Yarım asırdır Türk sinemanın vitrini olmaktan daha önemli bir özelliği olmayan Antalya Film Festivali’nin ulusal yarışmayı kaldırması, tek kelimeyle ‘gülünç’.
Antalya’da yapılan yeni düzenleme, son günlerin en gülünç gelişmesi. Tek önemli özelliği bir ulusal sinemayı temsil etmek olan festival, şimdi ulusal yarışmasını iptal ediyor. Bu gariplik, tabii ki kültürel-politik gelişmelerin bir sonucu.
Geçen hafta artık ulusal yarışma bölümünün olmayacağını ilan eden Antalya Film Festivali, yerli filmlerin de uluslararası yarışmanın içinde yer alacağını açıkladı. Festival yönetimine de Türkiye dışından isimler getirildi. Artistik Direktör İngiliz yapımcı Mike Downey, danışman ise Saraybosna Festivali’nin eski yöneticisi Mirsad Purivatra oldu. Sanki Türkiye’de festival düzenleyecek birikimde kimse olmadığı için bu isimler getirilmiş gibi görünüyorsa da herkes kazın ayağının öyle olmadığını biliyor. Tüm kararların arkasında festivalleri olabildiğince siyasetten arındırmak ya da başka bir deyişle muhalif seslerden arındırmak gayreti var. Bir festivali uluslararası niteliklerde ya da ulusal sinema çevreleriyle barışık biçimde düzenleyebilecek sinemacılardan hiç kimse AK Parti siyasetine tam uyum gösteremeyeceği için, Antalya Belediyesi topu dışarı atmaya karar vermiş. İşin kulbu da ‘uluslararası festival’ düzenlemek olmuş.
Yazının devamını okumak için tıkla