Sinemamızın tarihini yazanlar bir bir yazdıkları tarihin kendisi oluyorlar… Bu kez de sinema tarihimizde 70’li yılların ilk yarısıyla 90’lı yıllar arası çektikleri filmlerle etkin bir konuda olup “genç” ya da “Yeni Sinemacılar” olarak isimlendirilen kuşağın önemli yönetmenlerinden Ali Özgentürk’ü yitirdik. Böylece Yeşilçam’ın en son ve de en geç kuşağının da bir açıdan sonuna geldik.
“Genç”, “yeni” ya da bir açıdan “68 kuşağı” olarak da isimlendirilecek bu kuşağın ilk akla gelen birçok ortak paydaları vardır. Bu paydalardan biri, Yeşilçam’ın içinden yetişip, Yeşilçam’ın argümanlarını kullanarak Yeşilçam’a alternatif bir sinema üretmeleriydi. Yeşilçam’ın klasik usta-çırak ilişkileri içinde yetişen bu kuşak ne var ki çalıştıkları ustaların -biri haricinde- izinden değil de dönemin ruhuna koşut olarak sinemamızda toplumsal içerikli filmler dönemin de yaratıcıları konumunda oldular.
Tümünün değilse de birçoğunun Yılmaz Güney sinemasına yabancı olmayıp, onunla çalışma olanağını yakalaması, bu tür sinemanın sinema ortamımızda yeşerip etkin olmasında önemli bir rol oynamıştır. Daha önceleri Metin Erksan’ın deneyip de onca başarısına karşı sektörden dışlanarak işsiz kalmasına neden olan bu tür, yani toplumsal içerikli filmler, sözünü ettiğimiz kuşağın benzer bedelleri ödemesine rağmen hiçbir zaman geri adım atmadıkları ve de vazgeçmedikleri bir dizi ilkler içeren ana tür konumuna getirilmiştir.
https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/ali-ozgenturkun-ardindan-527798