Ekonomiyi şehir devletleri kurtarır
2030’da küreselleşmenin yeni adının tarihte ‘şehir devletleri’ olarak anılan kentleşme olacağını kaydeden Prof. Dr. Fuat Keyman, “Artık, Ankara, İzmir, Adana-Mersin gibi büyükşehir belediyeleri, valilikleri, üniversiteleri ve iş dünyası ile bir koalisyon oluşturarak yeni bir yönetim modeline geçmeli. Türkiye bu süreci kaçırırsa, orta gelir tuzağından çıkamaz, yüzde 5 büyümeye ulaşamadığı için ekonomik düzenini, iç barışı sağlayamaz” dedi.
Antik Yunan dönemindeki yönetim sistemi olarak bilinenşehir devletleri, yeniden benimsenmeye başlandı… Türkiye’nin bunu ıskalamaması için 13 yıllık süre kaldı.
Dünyada, kentlerin öne çıktığı yeni bir ekonomik, siyasi ve toplumsal kalkınma modeline geçiş yaptığına dikkat çeken İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman, Türkiye’nin bu süreci ıskalamanın eşiğinde olduğunu söyledi. 2030’da küreselleşmenin yeni adının tarihte ‘şehir devletleri’ olarak anılan kentleşme olacağını kaydeden Keyman, “Artık, Ankara, İzmir, Adana-Mersin gibi büyükşehir belediyeleri, valilikleri, üniversiteleri ve iş dünyası ile bir koalisyon oluşturarak yeni bir yönetim modeline geçmeli. Türkiye bu süreci kaçırırsa, orta gelir tuzağından çıkamaz, yüzde 5 büyümeye ulaşamadığı için ekonomik düzenini, iç barışı sağlayamaz” dedi.
KENTLEŞME ÇÖZÜM OLUR
TÜRKONFED-İstanbul Politikalar Merkezi işbirliği ile hayata geçirilen “Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu” raporunu açıklayan Keyman, pek çok belediyenin ve şirketin kayyum ile yönetildiği bir dönemde sahneye çıkmanın ‘talihsiz ancak gerekli’ bir hareket olduğunu vurguladı. Keyman, yerel yönetimlerin yerel demokrasinin ve yerel ekonominin güçlendirilmesi ile orta sınıfın hakim olduğu ve sermaye birikimlerine ev sahipliği yapan bölge kentlerinin ekonomik gelişim açısından büyük önem taşımaya başlayacağını aktardı. Açıklamalarında, “Bölge kentler, kilit kentler” tespitini yapan Keyman, raporu şöyle özetledi: “Bütün bu Anadolu kentlerinin gelişmesini engelleyen, darbelerdir, çatışmalardır, darbe girişimleridir. Bir de merkezden yerele duyulan şüphedir. Merkez hiçbir zaman yerelin önünü açmadı. Şu anki sistem ile yüzde 5 büyüme sağlanamaz. Referandum sonuçlarında 4’ü büyükşehir olmak üzere, 30 kentin 18’i ‘hayır’ dedi. Anayasa referandumu sonrasındaki tartışmalar kent olgusu üzerine odaklandı. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki; Türkiye’nin nasıl yönetileceği artık çok önemli” diye konuştu.
CAZİBE MERKEZİ VİZYONSUZ
TÜRKONFED ve İPM tarafından hazırlanan Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi’ne raporu kapsamında 12 şehirde kent-bölge oluşumunun dinamikleri ve potansiyelleri incelendi. Hazırlanan raporda hükümetin uyguladığı cazibe merkezleri politikası ile teşvik sisteminin bölgeler üzerindeki etkisine de değinen Prof. Dr. Fuat Keyman, çatışmasızlık ortamının yatırımları artırdığını, ancak şu anki sistemin uygulamada bir anlam ifade etmediğini dile getirdi. Dünyada Amsterdam ve Rotterdam gibi şehirlerin de cazibe merkezi ilan edilerek yatırım akışının artırılması için çaba harcandığını dile getiren Keyman, “Eğer cazibe merkezlerini bir vizyona oturtmazsanız uygulamada başarılı olamaz. Rotterdam ve Amsterdam da cazibe merkezi ancak belli bir vizyon üzerine oturtulmuş. Cazibe merkezleri güzel kavram ama bir vizyona oturtulmazsa Türkiye bu sıkışıklığı aşamaz” diye konuştu.
İZMİR VE DİYARBAKIR’A ÇATIŞMA ENGELİ
TÜRKONFED ve İPM tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi” raporu kapsamında 12 şehirde kent-bölge oluşumunun dinamikleri ve potansiyelleri incelendi. Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van’ın ele alındığı raporda bu şehirlerin dünya standartlarında kent özelliği taşımadığına dikkat çekildi. Araştırma bulgularında, yerel ve merkezi yönetim çatışması nedeni ile İzmir’in çatışma ortamı nedeni ile de Diyarbakır’ın kentleşme konusunda büyük sıkıntı yaşadığı örnekleri verildi.
Kaynak: sozcu.com.tr