Konser Tarihi : 10 Ocak 2025 Cuma
Konser Saati : 20:00
Konser Salonu : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
5 OCAK ADANA’NIN KURTULUŞ
YIL DÖNÜMÜ KONSERİ
KONSER PROGRAMI
Şef : KEREM TUNÇER
Solistler : BESTE YILDIZ viyolonsel”
- MENDELSSOHN Fingal Mağaraları Unertürü
- I. TCHAIKOVSKY Rokoko Varyasyonları
- DVORAK Senfoni No: 8
KEREM TUNCER
1997 doğumlu Kerem Tunçer, 5 yaşında Bilkent’te Adilhoca Aziz ile başladığı Keman eğitimini 2005-2015 yılları arasında Muhammedjan Turdiev ile sürdürdü. 2011 yılında Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları İlköğretim Okulu’nu birincilikle bitirdi ve Lisesine birincilikle kabul edildi. 2015 yılında mezun olduğu Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Lisesi’ni yine “En Yüksek Şeref” derecesi ile ve “Alanında Üstün Başarı” ödülü ile tamamladı.
2015 yılında Berlin’de yeni kurulan prestijli “Barenboim-Said Akademie”ye kabul edildi ve 2019 yılında “En Yüksek Şeref” ile eğitimini tamamladı.
16 yaşına kadar sıklıkla Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Bolu, Konya, Muğla, Antalya, Afyon, Erzurum’da, Türkiye’nin dört bir yanında ve Kuzey Kıbrıs’ta konserler vermiştir. Bu dönemde Ayla Erduran, Guy Braunstein, Olivier Charlier, Gilles Apap, Barbara Gorzynska, Robert Scheder, Alexander Vinnitsky, Calvin Wiersma, Cihat Aşkın, Tanja Becker Bender ve Shmuel Ashkenasi’nin masterclasslarına katılarak bu çok değerli sanatçılar ile bire bir çalışmıştır.
Tunçer bu yıllarda birçok kez solist olarak Bilkent Senfoni Orkestrası, Eskişehir Büyükşehir Belediye Senfoni Orkestrası, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Ankara Filarmoni Orkestrası, Orkestra Akademik Başkent ve Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası ile sahneye çıkmış, Rengim Gökmen, Orhun Orhon, Işın Metin, Ender Sakpınar ve Artun Hoinic gibi şeflerle sahneyi paylaşmıştır.
2013-2015 yılları arasında Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası’nın Konzertmeister’ lığını yapan Tunçer, 2010’da Çek Cumhuriyeti’nde yapılan 52. Jarosław Kocian Keman Yarışması 3. Kategoride “Jüri Özel Ödülü” ve 28-30 Mart 2014 tarihinde Belçika’da yapılan Arthur Grumiaux Keman Yarışması’nda (eski adıyla “Bravo!”) C kategorisinde 1.lik ödülü almıştır.
Tunçer, 2011-2015 yılları arasında keman çalışmalarının yanı sıra Tolga Yayalar ile kompozisyon çalışmış, eserleri Türkiye’nin farklı şehirlerinde festivallerde seslendirilmiştir.
2015 yılında ünlü keman sanatçısı Guy Braunstein’ın yönlendirmesi ile Berlin’de yeni kurulan Barenboim- Said Akademie’ ye bizzat ünlü Maestro Daniel Barenboim tarafından tam burslu kabul edilen ve Akademi’nin pilot öğrencileri olarak seçilen 13 kişiden birisi olan Kerem, ardından 2019 yılında okulun ilk mezunları arasına girmiş ve ilk Türk mezunu olmuştur.
Eğitimi süresince pek çok kez başarılarından dolayı Pierre Boulez Saal’de, Akademi festivallerinde ve pek çok sahnede yer almaya hak kazanmıştır, bunlardan bazıları Daniel Barenboim’ in organize ettiği “Wasmuth Lecture” ve “E. Said Days – On Late Style” olarak bilinmektedir.
Konserlerin başarısının ardından sıklıkla Boulez Saal’de konserler verme şansına erişen Tunçer, uzun süredir ünlü Boulez Ensemble’ ın üyesidir ve içerisinde pek çok konserler vermiştir. Birlikte çaldığı müzisyenler arasında Francois Xavier Roth, Matthias Pintscher, Antonia Manacorda, Jörg Widmann, Michael Volle, Daniel Barenboim gibi dev isimler bulunmaktadır.
Tunçer, ayrıca 2017 yılından beri davet edildiği Doğu-Batı Divan Orkestrası’nın bir üyesidir. Divan Orkestrası ile 2017-2023 yılları arasında pek çok turneye katılan Tunçer, bu turnelerde Lang Lang, Anne Sophie Mutter, Martha Argerich, Yo-Yo Ma, Lisa Batiashvili, Lahav Shani, Thomas Guggeis, Kian Soltani, Michael Barenboim ve Daniel Barenboim gibi klasik müziğin en önde gelen isimleri ile Carnegie Hall, Walt Disney Hall, Berlin Filarmoni, Paris Filarmoni, Elbfilarmoni, Royal Albert Hall, La Scala Milano, Bozar Brüksel, Isarfilarmoni, Smetana Hall, Waldbühne Berlin gibi dünyanın en ünlü salonlarında ve BBC Proms, Luzern Festival, Salzburger Festspiele gibi dünyanın en önde gelen festivallerinde konserlerde yer almıştır.
