Size tüm dünyadaki insan zihinleri, hepimiz,
Bir tür virüs etkenli salgın hastalığın etkisinde
Farkında olmadan yaşıyor desem, inanır mısınız?
Kendini çok iyi saklayabilen ve yenileyebilen,
Kültürel gelişimin kurallarına göre şekil alabilen,
Ve iletişimin her safhasında yakalanabileceğimiz,
Korkunç bir zihinsel virüs salgınına maruzuz.
Bu zihin virüsü, bir Cannibalizm, yamyamlık türü,
Et değil ama insan ya da insan dışı diğer varlıkları,
Kişisel varlık ve üstünlüğünü savunmak için tüketiyor.
Tarihi çok uzun, farklı ve karanlık.
Fikirleri kalıplarla yayma hastalığı olarak ta ad verilen,
Bu korkunç salgına bilim ‘’ Memetics’’ diyor…
Genler bioloji için ne ise ‘’meme’’ ler de kültür için o.
Yok, aklımıza ilk gelen ‘meme’ ile ilgisi yok konunun.
Richard Dawkins’in ‘ Bencil Gen’ dediği bu işte,
Sperm ya da yumurtayla vücuttan vücuda değil,
İmitasyon denen yöntemle beyinden beyine yayılıyor.
∞Ω∞
Nereden düştü bunlar aklına hoca diyeceksiniz şimdi.
Sosyal adalet ve ırkçılık savaşçısı bacım Handoş,
Her akşam ensemde; ‘Wetiko’yu gör’’ diyor.
Rahmetli anam, bunun herşeyin ıcığını cıcığına merakına;
’ Yedi denizin dışarı attığı’ derdi, şimdi demesin.
Handoş’un taa Dakota’ya gidip bir ayını geçirdiği,
Kızılderili direnişi sonrası bana anlattığı kavram bu.
‘Wetiko’ Kuzey Amerika yerlilerinin bir terimi,
Hırsla, aşırı ve bencilce tüketen beyazların,
Cannibalist ( yamyam ) ruhlarına ithafen kullanılan.
Handoş anlatıyor. Indigenous ( yerli) kültür der ki;
‘Doğaya vahşi adını takmak, hayvanlara vahşi demek,
Doğada yaşayanları bile ‘savage’ diye adlandırmak,
Ancak ‘Wetiko’nun yapabileceği bir yanıltmacadır.
Sık ormanlar, deli ırmaklar, rüzgar, güzel hayvanlar,
Wetikolar, acımasız çılgın adaletsizlikleriyle gelip,
‘Vahşi’ diye tanımlamadan önce bizim ailemizdi’.
Hepimizin vahşi batı diye bilip kapıldığı zihinsel virüs,
Yani bir ‘meme’ olarak, fikir geçiş kalıbı olarak vahşilik,
Onun gerçek sahiplerince böyle tanımlanıyor.
‘Memetics’de zihinsel virüsleri böyle tarifliyor.
Fikirler, melodiler, ifade yakalamalar, moda gibi,
Üretim ya da inşaat şekilleri beyinden beyine bulaşıyor.
Hızla yayılıyor, çoğalıyor ve salgın büyüyor.
Ve bu salgının varlığı bilimsel olarak kanıtlanıyor.
Evrim, Quantum fiziği, bilişsel dilbilim ve epigenetik,
Artık bütün eforuyla fikirlerin bu geçişini inceliyor.
Bu düsturla, kızılderiliyi kendi yurdunda vahşi edenler,
Biz dahil, tüm dünyaya aynı türden binlerce kalıbı yayıp,
Bizim sandığımız fikirleriyle, ha babam silkeliyorlar.
İlginç yanı, biz tevbe farkında bile değiliz hastalığın…
∞Ω∞
Hande’nin, Dakota direnişindeki izlenimleri ilginç!
‘Wetiko’nun kısa devrelerine kapılınca insan’, diyor,
Onun ağ gibi sarıp bağımlılık yapan çevre dengesine,
Dolayısıyla kendine hizmet eden egoya biat ediyor .
İşte doğadan bu yanlış kopuş insanı yamyam yapıyor.
Bu zihin virüsü bulaşan her fert, ihtiyacının çok üstünde,
Kendini büyütme cesareti buluyor ki,
Hastalığın geri dönüşümsüz hali de bu oluyor.
Buna ‘’ habis egofreni’’ diyorlar , yani egonun,
Sınır ve nedenden zincirini koparıp, kanserleşmesi.
Bacım diyor ki, hala bir ümit var Emre!
İçindeki Wetiko’yu görmeye çalış, antidot bu diyor.
Hangi fikirlerin, hangi adlar altında sana empose edildiğini,
Dilin bunları zihnimize nasıl viral bir hastalık gibi sabitlediğini,
Her zaman, çöküşün eşiğinde bir neoliberal sistem içinde,
Mücadele ettikçe adapte olunan bu hastalığı gör diyor.
Wetiko kapitalizminin saçtığı monokültürün panzehiri,
Özgecilik, empati, tabiata aşkı, hürmet ve dayanışma yoluyla,
Etik ve bilge polikültürel fikirleri kucaklamak,
Egemen inanç, görünmez eller, haklı gerekçeler gibi,
Seçilmiş kişilikler, markalı gereç ve tekno ütopyacılık gibi
Virus vari yayılan zihin kalıplarına ruhu teslim etmemek.
Platonun tabiri ile ruhun asıl gözü olan zihni.
Aslında bacım reçeteyi veriyor da dostlar. Yerim dar…