yasakmeyve gibi dergilerde şiirler ve yazılar yayımladı. 1995-97 yıllarında Siyah Beyaz gazetesinde, “Duygusal Düşünceler” adlı köşede yazdı. Bu yazılarından seçtiklerinin de yer aldığı yazılarını, daha sonraki yıllarda, aynı adla bir kitapta topladı. 1996 yılında, Radyo C’de “Şiir Penceresi” adlı programı yapımcı ve sunucu olarak yürüttü. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nün ve Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nün seçici kurul üyeliklerinde de bulunan Salih Bolat, Edebiyatçılar Derneği’nin ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Yönetim Kurulu Üyeliğinde de görev aldı. 2010 Yılında, Uluslararası Sete Şiir Festivaline katılmak üzere Fransa’ya davet edildi.
Eserleri
Şiir
Yaşanan (1983)
Bir Afişin Önünde (1986)
Sınır ve Sonsuz (1988)
Karşılaşma (1992)
Uzak ve Eski (1996)
Gece Tanıklığı (2000)
Açılmış Kanat (2004)
Yol Ayrımı (Seçme Şiirler, 2006)
Kanıt (2006)
Atların Uykusu (2014)
Düzyazı
Duygusal Düşünceler (1999)
Şiir Sanatı (Yaşar Nabi Nayır ile birlikte, 2004)
Öykü Yazma Teknikleri (2004)
Deniz Feneri (Eren Aysan ile Birlikte, 2006)
İletişim ve Edebiyat (2008)
Ödülleri
1984 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü (Yaşanan adlı yapıtı ile)
1986 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü (Bir Afişin Önünde adlı yapıtı ile)
1990 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (Karşılaşma adlı yapıtı ile)
2002 Ahmed Arif Şiir Ödülü (Açılmış Kanat adlı yapıtı ile)
2007 Behçet Aysan Şiir Ödülü (Kanıt adlı yapıtı ile)
Kaynak: www.antoloji.com