Gelecek, geliyor… Hatta geldi bile!


Karşınızda Alemşah Öztürk… Selçuk Erdem’le bir ilke imza attı. Bu ikili sayesinde, “İlk Türk 10.000 karakterlik NFT Koleksiyonu” Fluffy Polar Bears (Pofuduk Kutup Ayıları), dijital evrende yerini aldı. Satışa çıktıktan 5 saniye sonra, tümüyle satıldı. 2.7 milyon dolar değerinde, 662 ETH toplandı. Geçtiğimiz günlerde Selçuk Erdem’le röportaj yaptım. Sıra Alemşah’ta…
.
O tam bir “ilk”lerin adamı..
Türkiye’nin ilk dijital ajansını ve ilk dijital pazarlama ajansını o kurdu.
19 yaşında başlayan girişimciliği boyunca; reklamcılıktan melek yatırımcılığa kadar birçok konuda ilkleri ya da en iyi örnekleri hayata geçirdi. Şimdilerde ise kendini “Dijital Tasarımcı” olarak tanımlıyor. Benim içinse anlamakta zorlandığım bir evrenin simultane tercümanı gibi.
.
Alemşah Öztürk’le benim gibi hepinizin merak ettiğine emin olduğum yarının dijital evrenini konuştuk. Metaverse’ten girdik kripto para birimlerinden çıktık. Bu sebeple sindire sindire birkaç bölümde röportajı okuyacaksınız.
.
Öncelikli konum bugünlerde en popüler olan Metaverse oldu. Sanal bir dünyaya mı gidiyoruz sorusunu artık kendimize sormuyoruz bile çünkü cevabı ‘evet’.
Peki bu sanal dünya nasıl olacak? Önden yer mi kapmak gerekiyor? Sanal dünyanın parası başka hatta sanatı bile başka. Buna toplum olarak nasıl ayak uyduracağız? Metaverse dünyasının bilirkişisi Alemşah Öztürk’e hepsini tek tek sordum.
.
Çok enteresan cevaplar aldım. Metaverse’in sadece internetin değil her şeyin yerine geçeceğini mesela..
.
Çok yakında hepimiz özel gözlüklerimizi takacak ve başka zannettiğimiz ama yine bizlerin içerisinde olduğu evrene adım atacağız. Ama orada kimliklerimiz, statülerimiz hatta yaşlarımızın bile bir önemi olmayacak.
.
Ne kadar muhteşem geliyor kulağa öyle değil mi? Ama elbette bir anne olarak endişelerimi de dürtüyor bu durum. Bu dünyanın yeni tehlikeler doğuracağı da belli şimdiden. Alemşah Öztürk çok anlamlı bir yanıt veriyor bu endişeme, “Platformların değil insanların ahlaki temelleri olur.”
Ne kadar haklı. Her hangi bir aksi durum olduğunda o platformu değil bu aksilikleri yaratan insanları sorgulamalıyız. Bu yüzden metaverse dünyasında bile “Eğitim Şart.”

O zaman öte evreni anlamak ve kendinizi eğitmek istiyorsanız buyurunuz röportajı okumaya…

Ve Alemşah Öztürk karşımda. Selçuk Erdem’le bir ilke imza attı. Bu ikili sayesinde, “İlk Türk NFT Koleksiyonu” Fluffy Polar Bears (Pofuduk Kutup Ayıları), dijital evrende yerini aldı. Satışa çıktıktan 5 saniye sonra, tümüyle satıldı. 2.7 milyon dolar değerinde, 662 ETH toplandı. Geçtiğimiz günlerde Selçuk’la röportaj yaptım, sıra Alemşah’da… Alemşah, sen Metaverse, kripto para, blok zinciri, sanal gerçeklik, NFT, bu işlerin Türkiye’deki ‘bilirkişi’lerinden birisin. Ben de seni yakalamışken, tonla soru soracağım. Hazır mısın?
-(Gülüyor) Hazırım.

Bir ilkokul öğrencisine anlatır gibi anlat olur mu?
-Tamamdır.

Bir ben miyim bu işleri anlamayan, kafası tam basmayan…
-(Gülüyor) Yok hayır, dünyanın yüzde 99.5’i daha anlamıyor. Kendini yalnız hissetme. Çok yeni bir şeyden bahsediyoruz!

