Adana’da bir dönem 1961-1965 Yılları Gençliğe Hitap eden Adanalı Gençlerden oluşan MAVİ GÖLGELER Müzik Grubu Kuruluş yıllarında topluluğun doğuşu ile bilgileri grup üyesi müzisyen ZAFER DİLEK Bey yazdı. Grup kurucusu Kamil Erginoz de gurubun face book sayfasında paylaştığı yazı ve fotoğraflar https://www.facebook.com/groups/4304827339632365
ANILAR_4 BU BÖLÜMDEZAFER DİLEK SİZLERLE. MAVİ GÖLGELER Babamın , baraj yolu üstünde yeni açılan Göğüs Hastalıkları Hastanesine tayini üzerine , Yeni istasyonun hemen yakınındaki “Yüzevler” mahallesine taşındık. (bilmeyenler için; Adanada birde eski istasyon vardı)”Yüzevler” bir bankanın yaptığı , iki katlı , bahçeli villamsı tek tip evlerden oluşan güzel bir mahalleydi , mahallenin birde sosyal aktiviteler için yapılmuş , iki katlı bir yeri vardı . ( büyükçe bir salon , restoran , bar , bir konsol piyano ve eski bir davul olan bir sahne , mutfak , üst katta oyun salonu , arka bahçesinde yazlık kısmı ) ( ismi Klüp 99 idi )Evimiz çok yakın olduğu için , önünden sık sık gelip geçerken , sosyal aktiviteleri ara sıra görür veya duyardım , buranın işletmesini (kepçe kulak) “Süreyya” yapıyordu kendisi bu tip yerlerin işletmeciliği konusunda yetkin ve birikimi olan aktif biri idi .Bir gün gene önünden geçerken içerden müzik sesleri duydum ve içeri girdiğimde , sahnede rahmetli Okan Dinçer, Liseden tanıdığım Kamil Erginöz , Feyyaz Taylan ve şimdi hatırlayamadığım bir arkadaşımız daha kendi aralarında müzik yapıp eğleniyorlardı.Selam sabahtan sonra aralarına katılıp , günün sevilen şarkılarını söylemeye çalıştık , bir ara (çok iyi hatırlıyorum) Feyyaz ; ” Arkadaşlar bir gurup kuralım mı ” diye ortaya bir teklif attı ve hepimizin onayıyla orda gurubu kurduk ve hemen sonrasında aramıza solist olarak kardeşim “Mehmetcan”ıda alarak mümkün olan sıklıkta biraraya gelerek provalar ve repertuar yapmaya başladık.Benim henüz Gitarım yoktu , ancak mahalleden Zühtü ismindeki arkadaşımın babası ona yurt dışından hediye olarak getirdiği gitarı bana ihtiyacım olduğu zaman ödünç verirdi.Bu süreçte , gene çalışma yaptığımız bir gün , bizi çaktırmadan izleyen işletmeci “Süreyya” , çalışmalarımızı ciddiye almış olmalıki bize ; “Çocuklar size bir teklifim var , gelin hafta sonları burda müzik yapın , her birinize 10 ar kağıt yöğmiye”Sevindik ve repertuarımızı arttırmak için provaları hızlandırdık ve hafta sonları çalışmaya başladık , işletmeci “Süreyya” gurubun ismini “Karo As” koydu , (para kazanıyorduk) , bir zaman sonra kardeşim “Mehmetcan” Tarsus Amerikan kolejinde okuduğu için çalışmalara istemeden gelemiyordu ve ayrıldı.Ödünç gitarla sürdürmek artık mümkün olmuyordu , arayışa girdim , ( o yıllarda satın alacak enstruman bulmak ne mümkün) Adanalı olup İstanbulda yaşayan Burhan isimli müzisyen kontrbascı bir abimizin elektro gitarını satışa çıkardığını duyup kendisiyla temas kurdum , biraz zorlanarak iki taksitte ilk kasa elektro gitarımı (Framus) satın aldım .Bir gün gene bir prova çalışmasında , Adananın tanınmış avukatlarında “Nihat Berikol” un oğlu “Erdal Berikol” gelip bize kendini tanıtıp solist ve gitarcı olarak aramıza katılmak istediğini söyledi. ( Gitarı ve anfisi de vardı ) Bizde zaten soliste ihtiyacımız olduğu için guruba aldık , gurubumuzun bu son halinde , hepimizin onayıyla ismini değiştirip ” Mavi Gölgeler ” koyduk.Sonraki zamanlarda repertuarı yeterli seviyeye getirip Adananın muhtelif müzikli lokallerinde çalışıp konser aktivitelerinde yer aldık. Artık ünümüz iyice yayılmıştı , hatta bir çok müziğe gönül vermiş akranlarımız aramıza katılmak istiyorlardı , ancak , tabiiki , ihtiyaç , yetenek