Fotoğraf: İsmail Görkem ,Ahmet Karataş,Ahmet Nadir İşisağ
Öğrencilik ve memuriyetle birlikte otuz yılımın geçtiği Ankaralı günler bitmiş ve Adana’ya dönmüştüm. Mensubu olduğum üniversitenin kütüphanesini kurma görevimin yanında, bir de “Çukurova Kent Kitaplığı ve Arşivi” ni yapılandıracaktım.
Bu amaç doğrultusunda çalışmalara başlamış ve çekirdek koleksiyon alımlarını yapmıştık. Ahmet Nadir İşisağ, Çukurova Kent Kitaplığı ve Arşivi’ne yönelik Adana Kamuoyunda beliren olumlu etkilerden olsa gerek, kütüphaneci meslektaşım Hüseyin Batar aracılığıyla, benimle görüşmek istediğini dile getirmişti.
Bir süre sonra elinde; Tevfik Kısacık’la birlikte yazdığı “Bağdat-Berlin Hattında Kırılma Noktası: Belemedik Toros Tüneli” adlı kitapla, ziyaretime geldi. Kendisiyle tanıştık. Karşımda; yakışıklı, heyecanlı, istekli, naif ve oldukça centilmen bir Adana sevdalısı vardı. Hafızası, sadece yaşıyla sınırlı dönemleri değil, tüm Çukurova’nın tarihsel süreçlerini içerecek biçimde canlı ve popüler bilgiyle doluydu. Çukurova ile ilgili basılı, görsel ve işitsel bilgi kaynaklarını, kütüphanemizde topluca gördüğünde yaşadığı şaşkınlığı ve sevinci anlatmam olası görünmüyor. Daha öncesinde görmediği ve bulamadığı kitapların çoğunluğuna sahip olmamıza rağmen, elbette bizde olmayan kaynaklar da vardı.
Zaman içinde talep etmiş olduğu yabancı kitapları da sağlamaya başladık. Çocuklar gibi şendi. Kitaplar gelir gelmez, tanıdığı birisi vardı ona gerekli yerleri tercüme ettirerek, eksik olan bilgilerini tamamlıyor ve hızla konuları kitaba dönüştürüyordu. Kendisine bir yayıncı bulma çabalarımız sonuç vermiş ve Akademisyen Kitabevi sahibi değerli dostum Yasin Dilmen, Ahmet Nadir İşisağ abinin kitaplarını yayınlamayı kabul etmişti. Nitekim kitapları arka arkaya çıkmaya başladı. Ve Ahmet Nadir İşisağ, TÜYAP Adana Kitap Fuarı’nın değişmez Adanalı yazarlarından birisi oldu. Mutluluğunu ifade eden tavrı mahcubiyet gibi görünse de, devam eden tedavisine yansıyan bir iyileşme ve sürekli yazma isteği had safhadaydı.
Daha öncesinde “Dönüm” adlı yerel gazeteyi çıkarmış ve yazı işleri müdürlüğünü yapmıştı. Bu dönemde, Adana Tarihi üzerine yaptığı araştırmaları dizi yazısı olarak literatüre katmış ancak ne yazık ki gazete koleksiyonu bir şekilde kaybolmuştu. Zaman içinde, Milli Kütüphane ’de bulunan nüshaları elde edecektik. “Eshab-ı Kehf Tarsus mu, Afşin mi”, “Yakıla Yıkıla Adana”, “Atatürk’ün Adana Günleri”, “Adana Ziyaret ve Yatırları”, “Adana’da Unutulan Meslekler”, “Strabon ve Ramsay’ın Çukurova Gezilerinin İncelenmesi”, “Adana : Tarih Boyunca İsimleri ve Kaynakları” adlı dizi yazıları Dönüm ’de tefrika edilmişti. “Ah Adania Ah!” isimli romanı ise yayınlanmayı bekliyordu. İlgili gazetenin koleksiyonunu elde ettikten sonra gözden geçirip yeniden ele alacaktı.
Ahmet Nadir İşisağ ile abi kardeş ilişkimiz telefonlarla sürekli devam ediyor ve zaman buldukça da eski Adana’da kebap yedikten sonra tarihi yerlerin gezilmesiyle son buluyordu. Belemedik’te geçen yaz günleri dışında mümkün olan süreleri muhabbetle sürdürme kararlılığı içindeydik.
Ahmet Nadir İşisağ’ın, “Abidin Paşa : Bir Adana Valisi”, “Orosdi-Back Efsanesi : Horozdibeği Adana”, “Adana’nın Yüzü : 100 tarihi fotoğraf ”, “Pozantı Belemedik : Görsel Tarihi”, “Adana Taş Köprü : 1700 Yıllık Gizem”, “Fotoğraflarla Pozantı Belemedik Tarihi” ve “Atlantis değil Augustapolis” adlı kitapları yayınlandığı zaman, Adana’da ve Türkiye’de saygıyla karşılanmıştı. Birlikte yazdığımız “Gastron Mizrahi : Adana Tarihini Fotoğrafa Yazan Adam”isimli biyografik kitap, renkli olması nedeniyle pahalı baskısı yüzünden karşılık bulamamıştı.
Adana’da, 1948’de doğan Ahmet Nadir İşisağ, Eğitim Fakültesi’ni bitirdikten sonra, kısa süreli devlet memuriyetinden ayrılmış, özel sektöre transfer olmuştu. Yerel gazetede devam eden çalışmaları sonunda emekliye ayrılmıştı. Emeklilik hayatının tamamını sevgili eşiyle birlikte Adana’nın tanınmasına adamıştı. Adana ve Belemedik, onun evlatları kadar ağırlığı olan bir coğrafi sorumluluktu adeta. Araştırmalarına destek veren Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Kütüphanesi’ne ve Pozantı’nın değerli Başkanı Mustafa Çay’a, her fırsatta minnettarlığını belirtir ve teşekkür ederdi.
Adana’da, Ahmet Nadir İşisağ’a benzer onlarca değerli insan var. Çalışma konuları farklı ancak temel özellikleri Adana sevdalısı olmaları. Siyasetin kuşattığı iş bilmezlikle, kadri kıymeti bilinmeyen bu insanların, tarihe mal olan kıymetli çalışmaları, elbette ebediyete kadar varlığını sürdürecek ve bu dünya ile bağlarını koparmayacaktır. Onlara olan minnettarlığımızı, selam ve dualarımızı bu yolla göndereceğiz hiç kuşkusuz. Değerli ağabeyim, sevgili dostum ve pek kıymetli Ahmet Nadir İşisağ, Adana için tuğla koyan tüm Adanalıların selam ve saygıları var…