Önce Metaverse’ten başlayalım…
-Peki. “Ready Player One” diye bir film var. Anlamanın en kolay yöntemi aslında. İzledin mi?

Hayır.
-Hikaye, gelecekte geçiyor. Ekonomi iyice çökmüş. İnsanlar çok kötü yerlerde yaşıyorlar ama teknoloji ileride. Ve herkesin takıldığı bir sanal gerçeklik dünyası var. Herkes, evinde kafasına bir headset takıyor. Üzerine bir kıyafet giyiyor. Oldukları sabit yerde, o sanal dünyada yaşıyorlar. Bir nevi Metaverse. Bizim internet hızımız, şimdilik o kadar iyi değil. Sözünü ettiğim teknoloji de ucuz değil. Sadece kafanıza takacağınız headset bugün 400 dolar. Biraz daha vaktimiz var. Ama gelecek, geliyor. Hatta geldi bile!

ALTERNATİF GERÇEKLİĞE HOŞ GELDİNİZZZZ!!!

Nedir yani Metaverse?
-Alternatif gerçeklik. Yani aynen bu dünyada olduğu gibi, başka bir dünyada da yaşayabileceğiz. Bu dünyada ne yapıyoruz? Hissediyoruz, görüyoruz… Her şeyi yapabiliyoruz di mi? Kafamı çevirdiğimde duvardaki objeleri görüyorum. Seni görüyorum, “Merhaba” diyorum. Sen duyuyorsun beni. El sallıyorum. O dünyada da bunların aynısı olacak…

Gelecekte Metaverse, internetin yerine mi geçecek?
-Her şeyin yerine geçecek aslında! İnternet, bunun üzerinde aktığı şeyin adı. Ama internette, şu anda bazı şeylere bakmakla yetiniyoruz. Oysa Metaverse, üç boyutlu bir tasarım. İçerisinde aktif olabileceğiz. Normalde nasıl film seyrediyoruz? YouTube’dan açıyoruz, bir düz ekranda seyrediyoruz ya; Metaverse’te o filmi, devasa bir tiyatronun içinde, binlerce insanla beraber, gökyüzünde kocaman bir ekrandan seyredebileceğiz. Belki film 3D. Aktörler, tiyatro gibi sahnede oynuyorlar ve sen izliyorsun ama dahil de olabiliyorsun…

O zaman bütün film endüstrisi de değişecek…
-Elbette! 3 boyutlu film yapacak insanlar. Biz de öyle izleyeceğiz. İçinde olacağız filmin. Her şey ama her şey tamamen değişecek. Çünkü gerçek dünyada, yapamadığın bir sürü efekti de yapabileceksin. Seyircinin birini çekip, oyunun içine alabilmek mümkün olacak mesela. O yüzden sanat ve entertainment dünyası da değişecek. Haliyle işler değişecek. İnsanlar Metaverse’te iş bulacaklar. Kimi Metaverse’ün içindeki sinemada çalışacak. Kimi 3D kıyafet tasarlayacak. Kimi Metaverse’te emlak danışmanlığı yapacak. Ucu bucağı yok. Tam da bu yüzden, tamamen yeni bir dünya ve beraberinde yepyeni bir ekonomi geliyor.

Neden böyle üç boyutlu evren yaratılmaya ihtiyaç duyuluyor?
-Çünkü insanoğlu, doğduğundan beri kendi gerçekliğinden kaçmaya çalışıyor! Cevabı bu kadar basit. Neden insanlar cep telefonlarıyla bu kadar vakit geçiriyorlar? Neden saatlerce Instagram’da zaman öldürüyorlar? Neden saatlerce Twitter’da dolanıyorlar? Bunun gibi bir şey. İnsanlar kendilerinden kaçmak için her zaman bir şeyler aradı. Biraz insan doğasıyla ilgili. Ama şu da var: Dünyada bir grup insan, “üretici.” Biz onlara, yeni dünyada, “maker” diyoruz. Onlar, iş üretecek oraya. Bir grup insan da “tüketici.” Onlar da hayatlarının bir kısmını Metaverse’te geçirecek. Kimi de tamamını…

röportajın devamı linkte

https://www.armanayse.com/alemsah-ozturk-gelecek-geliyor-hatta-geldi-bile/