Bakışındaki o derin hüzün müydü yüreğime dokunan,
yoksa yapayalnızlığı mıydı?
Bilemiyorum.
Geçerken gördüm onu.
Durup izlemeye başladım.
Fotoğrafını çektim.
Önünde yarısı içilmiş çay duruyordu.
Titreyen eliyle bardağa uzanıyor, bir yudum alıp bırakıyordu.
Sonra gözlerini karşısındaki kirden rengini yitirmiş duvara dikiyordu.
Modern yaşamın saçmalıkları ne zaman beni bunaltsa kendimi sokaklara atarım.
Eski şehrin sokaklarında nenemin deyişiyle ” ziv ziv dolaşırım”
Averece dolaşmaktan huzur bulurum.
O gün Ziyapaşa Parkı”nın içinden geçip Büyüksaat’in hemen dibindeki Yeni Han’a girdim.
Oradan Arasta’ya geçerken geçitteki kahvehanede gördüm onu.
Üç/dört masada bağıra çağıra kağıt oynuyorlardı.
O duvar kenarındaki bir masada sessizce oturuyordu.
Masada yarısı içilmiş çay duruyordu.
Bakışındaki o derin hüzün müydü yüreğime dokunan, yoksa yapayalnızlığı mıydı?
Bilemiyorum.
Aydın Sihay
Zıyapaşa Parkı / Yeni Han / Arasta / Adana