2019’da Axel Wilczok ve Michael Barenboim’ in keman sınıfından mezun olarak lisans diplomasını alan Tunçer, 2019-21 yılları arasında da Barenboim-Said Akademie’ de kompozisyon dalında Artist Diplomasını Stephan Winkler ile tamamlayıp, aynı zamanda 2020 yılında HMTM Hannover’de şeflik öğrenimine başlamıştır.
Yeni müzik ile ve oda müziği ile aktif şekilde ilgilenen Tunçer, 2018’de Berlin’de yaşayan Türk arkadaşları ile Quartet Parantez adında bir yaylı dörtlü kurmuştur, grup halen konserlerine devam etmektedir.
2020 yılında Klasik Keyifler Sei Solo projesi kapsamında Mert Moralı ve Can Bilir’in kendisine ithaf ettiği yeni solo keman eserlerinin prömiyer kayıtlarını tamamlayan Tunçer’in, aynı yıl 13 kişilik Ensemble için yazdığı “Post Truth”, 2021 Nisan ayında şef Giuseppe Mentuccia’nın yönettiği Barenboim Said Akademi Orkestrası tarafından kaydedilmiştir.
2017 yılında şeflik kariyerine Rengim Gökmen’in Karşıyaka Oda Orkestrası ile düzenlediği şeflik mastserclassı ile başlayan Tunçer, katıldığı ilk masterclassta en genç katılımcı olmasına rağmen 33 şefin arasından ilk 14 e ardından da ilk 6 ya girmiştir. İlk şeflik deneyiminden itibaren bu alana ağırlık veren Tunçer, Karşıyaka Oda Orkestrası, Avrasya Filarmoni Orkestrası, Berliner Symphoniker ve HMTM Hannover Sinfonietta’ yı yönetmiş, 2022-23 konser sezonunda ise sırası ile Orkestra Akademik Başkent, Bilkent New Music Ensemble, CRR Genç Oda Orkestrası’nı yönetmiş ve Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile AKM’de debut konserini gerçekleştirmiştir.
2018 yılında Çev Sanat Genç Yetenekler Projesine dahil olan Tunçer, 2019 yılında Çev Sanat tarafından “İbrahim Yazıcı Ödülü” ile onurlandırılmıştır. Tunçer halen Çev Sanat tarafında desteklenerek eğitimini Orkestra Şefliği Master programında ünlü şef Eiji Oue ile Hannover’de sürdürmektedir.
BESTE YILDIZ
12 Eylül 2001 yılında Adana’da doğan, müzik eğitimine 9 yaşında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Viatcheslav Kainov ile başlayan Beste Yıldız, ortaokul ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra, 2019 yılında Den Haag Kraliyet Konservatuvarı’na kabul edilerek Larissa Groeneveld’in sınıfında başladığı lisans eğitimini üstün başarı ile tamamladı.
2013 yılında Uluslararası Belgrad Müzik Yarışması’nda birincilik ödülü kazanan Beste, 2018’de Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nda baş çellist olarak görev yaptı.
Beste, on yıl boyunca Marie Kliegel, Giovanni Sollima, Joachim Eijlander, Umberto Glerici, Harro Ruijsenaars, Zlatomir Fung, Roger Regster, Sietse-Jan Weijenberg, Çağ Erçağ, Dilbağ Tokay ve Fazıl Say’ın ustalık sınıflarına katıldı.
2018 yılında Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın düzenli üyesi olan Yıldız, 2019 yılında baş çello şefi oldu.
Beste, 2019 yılında lisans eğitimine devam etmek için Lahey Kraliyet Konservatuarı’nda yapılan seçmelerin ardından Larissa Groeneveld’in sınıfına kabul edildi.
2019-2022 yılları arasında Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın üyesi olan Beste, birçok ülkede konserler verdi.
2021 ve 2022 yıllarında Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası’nda (TUGFO) çello grup şefi olarak sahne aldı.
2023’te Hollanda Ulusal Gençlik Orkestrası’nın baş çellisti olarak Wouter Vossen ile çeşitli konserler verdi.
Son yıllarda, Delft Chamber Music Festival’de solo ve oda müziği konserleri verdi ve Festival Dag in de Branding’de besteci Myrto Nizami’nin “Gone in No Time” adlı solo çello eserini seslendirme şansı buldu.
Beste Yıldız, Kali Ensemble, Abo Trio ve Ensemble Orochi ile oda müziği çalışmalarına devam etmektedir.
Eylül 2023’te “Excellence Scholarship” bursuna layık görülen sanatçı, yüksek lisans eğitimine Den Haag Kraliyet Konservatuvarı’nda Larissa Groeneveld ile devam etmektedir.
FELİX MENDELSSOHN BARTHOLDY
Tam adı : Jacob Ludwig Felix Mendelssohn Bartholdy
Doğum tarihi ve yeri : 3 Şubat 1809, Hamburg
Ölüm tarihi ve yeri : 4 Kasım 1847, Leipzig
Alman müzisyen, besteci, piyanist, orgcu ve orkestra şefi.
Alman romantizm stilinde klasik batı müziği bestecisidir. Bach’ı yeniden hayata döndüren kişi olarak tanınır. Gelmiş geçmiş en yetenekli bestecilerden birisi kabul edilen Mendelssohn, Mozart’ın 19. yüzyıldaki eşdeğeri olarak değerlendirilmiştir.
