“İyi bir modacı; tasarım için bir mimar, siluet için bir heykeltraş, renk için bir ressam, uyum için bir müzisyen ve sukünet için bir filozof olmalı” diyen Cristobal Balenciaga ‘ dan bahsetmek istiyorum size.
Moda dünyasının tasarımlarını kesen, diken, elbiseyi herşeyi ile son haline getirebilen “tek couturier”!..
1895 yılında İspanya’da doğan Cristobal Balenciaga Eizaguirre, kariyerine on iki yaşında bir terzini yanında çalışarak başlıyor ve ilk butiğini 1919’ da, San Sebastian’da açıyor. O sıralarda müşterileri, İspanya kraliyet ailesi ve aristokratlarından oluşurken, kesimlerinde kullandığı sadeliği ile, bıraktığı moda mirası ile, günümüzde moda dünyasının en etkili isimlerinden Balanciaga markası, Anna Wintour, Nicole Kidman, Kylie Minogue ve Madonna gibi ünlüler tarafından tercih edilerek, modaya yön vermeye devam ediyor!.
‘Moda’ demek, sürekli yenilenmek demek, eskidikçe değer kaybeden demek. Sanat eserinden ilk ayrıldığı nokta burada başlıyor. Ancak Moda dünyası sanatla özdeşleşiyor. Tuval olan kumaşlar ile yapılan tasarımlar, mimariyide kullanarak, son derece çekici kıyafetlere dönüşüyor. Amerikalı Marc Jacobs, ticari başarısı gözle görülen koleksiyonlarında başvurduğu sanatsal temalarla neredeyse moda dünyasında çağdaş sanatın elçisi haline gelmiş, popüler ressam John Currin’den esinlenmiş. Yaratıcı zeka ürünü olan ve büyük bir titizlikle kişiye özel olarak üretilen haute couture giysiler söz konusu olduğunda, ben diyorum ki; Evet, ‘Moda sanatdır.’
Ama konunun en özel noktası ise, Moda Müzesi bence…
Cristobal Balenciaga adına, Kuzey İspanya’nın Bilbao bölgesinde açılan ilk Moda Müzesi, bu dehanın yaşamına, moda tarihine ve yenilikçi tasarımlarına tanıklık etmek için kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir yer. Balenciaga’nın kraliyet elbiseleri,boğa güreşinde giyilen kıyafetleri ve gösterişli gelinliklerinden oluşan yaklaşık 100 tasarımı kalıcı koleksiyon kapsamında sergileniyor. Ve haute couture tasarım eğitimi veren bir okul olma görevini de üstlenmiş.
Türkiye’ nin Doğu-Batı köprülüğü, Avrupanın kültürü, Batı bizden çok mu ileride?, söylemlerine bir de bu pencereden bakınca, halimiz gözler önünde.
1919’ da birileri tarih yazmaya, ilk butiğini açmaya başladığında; Türk Milleti kendi tarihi direnişini yazmaya başlıyordu.
Adana bir tarım kenti. 2017 yılında büyük bir kompleks olarak, bir bölümü açılabilen Adana Müzesi’ nde ‘Tarım Müzesi’ henüz yok. Sanki daha çok yolumuz var gibi. Ama en azından iyi örnekleri alabileceğimiz, ileri bir BATI var önümüzde..
Diyeceğim o dur ki;
İnsanlığı kurtaracak en temel değer ‘SANATTIR.’
SANAT; güzellik ve dürüstlük içerir.
SANAT; pozitif duygu barındırır.
SANATLA bakan, yetişen, düşünen, algılayan, yoğurulan beyinleri, kötülükle dolduramazsınız.