Eğer bakmayı, görmeyi ve içselleştirmeyi iyi bilirsek… Kültür ve sanatla yerel, ulusal, küresel ya da evrensel boyutta donatabilirsek gözümüzü, gönlümüzü, dimağımızı…
Ve bir de seversek sanatı, sanatçıyı… Takdir edebilirsek hayatın renklerine çeşni katma eylemlerini…
İşte o vakit barışın, huzurun, mutluluğun ve kaliteli hayatın her tartıda ağır geleceğine kesinlikle inanırım.
*
Bu köşede hayatını anlattığım ilk kişilerden birisidir Hulis Mavruk… İlk gençlik yıllarından bu yana, Amerika’nın en bilinen şehri New York’ta yaşar, üretir, sanatsal başarılara imza atar ressamımız.
Hulis Mavruk’un tabloları genellikle, Amerika’da yaşayan siyahilerin kültürlerine ışık tutan kompozisyonlar içerir. Bu nedenle, tenleri koyu kahverengi, yürekleri ak insanlar tarafından çok sevilir.
KÜLTÜRLERARASI DOSTLUK
28 Şubat Çarşamba günü, Amerika’daki saat farkını dikkate alırsak, 17.30’da Başkent Washington’da günübirlik bir resim sergisi açtı Adanalı sanatçımız Hulis Mavruk… Amerika’nın en çok tanınan Türk ailesi “Ertegün”lerin sponsorluğuyla düzenlenen etkinlik Amerikan Kongre Binası’nda gerçekleşti. Afrika kökenli Amerikalı siyahilere ithaf edilen ve “Black History Month” başlığı altında sunulan etkinlikte, sanatçımızın çalıştığı 16 özgün resim yer aldı.
Mavruk, ülkemizi ve Çukurova’mızı onurlandıran bu oluşum hakkında kısaca şunları söyledi:
“Amerika’daki kültür zenginliğine katkıda bulunmak için pek çok sanat eseri ürettim. Yağlıboya tablolarımda, Afrika kökenli Amerikalıların kültürlerini yansıtan figürlere, renklere yer verdim… Bu sergiyle de siyahi siyasetçilere ve kesime, onlara ne kadar değer verdiğimizi anlatmaya çalıştım.”
Ve ben şuan, bu sözlere ekleyecek hiçbir kelime bulamadım.