Aristokrat bir ailenin dört çocuğundan üçüncüsü olarak doğdu. Babası Abraham Mendelssohn zengin bir bankacı, büyükbabası Moses Mendelssohn Yahudi bir din adamı ve filozoftu. Her ne kadar büyükbaba din adamı olsa ve Alman Yahudilerinin gettoların dışında saygı görmek için din değiştirip Hristiyan olmalarına karşı çıksa da Mendelssohn’un ailesi 1816 yılında Hamburg’dan Berlin’e taşındıkları sırada Musevilikten Protestanlığa geçmiş ve “Bartholdy” soyadını almıştır. Ancak Felix, bu değişime direnmiş ve “Mendelssohn” soyadını kullanmaya devam etmiştir. Protestanlığı kabul etmiş ancak Yahudi geçmişinden de gurur duyan birisi olması, kilise müziği alanında yaptığı çalışmalarda kendisini sıkıntılı tartışmaların içinde bulmasına yol açmıştır.
İlk piyano derslerini annesinden ve ablası Fanny’ den aldı. Berlin’e taşındıktan sonra Ludwig Berger ile piyano, Carl Zelter ile teori ve kompozisyon çalıştı. Babası, çocuklarını okula göndermeyip evde kendi geliştirdiği sistemle eğitiyor ve özel dersler aldırıyordu. Bu sebeple Felix, içine kapalı ve çekingen bir kişi olarak yetişti. Bu arada Mozart ve Bach’ın eserlerini çalışmak için ablası Fanny ile Paris’e bir yolculuk yaptı. Bu bestecilerden, özellikle de Bach’tan, esinlenerek besteler yaptı.
1820’de ilk eserini besteleyen Felix, 12 yaşında iken Carl Zelter onu Alman şair Goethe ile tanışmak üzere Goethe’nin evine götürdü. Felix, 72 yaşındaki şairin evinde iki hafta kaldı. Goethe’nin evinde Carl Maria von Weber ile tanıştı ve ona piyano dörtlüsünü seslendirdi. Felix’in yeteneğinden çok etkilenen Goethe, kendisine o anda yazdığı bir şiiri veda armağanı olarak sundu.
Goethe’nin şiirlerinin yanı sıra Shakespeare’in eserlerinden de ilham alan Felix, aristokrat ailelerin salonlarında çalınmak üzere besteler yapmaya devam etti.
Henüz 13 yaşındayken “Do minör Senfoni” sini bestelemişti.
16 yaşında, türünün ilk örneklerinden birisi olan “Yaylı Çalgılar için Mi diyez Majör Sekizlisi” ni (Op. 20) besteledi.
17 yaşındayken dahi çocuk olarak ünü yayıldı ve “Bir Yaz Gecesi Rüyası” (Op. 21) uvertürü seslendirildi. William Shakespeare’in bir komedisi için bestelenen bu eser, klasik müziğin romantik döneminin en güzel eserlerinden sayılır. Aynı esere orkestra için Do-Majör bestelenen parça ise “Düğün Marşı” olarak tanınmıştır.
1826-1829 yılları arasında ailesinin isteği üzerine Berlin Üniversitesi’nde öğrenim gören Mendelsshon, daha sonra meslek olarak müziği seçmeye karar vermiştir. Üniversite yıllarında besteciliğinin yanı sıra iyi bir bilardo ve satranç oyuncusu, iyi bir dansçı ve binici olarak tanınıp sevilmişti.
Mendelsshon, 20 yaşına geldiğinde unutulmuş bir besteci olan Bach’ın eserlerini incelemeye kendini vermişti. Henüz 13 yaşındayken doğum günü hediyesi olarak Johann Sebastian Bach’ın “Matthaus Passionu” nun (Aziz Matta) notalarını isteyen ve bu eser üzerine çalışmalar yapan sanatçı, kendisini ileride “Bach’ı yeniden yaşama döndüren kişi” yapacak yola böylece girmişti. Berlin’de Bach’ın eserlerini seslendirdiği başarılı konserlerin ardından Avrupa müziğini tanımak üzere babasının desteğiyle üç yıllık bir Avrupa turnesine çıktı.
Mendelssohn’un turnesi İngiltere’den başlıyordu. Bu ülkede, George Frideric Händel’ den sonra en sevilen Alman besteci olarak gönüllerde taht kurdu. İngiltere’de iken pek çok eser besteledi ve İskoçya’ya yaptığı geziden esinle “İskoç Senfonisi” ni bestelemeye başladı.
Anne-babasının 25. evlilik yıldönümlerinde çalınmak üzere “Die Heimkehr aus der Fremde” (yurt dışından gelen ev sahipleri) başlıklı şarkı dizisini de bu dönemde besteledi.
Sanatçının gezileri; Güney Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Fransa ve tekrar İngiltere’den sonra, 1832 yılının Nisan ayında yine Berlin’de sona erdi.
Öğretmeni Zelter’ in ölümünden sonra Berliner Singakademie adlı müzik okulunda Zelter’ den boşalan göreve gelmek istediyse de bu göreve alınmadı. Bunun nedeni akademi üyelerinin geçmişi Musevi biri ile çalışmak istememesi ve 50 yaşındaki birinden boşalan yeri 24 yaşındaki tecrübesiz bir gence devredilmesini uygun görmeyişleridir. Bu seçim, Alman müzik tarihinde önemli bir rol oynadı.
