ADANALI
——————————————-
Yazın güneşin yakıp kavurduğu, cehenneme çevirdiği Adana’da yaşar.
Ondandır kavruktur teni, yanıktır yüreği.
Ama bilir ki öbür tarafta cennete gidecektir.
Aslında o bir dünya vatandaşıdır.
Dünyanın her köşesinde bir Adanalı’ya rastlayabilirsiniz.
Güneş yüreğini öyle ısıtmıştır ki…
Sıcakkanlıdır, içtendir, hoşgörülüdür.
Cıncık gibi tertemizdir yüreği.
Korumacıdır. Mahallenin ablası, abisi, dayısıdır.
Konukseverdir.
Hiç tanımadığı insanlara kapısını açar.
Sofrasını, ekmeğini, suyunu paylaşır.
Gözü, göğnü toktur.
Hatırım için deyip yedirir de yedirir
Acıyı, ekşiyi, eti, ekmeği, tatlıyı sever.
İçmeyi sever.
İçkinin, ciğerin ve etin bayramını yapar.
Kebapsız yapamaz. Yanında da şalgamsız yapamaz.
Sırtınızı güvenle dayayabileceğiniz iyi bir dosttur.
Sağlam karekterlidir.
Deleanlıdır. Kabadayıdır yeri geldiğinde.
Biraz isyankardır.
Haksızlığa dayanamaz.
Sinirlendirmeye gelmez.
Küfrün en güzeli ondadır.
Kitabını yazmıştır.
Topluma bir yararı olsun diye.
Bir başladı mı sövülmedik kimse bırakmaz.
Yedi sülale nasibini alır.
Feleğini şaşırtır adamın.
Bakmayın “kitapsız” dendiğine inançlıdır o.
Esprilidir. Konuşmayı, lavgarlığı sever
Eğlenceyi sever. Pavyon hayatını iyi bilir.
Sevdiklerinin gadasını alır.
Sevmediklerini malamat eder.
Hoşşiklik yapanlardan hazlanmaz.
Tembeldir biraz. Üşengeçtir. Sıcağa bahane bulur hep.
Iki adımlık yeri uzak bulur ve gitmez.
Bodruma inmez birinci kata dahi çıkmaz. Dümdüz ilerler.
Kaldırımlar dar gelir ona yolun ortasından yürür.
Eliaçıktır harcamayı sever.
Elindekini anında tüketir.
Biraz kendini beğenmiştir.
Her şeyin iyisini, doğrusunu, güzelini o bilir.
Eleştirilmeye pek gelmez.
Tahammülsüzdür.
Bir Adanalı aslında dört kişidir.
Her Adanalının içinde bir yazar, bir sinemacı, bir müzisyen ve bir şair yaşar.
Göğnünün kapısı daima gındırıktır Adanalının.
Vurmadan gir içeri.
——————————– AYDIN SİHAY
“Bir Adanalı”