Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği AFAD’ın kurucu başkanı Dt. Sina Coşkun dün ( 26 Mayıs 2020) hayatını kaybetti.
1979 yılından itibaren uzun yıllar AFAD başkanlığını yürüten Dt. Sina Coşkun’nun cenaze programı daha sonra ailesi ve AFAD tarafından duyurulacaktır. TFSF Yönetim Kurulu olarak ailesine ve sevdiklerine baş sağlığı diliyoruz.
Güle güle sevgili Başkanım! (Sefa Ulukan)
Lise son yılları, henüz 18 yaşıma bile girmemişim Çukurova Gazeteciler Cemiyetinin her iki dini bayram arasında düzenlediği fotoğrafa yarışmasının sergi açılışı var. O dönemde dini bayramlarda ulusal gazeteler çıkmaz, yerel basına destek olunması için Gazeteciler Cemiyetleri “Bayram Gazetesi” çıkarırlardı. Cemiyet Başkanı Erdoğan Varol ödül kazanan fotoğrafçıları odasına çağırıp bir görüşme yapmıştı. “Hadi dernek kuruyoruz” diye. Hepsi benden büyük, Adanalı tabiri ile “kelli, felli adamlar”. İşte o zaman tanışmıştım, sevimli bir gülüşü ve tam anlamıyla “beyefendi” bir duruşu vardı. Bir de saç taraması dikkatimi çekmişti ne yalan söyleyeyim. Alından itibaren açık olan kafasını yanlardan uzattığı saçları ile kapamayı becermişti. Uzun yıllar bu konu aramızda şakalaşma nedeni olmuş, o da her seferinde “ebeme” sevgilerini iletirdi. Diş doktoru idi, Ziya Paşa Bulvarında o döneme göre lüks sayılacak bir muayehanesi vardı. Sonraları bir çok yönetim kurulu veya özel geyik toplantılarımız için mekanımız oldu burası. Babası asker kökenli idi yanlış hatırlamıyorsam, bu yansımıştı genel duruşuna. Doğal olarak başkanlık görevi kendisinin oluverdi Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği AFAD’ın ilk kurulduğu anda. Dokuz yıllık bir sürede devam etti. Çoğu zaman genel sekreteri idim ben, ki bu konuda çok esprileri var yazamam buralara. Benden sivri sivri fikirler geliyor, o da önce bir düşünür, ince dudakları ile gülümser ve kafasına yatarsa “hadi yapalım” derdi. Sadece “Bu adama dikkat edin, ilerde önce AFAD’ın sonra Türkiye’de fotoğrafın başına geçerse, şaşırmayın” dediğinde gülüşmüştük. Abi kardeş ilişkisi içinde geçen ilk yıllar derneğin sonraki sağlam temelini oluşturdu eminim. Haberi öğrenince elimde olmadan eski fotoğraflara baktım dün gece, ne güzel günlermiş. Her geçen gün bir bir eksilen bu dostları hasretle anıyorum. Hiç unutmam ilk gezilerimizde minibüste bir kişiye daha yer olsun diye şöförü indirir öyle kiralardık hafta sonu. Yakın çevreye gittiğimiz bu gezilerde tabii ki kaptan koltuğunda kendisi otururdu. Biz de arkada onun pencereden gelen rüzgarla havalanan saçları ile verdiği mücadelesini izler takılırdık. Onun kırmızı vosvosu ve bununla yapılan gezilerimiz bana vosvos sevgisini aşılamıştır. Bir gün sarı bir vosvos alıp derneğe gittiğimde de “nereden buldun bu külüstürü” diye takılmıştı, bende “senin yüzünden aldım” deyip gülüşmüştük. Ne kadar çok anı var bir anda film şeridi gibi gelen aklıma, yazarım bir yerlere inşallah. Diyabetti, uzan yıllar çekti, son dönemlerde yaşadığı ampütasyon operasyonları onu çok üzmüş olmasına rağmen mücadelesini bırakmadı. Dün ani bir atakla hayatını kaybettiğini öğrendiğimde inanmadım, o yaşam mücadelesini o kibar görüntülü dirençli, sert yapısı ile hep başarı ile yürüten Sina Abi bu kez başaramamıştı.
Huzur içinde uyusun. Ailesine sabırlar ve sevgili AFAD’lı dostlarıma bir kez daha baş sağlığı diliyorum. Bir güzel insan daha yitip gitti yaşamımda üzgünüm, çok üzgünüm.