Mendelsshon, 1833’te Düsseldorf kentindeki Niederrhein Müzik Festivali’nin genel direktörlüğü görevini kabul ederek şehirden ayrılmasından sonraki gelişmeler sonucu Berlin, müzik alanındaki üstünlüğünü kaybetti.
Mendelsshon genel direktörlüğünü üstlendiği festival boyunca Händel Oratoryaları’nın yorumlanmasını sağlayarak Barok Dönem müziğini yeniden hayata geçirdi. Aynı yıl kendisi vokal eserlerini ve Avrupa turnesi sırasında gördüğü İtalya’nın canlılığı ve renklerinden esinlenerek “İtalyan Senfonisi” ni besteledi. Londra Filarmoni’nin ısmarladığı bu eseri, festival yöneticiliği görevine başlamadan hemen önce bir kere daha Londra’ya giderek ilk seslendirilişini gerçekleştirdi. Festivalin başarısından sonra Düsseldorf kenti müzik dünyasının en üst yöneticisi konumuna geldi ancak çevresi ile geçimsizliği sonucu bu görevi kısa sürede bıraktı.
Birkaç yıl sonra ise Leipziger Gewandhaus orkestrasının yönetimini üstlendi ve Leipzig kentini Almanya’nın en önemli müzik merkezlerinden birisi haline getirdi. Bach ve Händel’ in eserlerinin yanı sıra Schubert’in “Büyük Senfoni” sini müzik dünyasına tanıttı.
1840 yılında Orta Avrupa’nın en tanınmış bestecisi haline gelen Mendelssohn, 1841’de Leipzig’de bir konservatuvar kurdu. Bu konservatuvar, 1846’da Avrupa’nın en üstün müzik okulu haline geldi.
1847’de ablası Fanny’ nin ölüm haberi üzerine yaşama isteğini yitiren sanatçı, “Fa Minör 6. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ve Fanny için Requiem” i besteledi. Aynı yıl bir beyin sarsıntısı geçirerek kısmi felç olan Mendelssohn, hayatını kaybetti ve ablası Fanny’ nin yanına gömüldü.
FİNGAL MAĞARASI UVERTÜRÜ
Bestelenme tarihi : 16 Aralık 1830
İlk seslendirilişi : 1832 (Mendelssohn’un Op. 26 olarak adlandırdığı)
Son yenileme tarihi : 20 Haziran 1832
Son yenileme ilk seslendirilişi : 10 Ocak 1833, Berlin
Orkestra şefi : Felix Mendelssohn
Adanan kişi : Veliaht Prensi olan Prusyalı IV. Frederick William
Eser 2 flüt, 2 obua, 2 klarnet, 2 fagot, 2 korno, 2 trompet, timpani ve yaylılar için bestelenmiştir.
Mendelssohn’un Britanya Adaları’na yaptığı gezilerden birinden, özellikle de 1829’da Fingal Mağarası olarak bilinen bazalt deniz mağarasına sahip İskoç adası Staffa’ya yaptığı bir geziden esinlenmiştir .
Bestecinin adayı gördükten hemen sonra bestesinin açılış temasını not aldığı bildirilmiştir. Esere ilk başta Yalnız Ada’ya veya “Zur einsamen Insel” (ıssız adaya) adını vermiş , ancak daha sonra şu anki isimde karar kılmıştır. Ancak, ilk yayından bir yıl sonra, 1834’te Breitkopf & Härtel, Fingalshöhle (Fingal Mağarası) adında bir baskı yayınlamış ve bu başlık yerleşerek biraz karışıklığa yol açmıştır.
Efsaneye göre mağara, bir zamanlar Morven krallığının hükümdarı ve Ossian olarak bilinen ünlü üçüncü yüzyıl savaşçısı ve ozanın babası olan Fion na Gael’in (İngilizce’ de “Fingal” olarak çevrilmiştir) kraliyet kalesinin bulunduğu yerdir. Sözde kalenin yapısına dair her iz kaybolmuş ve zemini denize doğru yol vermiştir.
Bir konser uvertürü olan The Hebrides, bir oyun veya operanın öncesinde gelmez, bunun yerine Romantik dönem için yaygın bir biçimde bağımsız bir kompozisyondur. İthaf edilen Si minör eser, standart orkestra repertuarının bir parçası haline geldi ve bu konumunu günümüze kadar korudu.
Müzisyenler tarafından ne kadar saygı duyulduğunun bir göstergesi olarak Johannes Brahms bir keresinde “Hebrides Uvertürü gibi bir şey bestelemek için yazdıklarımın hepsini memnuniyetle verirdim” demiştir.
Müzik, bir uvertür olarak etiketlenmesine rağmen , tamamlanmış bir eser olarak durması amaçlanmıştır. Program müziği olmasına rağmen, belirli bir hikâye anlatmaz ve hiçbir şey “hakkında” değildir; bunun yerine, parça bir ruh halini tasvir eder ve “bir sahne kurar”, bu da onu bu tür müzikal ton şiirlerinin erken bir örneği yapar. Uvertür iki ana temadan oluşur:
- Uvertürün açılış notaları, Mendelssohn’un mağarayı ziyaret ederken yazdığı temayı belirtir ve başlangıçta viyolalar, çellolar ve fagotlar tarafından çalınır.
