Sözlükleri bilmem de… Bana göre “onur”la “gurur” arasında kallavi bir ayrık vardır. Gururun içinde kibir denilen bir balon saklanır. Kafası eserse veya işine gelen bir vaka nasip olursa şişer de şişer. Arapça kökenlidir…
Onursa daha mütevazı fakat erişim düzeyi yüksek bir duygu durumudur. Balon değildir, patlatmak için içine üflediğimiz nayloncuklara da hiç benzemez. Hatta bazen şeref, saygı, öz saygı, haysiyet, izzetinefis gibi isimler onurun yerine kullanılır. Ne yazık ki Fransızca kökenlidir ve “honneur” şeklinde yazılır.
Konunun düğümünü atıp bağlayacak olursak… Bazen gururumu çimen saydım, (gerçek dostlarım hariç) dost-muş gibi görünene üzerimde gezinme izni verdim… Onurumsa bir bahar uçurtması gibi oldu her daim. Çocukluğumdan beridir dolanır durur göklerde. Ne bulutlarla örtünür, ne yağmur suyu geçirir. Fakat güneşi çok sever, bir de sonsuzluğu boyayan maviyi…
***
Mehmet Bal… 1950, 60 ve 70’lerde yaptığı afişlerle hayatımızı renklendirmiş, izleyeceğimiz filmler hakkında fikir sahibi olmamızı sağlamış harika bir ressamdı… Aynı zamanda, 1930 yılında doğduğu ve 2014’te son nefesini verdiği Tarsus’ta, önemli bir sanat galerisine adı verildi. Mutlaka gururlu yanları vardı, çünkü Yeşilçam’ı fethetmek kolay değildi. Belki bazen gururunu çimen etse de onurundan taviz vermedi… Sonunda “Afişlerin Beyefendisi” olmayı hak edip ününü dünyaya yaydı.
HİKMET ÖZ ANLATIYOR
“Mehmet Bal’ın çocukluk günleri ikinci dünya savaşının en sıkıntılı günleri içinde geçti. Her şeyin karne ile satıldığı savaş yıllarında, Annesi ve kardeşleriyle hasadı yapılmış ekin tarlalarında başak topladı… Ortaokul birinci sınıfta annesini kaybetti. Resme olan ilgisi bu yıllarda başlar.
Ortaokulun son sınıfında babasını da kaybetti. 1946 yılından itibaren iki kız kardeşi ve kendisi için geçim sıkıntısı başlamıştır. Küçük iki kız kardeşinin geçimini sağlayabilmek için akşamları koluna taktığı sepetle kahvelerde portakal ve simit satıyordu.
1949’un Ekim ayında Kahramanmaraş’a askerlik görevini yapmaya gitti. O süreçte de başarılı çalışmaları olmuştur. Garnizonun çeşitli bölümlerine askeri kompozisyonlar yapıyor, tabelalar yazıyordu. Tatbikatlar sırasında bölgenin haritalarını, komutan ve eratın çeşitli karikatürlerini, resimlerini çiziyordu. ‘Kahraman Maraş’ gazetesinde günün anlamını belirten Linol usulü klişeleştirdiği kompozisyonları yayınlanıyordu.
O günlerde Kahramanaraş’a misafir olarak gelen Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan’ın, alay komutanı kurmay Albay Sabri Büyükünal’ın isteği üzerine 50×70 santimetre ölçüsünde karakalem portresini yapmıştır.
Askerden dönünce Tarsus’ta resim, tabela, reklam atölyesini açar. Bez üzerine büyük boy afiş çalışmalarına başlamıştır. Aynı zamanda sinema yöneticiliği yapmış ve fotoğraf stüdyosu açmıştır. Yaptığı işler; tabela, takvim, broşür, etiket. Mersin’den Gaziantep’e kadar çeşitli firmalara büyük boy afişler ve reklam içerikli çalışmalar yapmaktadır.”
SİNEMA VE MEHMET BAL
“1956 yılında Mehmet Bal’ın sinemacılık serüveni de başlar. Kışlık Saray Sineması’nın dört ortağından biridir. Sinemanın bitişiğindeki atölyesinde yaptığı afişlerin oldukça başarılı olarak insanlara sunulması İstanbullu film şirketleri tarafından fark edilir. Uzun süren ısrarlara rağmen Mehmet Bal önceleri İstanbul’a gitmeyi kabul etmedi. Sipariş verilen film afişlerini Tarsus’tan yapmaya devam etti.”
TARSUS’TAN AYRILIŞ
“İstanbul film yapımcılarının isteği üzerine Tarsus’tan yapıp gönderdiği afişlerin yapımcılar tarafından çok beğenilmesi üzerine o yılların en büyük film ve sinema işletmecisi olan Fitaş filmin ısrarlı daveti üzerine çok sevdiği memleketi Tarsus’tan 1967 yılında ayrılmak zorunda kalır. İstanbul’da Mehmet Bal, Fitaş filmin kendisine tanıdığı imkânları yeterli bulmuş, şirketin sinemalarının film afişlerine, yerli film yapımcılarına 17 yıl devamlı olarak yüzlerce afiş çizmiştir.”
EN BÜYÜK ESER
“Sinemacılık ve çizgi roman deneyimi olan Mehmet Bal, Atatürk’ün hayatını çizgi roman tarzında Türk insanına sunmak ister. Bu konuda yaptığı ilk çalışmalar büyük ilgi görür. Araştırmalarını daha ciddi bir şekilde yaparak yakın tarihimiz konusunda çizim çalışmalarına başlar.”
EVE DÖNÜŞ
“Zamanın Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın istekleri üzerine ‘Tarsus’un Kurtuluş Destanı’nı çizgi roman olarak hazırladı. Ayrıca Atatürk’ün Tarsus’a ilk gelişinde Tarsus Şelalesi’ni ziyaret etmesini konu alan resim çalışması da yapmıştır. Bu resim Tarsus belediyesi tarafından çoğaltıldı ve tüm Tarsus’ta dağıtıldı.
Mehmet Bal 60 yılı geçen sanat yaşamında binlerce eser meydana getirmiştir. Bu biyografi özetinde Mehmet Bal’ın sanat ve meslek hayatının belli dönemleri anlatılmaya çalışılmıştır. Mehmet Bal Mayıs 2010 tarihinde Tarsus’a tekrar yerleşmiş ve Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın Mehmet Bal adına Haziran 2009 yılında açtığı ‘Mehmet Bal Sanat Galerisi’ çatısı altında çalışmalarına devam etmiştir.
Ölümünden sonra hemen her yıl muhtelif etkinliklerle Mehmet Bal ustayı anma etkinlikleri yapan muhtelif sivil toplum örgütleri, 2020 ve 2021 yılında pandemi nedeniyle etkinlik yapamadı. 2022 yılında kısmi uygulamalar sonucunda pandemi bir parça da olsa rahatlayınca Mehmet Bal ustayı Tarsus Ressamlar Derneği’nin isteğiyle, Tarsus Belediyesi’nin de ekipman desteğiyle anma girişimini başlatıldı. Mehmet Bal usta, hemen her gün geldiği ve insanlarla sohbet ettiği, adına yapılan ‘Mehmet Bal Sanat Galerisi’nde anıldı.”
Hayatımızdan bir Mehmet Bal geçti ve geriye binlerce resim, milyonlarca bilgi bıraktı.