ve yeterliliği dikkate alıyorduk , Erdal Berikolu aldığımız gibi , bu cümleden , bir ara hafta sonları Mersin Tüccar klübündede çalıştığımız sıralar “Christian Barbour” isimli kulağı kuvvetli yetenekli bir arkadaşımızıda Bascı olarak aramıza aldık .Bu süreç içinde yaklaşık bir yıl kadar sonra , solistimiz Erdal , geleceğiyle ilgili yaptığı planlar çerçevesinde “arkadaşlar ben yerleşik olarak İstanbul’a gidiyorum” diyerek üzüntülerini bildirdi ve kısa bir süre sonra guruptan ayrıldı.Gene solist sıkıntısı yaşamaya başladık , ama uzun sürmedi , Bir gün Okan , bize okuduğu Çukurova kolejinden sınıf arkadaşı “İzzet Bici”yi önerdi , bir çalışma gününde geldi , tanıştık , bize bir-iki Elvis şarkısı okudu ve gayet yeterli bulup aramıza aldık.Mavi Gölgelerin , dağılana kadar (1965) , eleman değişikliği olmayan , en uzun , bu dönem oldu. Hatta gurup dağılmadan bir yıl kadar önce , “Üstün Poyraz Set” orkestrası ile Adanaya gelen ve Adanadan evlenip yerleşik kalan , rahmetli (Gölcük depreminde) “Ertuğrul Çayıroğlu” da aramıza katılmıştı.Bu Süreçde , muhtelif mekanlarda çalıştık , Klüp 99 , Ağba otel , Santral palas , Kristal palas , Borsa klübü , Sipahi ocağı , Çukurova koleji , Adana Erkek lidesi , Adana Kız lisesi mezuniyet günleri ve sanat etkinlikleri , ve yarışmalar.Ayriyeten Adananın , tanınmış ailelerininde özel günleri (düğün , doğum günü , davet) içinde çağrı alırdık. Zaten , akranımız olan çocukları samimi arkadaşımız idiler.Artık , sadece Adanada değil tüm bölgede tanınıyorduk , bu kapsamda , civar illerden talepler gelirdi (Ceyhan , İskenderun , Antakya , Tarsus , Mersin , İncirlik hava üssü sosyal tesisleri . .vs1961-1965 arası , çok uzun olmayan bu müzik sürecinde bir çok ayrıntılar var. Bunların hepsini anlatmak sayfalar sürer ancak birini özetle anlatmadan geçemiyeceğim.Amerikan Hava Kuvvetleri , İncirlik hava üssünün yanı sıra Dünyadaki diğer ülkelerdeki hava üslerine de , askere moral çerçevesinde , ünlü sanatçıları , Holywood aktör ve aktrisleri , showman’leri , gurupları içeren turneler organize ediyorlardı ( bu organizasyonlar halen devam etmekte )Bu çerçevede , biz İncirlik hava üssü subay kulübünde çalıştığımız sıralar , Amerikalılar , bizi Amerikadan gelen bir gurup sanıyorlardı. Hatta bir akşam , davet aldığımız masadaki Amerikalılardan bir tanesi bize “siz chicago dan mı geldiniz , sizi sanki orda gördüm” deyince biz gülüşmeye başladık , gerçeği öğrendiklerinde çok şaşırmışlardı. Dahası bir çok arkadaş edinip samimi olduk , hatta içlerinden , bas gitar çalan biri , boş zamanlarında gelip çalışmalarımıza katılırdı. O kadar beğeniliyorduk ki , bizi turne kapsamına almak istediler, (ayrıntılara girmeyeceğim) , tabii istemeden red etmek zorunda kaldık. Eğer şartlarımız uygun olupda kabul etseydik , tüm Dünyayı dolaşacaktık. Bu kapsamda , rahmetli “Okan” , bizden sonra aynı subay kulübünde çalışan bir Alman gurubundan , hemen hemen kimsenin sahip olamıyacağı (o zaman tabi) (Hammond) marka çift klavye org satın aldı. Türkiyede bizden başka kimsede yoktu . Nitekim sonradan İstanbulda , bu ayrıcalığın avantajlarını yaşadık . Bu arada , bende , mahallemizde oturan başka bir Amerikalıdan ikinci elektro gitarımı “Gibson” satın almıştım. Hızla geçen bu yıllardan sonra , Lise tahsili bitip , üniversite tahsili için büyük bir şehre (İstanbul)* gitme zorunluluğundan dolayı , gurubu (Mavi Gölgeler) dağıtma durumuna üzülerek geldik . O andan itibaren önümüzdeki zamanların neler getireceğini bilmediğimiz için , hiç birimiz müziğe devam etmeyi düşünmedik . Hayatımızın müzikle ilgili İstanbul yılları ayrı bir yazı konusu.