- Mağaranın gücünü ve çarpıcı güzelliğini çağrıştıran bu lirik tema, yalnızlık ve inziva duygularını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu arada, ikinci tema denizdeki hareketi ve “yuvarlanan dalgaları” tasvir eder.
PYOTR ILYICH TCHAİKOVSKY
Doğum adı : Pyotr İlyiç Çaykovski
Doğum tarihi ve yeri : 7 Mayıs 1840, Votkinsk
Ölüm tarihi ve yeri : 6 Kasım 1893, Sankt – Petersburg
Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisidir.
Senfoni, opera, bale, enstrümantal ve oda müziği ile şarkı gibi birçok tarzda eser vermiştir. Günümüz klasik müzik repertuvarında yer alan en popüler konser ve gösteri müziklerini yazmıştır.
Çaykovski orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Müziğe karşı erken yaştan itibaren yatkınlık göstermesine rağmen devlet memuru olmak için eğitim almıştır. Ailesinin istememesine rağmen müzik alanında kariyer yapmayı seçerek 1862 yılında Sankt-Petersburg Konservatuvarına girdi ve 1865 yılında buradan mezun oldu.
Bu formül, Batı’ya yönelik eğitim Çaykovski’yi döneminin “Rus Beşleri” olarak bilinen ve genç Rus bestecilerden oluşan ulusalcı akımından ayırmıştır.
Özel hayatındaki hengâmeye rağmen ününü günden güne artırmış, Çar tarafından yaşam boyu maaşa bağlanmış ve dünya çapında konser salonlarında eserleri takdir görmüştür.
Günümüzde önemli bir besteci olduğu konusunda artık bir şüphe kalmamıştır. 20. yüzyılın başında ve ortalarında batılı eleştirmenler Çaykovski’nin müziğini bayağı bulmuşlar ve gerisinde bir düşüncenin yatmadığını öne sürmüşlerdir. Ancak bu küçümseme zamanla ortadan kaybolmuştur.
Çaykovski beş yaşında piyano dersi almaya başladı. Üç yıl içinde öğretmeni kadar yetkin bir şekilde müzik okuyabilecek kadar yetenekli bir öğrenciydi. Anne ve babası müziğe karşı olan yeteneğini çok destekliyordu. Özel hoca tutmanın yanı sıra bir org almış ve piyano çalışması konusunda şevk vermişlerdi. Ancak ailesinin müzik yeteneği karşısındaki arzuları kısa zamanda köreldi.
1850 yılında aile Çaykovski’yi Sankt-Petersburg’da bulunan İmparatorluk Hukuk Okuluna göndermeye karar verdi. Bu okul daha çok küçük soylu ve seçkin tabakanın çocuklarına hitap ediyordu ve öğrencilerini devlet memuru kariyerine hazırlıyordu. Okula giriş yaşı 12 olduğu için Çaykovski evinden 1.300 km. uzakta okulun hazırlık sınıfında iki yıl geçirmek zorundaydı. Bu iki yıl geçtikten sonra Çaykovski yedi yıllık öğrenim almak üzere İmparatorluk Hukuk Okuluna geçti. Çok bağlı olduğu annesini 14 yaşındayken kaybetti ve bu daha sonra eserlerinde bile kendisini gösterecek olan depresif yanının gelişmesine katkıda bulundu. Eğitimini 19 yaşında tamamlayarak devlet memuru oldu. Sonradan Sankt-Petersburg Konservatuvarı’ na dönüşecek yeni bir müzik okuluna 21 yaşındayken kaydoldu. 1865 yılında mezun oldu ve Moskova Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliğine başladı. Bu kurumda çalıştığı 11 yıl boyunca birçok büyük eser yaratan Çaykovski, ilk defa “Alınyazısı” adlı senfonik şiirde kendi bestecilik üslubunu ortaya koydu: Tutku ve özlem dolu, küçük şarkıları yeğleyen bir üslup.
Kolera salgını sırasında kaynatılmamış bir bardak su içmesi sonucu yatağa düşerek Sankt-Petersburg’da öldü.
ROKOKO VARYASYONLARI
İlk seslendirilişi : 30 Kasım 1877, Moskova
Orkestra şefi : Nikolai Rubinstein
Solist : Wilhelm Fitzenhagen
Stil, Çaykovski’nin rol modeli olan Mozart’tan esinlenmiştir ve Çaykovski’nin Klasik stile çok hayran olduğunu açıkça göstermektedir, ancak, tema köken olarak Rokoko değil, aslında Rokoko stilinde orijinal bir temadır.
Çaykovski bu parçayı Alman çellist ve Moskova Konservatuvarı’nda profesör olan Wilhelm Fitzenhagen için ve onun yardımıyla yazdı. Bu, Çaykovski’nin parçayı yazdığı sırada Varyasyonları belki de tek dinleyişiydi, ta ki 1941’e kadar, Fitzenhagen’ ın o zamanki standart düzeltmeleri olmadan Moskova’da çalınana kadar…
Eser, tipik bir 18. yüzyıl sonu orkestrası gibi trompet veya vurmalı çalgılar olmadan, dört temel üflemeli çalgının her birinden birer çift , iki korno ve normal yaylılardan oluşan küçültülmüş bir orkestra için bestelenmiştir.
Parça bir tema ve sekiz varyasyondan (Fitzenhagen’ in versiyonunda yedi) oluşuyor. Parçanın zorluğunun bir kısmı, solistin birkaç dakika dinlenmesine izin veren olağan uzatılmış orkestral tuttilerden yoksun, sürekli ve uzun formatta yatıyor. Solist ayrıca çoğunlukla başparmak pozisyonunu kullanarak yüksek kayıtta çalmak zorunda kalmasıyla da zorlanıyor .
Moderato assai quasi Andante – Tema: Moderato semplice
Orkestra, biraz kısa bir girişle gelir ve solo çello basit, zarif temayı belirtir. Tema toplam dört kez tekrarlanır, ardından çello kısa bir bağlaç pasajı çalar, aynı notalar Varyasyon I ve II’ yi bağlamak için kullanılır. Aynı bağlaç, Varyasyon VI ve VII ‘yı bağlamak için bir oktav daha düşük çalınır.
Varyasyon I: Temanın Temposu
İlk varyasyon üçlülerden oluşur ve orkestra bu üçlünün ortasında temayı tekrarlar. Ses çok canlı ve zariftir.
Varyasyon II: Temanın Temposu
İkinci varyasyon, orkestra ve solist arasında geçen bir konuşma bölümünü içerir ve tema neredeyse iki katına çıkar. Yukarıda belirtilen bağlacın değiştirilmiş bir versiyonu çalınır, burada çello hızla bir kadansa geçer (her iki parçanın da erken bir kadans içermesi anlamında Keman Konçertosu’na benzer), bu küstah ve akorlarla doludur, minör tonunu çözmeyi kararlılıkla reddeder .
Varyasyon III: Andante
Üçüncü varyasyon, Re minördeki temanın melankolik bir yeniden ifadesidir ve tüm parçadaki tek minör varyasyondur. Bağlantı, varyasyonun sonunda tekrar belirir, ancak bu sefer Re minör anahtarında çok büyük ölçüde değişir.
Varyasyon IV: Allegro vivo
Kısa bir duraklamadan sonra, sıcak La majör geri döner, ancak bu sefer Varyasyon II’ ye karakter olarak çok daha benzerdir. Bu aynı zamanda parçanın en zor varyasyonlarından biridir, sabit 32’lik notalarından nadiren vazgeçen bir Allegro vivo’ dur. Orkestra da özellikle solo flüt olmak üzere, onun göz kamaştırıcı hızına ayak uydurmakta zorluk çeker. Önceki üç varyasyonun aksine, bu varyasyonun sonunda hiçbir birleşme görünmese de zarif bir Mannheim Rocket onu kapatır.
Varyasyon V: Andante grazioso
Önceki varyasyonların aksine, temanın açılış vuruşu burada downbeat oluyor. Tchaikovsky, parçada ilk kez, birleşim figürünü varyasyonun kendisine akıllıca ve açıkça karıştırıyor ve solo çellodan gelen gösterişli ve uzun bir tril ile sonlandırıyor ve hemen bir sonraki varyasyona yol açıyor.
Varyasyon VI: Andante
Altıncı varyasyon, bir önceki varyasyonun solo trilinden bir eşlik çizgisi geliştirir ve bunun üzerine temanın solo flüt yorumu tanıtılır. Solo çellonun düşük bir Mi’ye yaptığı görkemli bir “düşüş” ten sonra, orkestra ana temayı cesurca devralır. Bir kadans takip eder, başlangıçtaki trillerde sona erer ve bir kez daha melodi solo flüt tarafından devralınır. Varyasyon orijinal bağlantıyla sona erer, ancak bu sefer çello onu bir oktav daha düşük çalar ve Do majör’ ün sıcak ama yabancı tonuna doğru ilerler.
Varyasyon VII: Andante sostenuto
Yedinci varyasyon Do majör anahtarına rahatça iner ve daha tefekkürlü (sonucunu inceden inceye düşünmek) bir hızda çalınır. Varyasyonun sonuna doğru, bağlantı figürünün kırık bir versiyonunu kullanarak anahtar Mi majöre (La majörün baskın olanı) doğru kaymaya başlar. Sonunda varyasyon, parçanın bağlamında biraz soru gibi görünen, ancak bu belirli varyasyon açısından kesinliği açısından tatmin edici olan bir armonik Mi’ nin meditatif (düşünceli ve düşündürücü) birliğine iner. Yine de Mi, son varyasyonun La majör anahtarına gelmesinin kaçınılmazlığını güçlü bir şekilde doğrular.
Varyasyon VIII ve Coda: Animasyonla Moderatoid Allegro
Sekizinci ve son varyasyon, büyük ölçüde Klasik mordent (notanın üstte veya altta tek bir hızlı dönüşümle çalınacağını belirten bir süslemedir) fikrine dayanan çellonun zarif bir solosuyla açılır . Açılış solosu, sonunda fortissimo’ya ulaşan ve ardından hızla piyanoya dönüp hafif bir orkestra eşliğinde çalınan uzun bir crescendo olarak görülebilir. Orkestra katıldıktan kısa bir süre sonra, çello yeni bir fikir sunar: gamların ve mordent temasının eğlenceli bir karışımı(ikinci varyasyonu biraz andırıyor).
Bu yeni fikrin birkaç sekansından sonra, çello akıcı bir şekilde kodaya geçiş yapar. Kod, varyasyonun karakteriyle büyük bir tezat oluşturarak, Çaykovski temayı yeniden sunarken ve varyasyonların birkaçına atıfta bulunurken daha büyük bir drama duygusunu somutlaştırır. Sonunda orkestra ve solist, eseri sonlandırarak La majörde muhteşem bir şekilde bitirir.
ANTONİN DVORAK (Türkçe okunuşu; Antonin Dvorjak)
Doğum tarihi ve yeri : 08 Eylül 1841, Nelahozeves, Çekya
Ölüm tarihi ve yeri : 1 Mayıs1904, Prag, Çekya
Çek, geç romantik dönem, klasik batı müziği bestecisidir.
İlk müzik derslerini ilkokul öğretmeninden alan Dvorak, güzel şarkılar söylüyor, dans ediyor ve kemanda çalıyordu. Liseyi tamamladıktan sonra 1857’de Prag’daki org okuluna başladı. Viyola çalarak ve özel dersler vererek iki yıllık eğitimini ailesinden para yardımı almadan bitirdi. Bedřich Smetana’nın müziğini işittiğinde besteci olmaya karar verdi. Sonunda, Smetana’nın orkestra şefi olduğu Prag Ulusal Tiyatrosu Orkestrası’na1862 yılında keman ve viyolacı olarak atandı. Görev yaparken tecrübe kazanan, çalgıları ve birbiriyle olan ilişkilerini tamamen öğrenen sanatçı, büyük bir istekle besteler yapmaya başladı.
Bestelerini üretebilmek için 1873 ‘de orkestradan ayrıldı ve bir yıl içinde Avusturya ulusal ödülünü alan 3 numaralı senfonisini yazdı ve jüride yer alan Johannes Brahms’ın takdirini kazandı.
1863 yılında sonra tarihsel bir savaş şiirinden esinlenerek “Chor-Himnus” adlı güzel bir kantat besteledi. Bu eserin bir tiyatro sahnesinde 300 kişilik bir koro tarafından söylenmesi, ününü Bohemya sınırları dışına çıkardı. Bu başarının üzerine devlet Dvorak’a birkaç yıllık burs ayarladı. Bu sırada 22 yaşında olan sanatçı, piyano çalan soprano, Cermak adında şarkıcı bir kız ile evlendi.
1877’de Stabat Mater adlı bir koro parçası İngiltere’de çok beğenildi ve sanatçı İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nin “Fahri Doktorluk” payesi verildi.
1878’de Dvořák’ın ünü dünyaya yayılmıştı. Sadece Brahms’ın değil, eserlerini konserlerinde ve turnelerinde seslendiren Richard Wagner, Edward Elgar gibi bestecilerin de desteğini aldı. Bu dönemde defalarca İngiltere’ye gitti.
Prague Konservatuarı’nda profesör oldu, Cambridge Üniversitesi’nden onursal doktora aldı; New York’taki Ulusal Müzik Konservatuarı’nın yöneticiliğine getirildi.
Yurt sevgisinden ötürü Amerika’dan gelen teklifi başlangıçta kabul etmediyse de Prag’daki işinden kazandığının 25 katının ödeneceğini öğrenince fikrini değiştirdi.
1891’de Prag Konservatuarında bestecilik öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Bundan bir yıl sonra New York Ulusal Konservatuarı’nın daveti üzerine Amerika’ya gitti. Amerika’da kaldığı süre içinde birçok eserler verdi ve ünü gittikçe arttı, fakat Dvorak 1895’te ailesiyle birlikte yurduna döndü ve Prag Konservatuarı’ndaki görevine geri geldi. 1901’de Prag konservatuarına ve Artistik Kuruluşuna müdür oldu.
Prag’da sanatçıya “Sanat Nişanı” ve “Fahri Doktorluk” payesi verilerek onurlandırıldı. Üç yıl ABD’de yaşayan Dvořák, çok verimli bir dönem geçirmesine rağmen büyük vatan özlemi yaşadı. Bu özlemin etkisiyle eserlerinde Amerikan folk geleneklerinin öğelerini kullandığı söylenir.
Sanatçı 1904 yılında ilk kez Çek Müzik Festivali’ni düzenledi. Fakat festivalin başladığı akşam Dvorak aniden hastalanarak kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
SENFONİ No: 8 Op. 88 Sol Majör
Bestelenme tarihi ve yeri : 26 Ağustos-8 Kasım 1899, Vysoká u Příbramě, Bohemya
İlk seslendirilişi : 2 Şubat 1890, Prag
Orkestra şefi : Antonin Dvorak,
Adanan kişi : İmparator Franz Joseph “Seçildiğim için teşekkür olarak, İmparator Franz Joseph’in Bohemya Akademisi’ne Sanat ve Edebiyatı Teşviki İçin”
Antonín Dvořák’ın 1889’da Bohemya’daki Vysoká u Příbramě’de, Bohemya Bilim, Edebiyat ve Sanat Akademisi’ne seçilmesi vesilesiyle bestelediği bir senfonidir . Hem bestecinin hem de dönemin diğer senfonilerinin aksine, sekizinci Senfoni neşeli ve liriktir ve ilhamını Dvořák’ın sevdiği Bohem halk müziğinden alır. Başlangıçta Senfoni No. 4 olarak yayınlanmıştır.
Dvořák, dört bölümden oluşan tipik bir senfoni formatını korudu ancak bunları alışılmadık bir şekilde yapılandırdı. Tüm bölümler, çoğu Bohem materyaline dayanan dikkate değer çeşitlilikte temalar gösteriyor. Bazen temaların gelişimi doğaçlama gibi görünüyor.
- Allegro con brio (Sol minör → Sol majör)
- Adagio (Mi ♭ majör → Do minör → Do majör)
- Allegretto grazioso – Molto vivace (Sol minör → Sol majörde üçlü ve koda)
- Allegro ma non troppo (Sol majör)
Eser, iki flüt (2. çift pikolo), iki obua (1. çift koranglais), iki klarnet (La ve Si ♭), iki fagot, dört korno, iki trompet, üç trombon, tuba, timpani ve yaylılar için bestelenmiştir .
Bu senfonide piccolo ve cor anglais’in orkestrasyonu alışılmadık bir durumdur. Piccolo, flüt ile yalnızca ilk bölümün ekspozisyonunda uzun bir notayı sürdürür ve cor anglais, yine ilk bölümde ana “kuş çağrısı” temasının ikinci tekrarında yalnızca kısa ancak açık bir cümle çalar. Bazı edisyonlarda, ikinci obua, çoğu notada belirtildiği gibi 1. obua yerine cor anglais’i ikiye katlar. Senfoni Dvořák’ın en kısa senfonilerinden biridir.
Birinci bölüm
Timpaninin serbestçe kullanılmasıyla karakterize edilen güçlü ve parlak bir açıklamadır. Trombonların Pianissimo eşlik çaldığı ve viyola ve kontrbasların pizzicato çaldığı viyolonsellerde, kornolarda, klarnetlerde ve birinci fagotta lirik bir Sol minör temasıyla açılır. Bu, senfoninin Sol majör anahtarına ulaşan bir “kuş çağrısı” flüt melodisine yol açar. Ulusal Senfoni Orkestrası’nın bir performansı hakkında yazan Peter Laki, geliştirme bölümünün “oldukça fırtınalı” olduğunu belirtiyor. Özetlemede, ikinci ana tema, açıklamadan iki oktav daha düşük olan İngiliz kornosu tarafından çalınır. Bölüm “kısa ama çok enerjik bir koda” ile sona erer.
İkinci bölüm
Adagio olarak işaretlenmesine rağmen, ikinci hareket oldukça makul bir hızda ilerler. Yaylıların hareketin ana temasını çalmasıyla başlar ve çok yumuşak bir şekilde biter, ardından obua ve flütlerde benzer bir hareket gelir; klarnetler cevap verir ve bu konuşma, yaylıların güçlü bir araya girmesiyle devam eder. Üflemeli çalgılar arasındaki diyalog azalır ve temanın ilk flüt ve obua tarafından, hafif klarnetler, fagotlar ve birinci korno, kemanlarda alçalan Do majör gamları, pizzicato viyolalar ve çellolar ve baslarda yumuşak titrek notalar üzerinde ifade edilmesine yol açar. Temanın benzer bir ifadesi, neşeli ve tatmin edici çift duraklarla sona eren bir keman solosu tarafından yankılanır. Daha sonra orkestra temanın bir çeşidini cesurca çalar. Hareketin çoğu, bu aynı temanın geliştirilmesidir.
Beethoven’ın “Pastoral” Senfonisi’ne benzer şekilde, müzik, bir yaz gününü tasvir eden ve bir fırtına tarafından kesilen sakin manzaralardan esinlenmiştir.
Üçüncü bölüm
Üçüncü bölümün büyük kısmı hüzünlü bir valsdir. 3/8 zaman. Sonuna yakın, ölçer şu şekilde değişir:2/4 ve müzik ikinci bölümünkine benzemeyen bir şekilde sona erer. Trio bölümünün (Sol majör) ilk notaları Coda’da kullanılır. 2/4. Bölüm tipik minuet veya scherzo değil, Brahms’ın Birinci ve İkinci Senfonisinin üçüncü hareketlerine benzeyen bir “intermezzo” dur . İlk temanın “tatlı ve durgun valsi” nin aksine, “bir ‘üçlü’ olarak işlev gören ikinci, daha çok Bohem halk dansına benziyor”.
Dördüncü bölüm
Resmen “karmaşık bir tema ve varyasyonlar” olan final, en çalkantılı bölümdür. Trompetlerin fanfarıyla başlar. Müzik, önce çelloların çaldığı güzel bir melodiye doğru ilerler. Gerilim ustalıkla oluşturulur ve sonunda parçanın yaklaşık iki dakikasında, bir dizi enstrümanın başlangıç temasını biraz daha hızlı bir tempoda zaferle çalmasıyla serbest bırakılır. Ana temadan merkezi bir zıt bölüm türetilir. Oradan hareket, birkaç kez majörden minöre modüle ederek fırtınalı bir orta bölümden zorlayıcı bir şekilde ilerler. Yavaş, lirik bölüme geri döndükten sonra, parça, pirinç ve timpaninin oldukça belirgin olduğu kromatik bir koda ile sona erer.
Taşar ERKOL